matesis
dedas

Dış Politika Böyle Sürsün, Türkiye Büyüsün

Dış Politika Böyle Sürsün, Türkiye Büyüsün

          Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı AB’nin ekonomisi 2012’nin ilk 3 ayında daralma gösterdi. Bu durum, Türkiye’den AB’ye yapılan ihracatın %18 oranında azalmasına neden oldu. Ama, Türkiye’nin ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre %6 civarında arttı. İhracatın ithalatı karşılama oranı yılın ilk üç ayında %54’ten %64’e yükseldi. Bu, dış ticaret açığının azaldığını gösteren bir gelişmedir.

En büyük ticaret ortağıyla büyük bir problem yaşayan Türkiye’nin ihracatının artması, Türkiye’nin ihracat profilinin değiştiğini, Asya ve Afrika’nın bu paya ortak olmaya başladığını gördük.

Türkiye, Gül, Babacan ve özellikle Davutoğlu’nun dış politika çizgilerinin kaymağını yemeye başladı. Birçok Afrika ülkesinde büyükelçilikler ve konsolosluklar açan, 50’den fazla ülkeyle vizeleri kaldıran Türkiye için ‘ancak böyle ülkelere elçilik açar’, ‘adını duymadığımız ülkelerle vizeleri kaldırsa ne olur!’ gibi eleştiriler yapıldı. Dar bir bakış açısı içerisinde düşünmeye alıştırıldığımız bir ülkede bu tür eleştirileri cahilliğin tavan yaptığı üniversite öğrencilerinden ve akademisyenlerden duyduk. Ekonomi ve politikanın paralel gittiği uluslar arası düzende, kolunuz, uzanabildiği kadar para getirir, para geldiği sürece de kolunuz daha uzağa uzanabilir. İşte Türkiye, son 10 yıllık dış politikasıyla bunu başardı.

 Gelelim kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin, Türkiye’nin notunu pozitiften durağana çekmesine. Bunun da anlamı ülkemize yapılacak olan yatırımların bir derecede azalacağıdır.

Son yıllarda ABD ve AB’nin ciddi daralmalar yaşadığı ekonomik sistemde Türkiye 2010 yılında %9,2, 2011 yılında da %8,5 büyüdü. Peki, iyi bir ekonomik skala yakalayan Türkiye bu notu hak etti mi?

Kararın tamamen siyasi olduğunu Erdoğan da dile getirdi. Hatta Başbakan daha da ileri giderek, S&P’yi tanımadığını dile getirdi. Kararın Türkiye’nin büyümesini kabullenemeyen bazı çevrelerin verdiği politik ve ideolojik bir karar olduğu açıktır ama Erdoğan’ın bu yaklaşımı da aynı derecede yanlıştır. Notun durağana çekilmesi demek Türkiye’ye yatırım yapacak kesimlerin ülkemize olan güvenlerini sarsmaktır. Başbakan’ın açıklaması bu kesimlerin güvenlerinin daha çok sarsılmasına neden olur.

İyi bir dış politika çizgisi izleyen hükümetin bu çizgisini sürdürebilmesi ve 2023 hedefini gerçekleştirebilmesi için söylemlerine daha önce yaptığı gibi dikkat etmesi ve bu tür çıkışlardan kaçınması gerekmektedir.

Yorumlar

Image
selahattin tuncer
06.05.2012 / 12:01

Kardeş özlettin kendini, tespitine katılıyorum, oyunlara gelmemek lazım...Bu arada yeni resmin de hayırlı olsun....

Yorum Yaz