matesis
dedas

Dünya Değişiyor, Değişimden kormayalım!

Dünya Değişiyor, Değişimden kormayalım!
Kısa zaman önce ülkemiz iki seçim geçirdi.Seçimler bir yenilik,bir hareketlilik ve taze kan getireceği gibi,yeni umutlar,hayaller,hedefler ve eksik kalmışların tamamlanması için  yeni yarınlar demektir bir ülke için..Hükümet kuruldu,turlar-ziyaretler eksik olsa da  düzenlendi,görüşmeler devam edecek,hedefler paylaşılacak destekler alınacak, temenni ve yönlendirmeler beklerken dönüp dolaşıp bir-iki noktaya ülke odaklattırmaya çalışılmaktadır (Anayasa ve Başkanlık sistemi).Ters zamana mı rast geldi diyelim bilmem ama,bir taraftan Suriye,bir taraftan Irak,son zamanlarda İran-Suudi Arabistan gerginliğine değinmek bile istemem ki,içinde yaşadığımız bölgemizde yaşanan kavgalar,ölümler kan ve gözyaşları her şeyin önünde durmaktadır. Vicdan taşıyan hiçbir varlık bir ülkede bunların olmasını tasvip etmez ve devam etmesini istememelidir.Bir an önce bu olaylar durmalı ve ülkeye-insanlığımıza gerekli  yaşam  standartları yaşattırılacak pozisyonu yakalamalıyız.İnsanlar kavga ederek değil,birbirlerini hazmederek konuşmalı,tartışmalı yüklenmiş oldukları umutsuzluğu deşarj edebilmelidir.Uzun süre gerginliğe,kavgaya,moralsizliğe ne toplum,ne ülke ve nede insan dayanabilir.Kimsenin olumlu bir hava yakalamak için çabalayanların  önüne engel koymaya da hakkı yoktur.Sadece  20 güne yakındır Habur Sınır kapısının kapalı olması,ticaret ve taşımacılığın yapılamaması bile bölge insanına ne külfetler getirdiği herkesçe malumdur.Psikolojik  Güvensizlik tarafına değinmeye gerek bile duymuyorum..
             Her şeye rağmen “Olumsuzluk,psikolojik,kapı kapanması,belli yerlerde sokağa çıkma yasakları  olup devam etmesi,temenni etmesek de ölümlerin olup-cenazelerin gelmesi,moralli veya moralsiz olmamız)  hayat devam ediyor ve devam etmek zorunda.
İşin siyasi tarafına dönecek olursak,madem yeni bir Anayasa’ya ihtiyacımız var, madem Başkanlık Sistemi o kadar gündemde tutuluyorsa konuşmaktan,tartışmaktan ve paylaşmaktan  korkmamalıyız dün olduğu gibi.Dünya değişiyor kardeşlerim, bizlerde değişmek zorundayız.Aksi halde dünyaya ayak uydurmakta çok gerilerde kalabiliriz.Şunu ima ettiğimi kimse zannetmesin, Yeni Anayasa yapılarak,Başkanlık Sistemi getirilerek dünyanın bir numaralı ülkesi olacağımızı.Lakin iyi bir adım ise ve gerekli ise bu adımlar atılmalıdır.Ayrıca O, buzdolabında olduğu söylenen “Çözüm süreci” de bir şekilde dolaptan çıkarılma yolu bulunmalıdır diye düşünmüyor değilim.
        Bunu söyledikten sonra  esasa gelmek istiyorum.

1-Anayasa yapılacak ise,toplumsal mutabakat ile ve mümkünse  herkesin  “evet-işte benim Anayasam diyebileceği” kendini içinde bulacağı, Yasama,Yürütme ve Yargının tam olarak bağımsız bir şekilde çalışabileceği ortamları sağlayan,birey odaklı toplumsal bir sözleşme niteliği taşımalıdır ki, belli bir zaman sonra bir yenisi  yapılmalıdır düşüncesi hasıl olmasın.

