matesis
dedas

Denizden Gelen Sağlık

Akdeniz Diyetinin kalp-damar sağlığını koruyucu, kilo verdirici ve beklenen yaşam süresinin uzamasını sağlayan yönleri uzun yıllardır bilinmektedir. Akdeniz Diyeti çok sayıda hastalığın görülme riskini azaltmaktadır.
Denizden Gelen Sağlık

Akdeniz Diyeti gerek birçok hastalığı önleyerek gerekse genel sağlığı, bağışıklığı güçlendirerek, yaşam kalitesini arttırmaktadır. İnsanların beklenen yaşam süresi uzadıkça en önemli sağlık hedeflerinden birisinin yaşam kalitesini arttırmak olması gerekmektedir. Bu durum Akdeniz Diyetinin önemini daha da arttırmaktadır.

Toplamda; bir buçuk milyonu aşan kişiler üzerinde yapılan çok sayıda ‘Akdeniz Diyeti Sağlık İlişkisi’ kapsamlı araştırmayı bir arada inceleyen ve dünyanın saygın bilimsel tıp dergilerinden, ‘British Medical Journal’da yayınlanan bir makalenin sonuçlarına göre; Akdeniz Diyetinin; ölüm riskinde azalmaya, kalp-damar hastalıklarının, kanser vakası sayısının veya kanserden ölüm oranının, Parkinson hastalığı ve Alzheimer hastalığının kısmen önlenmesine, azalmasına yol açtığı gösterilmiştir.

Akdeniz diyetinin beyin fonksiyonlarına olumlu etkileri, kandaki yağ oranını azaltması, kan şekerini kontrol altında tutmaya yardımcı olması, bağırsak, mide ve hazımsızlıkla ilgili şikayetlere iyi gelmesi, şeker (diyabet), kalp-damar hastalıkları ve kansere karşı koruyucu etkileri ortaya çıktıkça bizim için önemi daha da artmaktadır.

Akdeniz Diyetinin kapsamında; çeşitli ve bol sebze, meyve, zeytinyağı, turunçgiller, yeşil salatalar olduğu gibi, deniz mahsullerinin düzenli tüketimi de önemli bir yer tutmaktadır. Dünyanın en saygın klinik tedavi kitaplarında kalp-damar hastalıklarından korunma başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde beslenme düzenlenirken; ‘düzenli olarak balık ve deniz ürünleri tüketimi’ tavsiye edilmektedir. Üç tarafı denizle çevirili, çok sayıda göllerle, ırmaklarla donatılmış cennet vatanımızda balık ve diğer deniz mahsullerini tüketmek çok kolaydır. Türkiye, balıkçılıkta iyi bir konumda iken, ‘Avrupa’da kişi başı 23-24 kilogram olan balık tüketiminin yıllardır Türkiye’de 6-8 kiloyu geçmediği’ konunun uzmanları tarafından sıkça dile getirilmektedir. Türkiye’nin, düzenli balık tüketiminde oldukça kötü durumda ve geri sıralarda olduğu görülmektedir.

Vücudun yağ ihtiyacının beslenmeyle, doğal gıdalardan, düzenli ve dengeli sağlanması gerekmektedir. Doymamış yağ asitlerinden omega 3 alımının insan sağlığını korumada çok büyük önemi vardır. Damar, kalp, beyin ve gözlerin sağlığı için omega 3 yağ asidinin düzenli alınması gerekmektedir. Çocuklarda büyüme-gelişmenin iyi olması, yetişkinlerde demans, depresyon, astım, migren ve diyabetin önlenmesi için omega 3 yağ asitleri oldukça faydalıdır. Omega 3 yağ asidi, ceviz ve bazı tohum yağlarında bir miktar bulunmakla beraber, en güzel omega 3 kaynağı balıktır. Özellikle deniz balıkları omega 3 açısından zengin doğal kaynaklardır. Balık tüketimin arttırılması, balığın ve diğer deniz mahsullerinin haftada en az iki-üç defa sofralarımızda yer alması sağlığımızı korumak için oldukça önemlidir. Beslenme alışkanlıklarımızı yeniden gözden geçirmeli, çocuklarımızın zihinsel ve fiziksel gelişimlerini sağlamak, yetişkinlerin ise kalp-damar sağlığını korumak ve hastalıklardan uzak kalmasını mümkün hale getirmek için daha çok balık tüketmeliyiz.

Yorum Yaz