2-Başkanlık Sistemi , tartışılsın, fayda ve zararları kıyaslansın,getirisi ve götürüsü hesaplansın, başka yerden alınıp getirilerek  monte edilen değil,ülkemiz toplumuna uygun bir yapı nasıl oluşturulabilir formülleri geliştirilsin.Bunun ne zararı olabilir ki…..Ama müsaade edin de bu işi sadece Siyasiler değil,Akademik özelliklere sahip, bu işlere kafa yormuş ülkesini seven ve İyi şeyler yapmaya çalışan kişiler,toplum içinde olup, toplum hassasiyetlerini bilen ve olumlu katkı sunmak isteyen akil  beyinlerde işin içine  olmalı ve tartışmalıdır.Başkanlık Sistemi ayrışmalar,Eyaletler,Özerk Bölgeler getirir safsafatalarından kurtulmak lazımdır.Bölgesel Özerklik değil, Türkiye’nin bütün bölgelerini  kapsayan  yerel  yönetimlerin  güçlendirilerek kontrol edilen bir şekil  ortaya çıkarılmasına tahminimce kimseler karşı olmaz.Çok uzatmanın ve çok detaylandırmanın  meseleyi çok  sulandıracağı kesindir.Şimdi kısaca değinmek isterim…..
Başkanlık Sistemi nedir ne değildir?
Yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir ayrıma ve dengeye dayanan, yasama ve yargı organlarının demokratik denetimi içinde, yürütmenin iktidar olanaklarını genişleten bir hükümet sistemidir. Başkanlık sistemi, Başkanlık hükümeti sistemi olarak da adlandırılmaktadır.
Bu tanım çerçevesinde dünyada hepsi birbirinden farklı, kendi tarihi, sosyolojik ve siyasal koşullarının ürünü olan başkanlık rejimleri mevcuttur. 

Başkanlık sisteminin temel unsurları:

* Başkan, halk tarafından doğrudan belirli bir süre için seçilir. Bu süre hiçbir biçimde parlamento tarafından kısaltılamaz ve fesh edilemez.Mecliste belli bir süreliğine seçilmektedir.
* Kuvvetler ayrılığı kesin bir biçimde uygulanır. Devlet organlarının eşgüdüm içinde aksamadan çalışması için fren ve denge sistemiyle organların yetki ve güç suistimali engellenir.
* Hükümet üyeleri başkan tarafından seçilir ve azledilir.
* Başkan hükümet üyelerinin düşüncelerine uymak zorunda değildir. Hükümet üyeleri yasama organı içinden Başkan tarafından seçilebilir ancak seçildikten sonra yasama organı üyeliklerini sürdüremezler. 
* Devlet başkanı, hükümet başkanı ayrımı yoktur. 
* Başkan görevi ile ilgili işlerden dolayı sorumsuzdur.
* Başkanlık sisteminde güvenoylaması yapılmaz.
* Bakanlar bir "hükümet" değil, başkanın görevlendirdiği "üst düzey yardımcılar"dır. Başkan her işe kendisi bakamayacağı için "adamları arasında görev dağılımı" yapmaktadır.
* Hükümet, başkanın kendisidir. Hükümet meclis tarafından değil, halk tarafından seçilmiştir. Meclisin içinden çıkmamıştır.
* Başkanlık sisteminde "bakanlardan bazılarının" (önemli sayılanların!) meclisin onayına sunulmaz. Hele hele üst düzey memurların (MİT müsteşarı, emniyet müdürleri vs.) atamasına meclis hiçbir şekilde karışamaz. Bu konu meclisi ilgilendirmez.
* Bakanlar meclise karşı değil başkana karşı sorumludurlar.
* Başkan, gerekli gördüğü anda bir bakanı görevinden alır, yerine başka birini atar. İsterse hepsini birden bir çırpıda değiştirir Meclis bu işe karışamaz.
* Erklerin birbirine karışmaması için de, bakanlar meclis üyeleri arasından atanamazlar.
* Yani bir kişi hem bakanlık yapıp hem de kanun oylamasında el kaldırıp indiremez. Meclis, yapacağı kanunları ona sormaz. Onun işi uygulamaktır.
* Ne başkan meclisi feshedebilir, ne de meclis başkanı devirebilir.
* Dolayısıyla, bu sistemde "erken seçim" diye bir kavram da oluşmaz.
* Başkanın icraatını beğenmiyorsan, bir daha ona oy vermezsin, olur biter….

Sonuç: Diyorum ki, konuşun,tartışın,kampa girin,söylemlerinizle kendinize siyasi primler elde edin etmesine de……Ama lütfen artık bu ülkenin  selameti ve insanlığın huzur  ve mutluluğu için de bir şeyler yapmaya başlayın. %50 oy almış bir siyasi hareketin yaptığı ve yapacakları artı ve eksileriyle görürken  takdir edilmelidir.Buna karşı % 50 oy almış bu siyasi hareket te kendilerinden başka bir % 50 lik başka bir kesim olduğunu   asla göz ardı etmemelidir. 

Hadi bakalım sizlere güveniyor ve iyi şeyler yapmanızı bekliyoruz…….

Yorum Yaz