matesis
dedas

Egemenlik Kayıtsız Şartsız YSK ve Yargıçlarındır

Egemenlik Kayıtsız Şartsız YSK ve Yargıçlarındır

            Demokrasi ile yönetilen toplumlarda, milletin verdiği kararlar; her zaman önemsenmiş ve insanlık tarihinin mihenk taşları olmuşlardır.

           Halklar; kendi yaşamında değer verdiği insanları, bazı makamlarda görme isteği ve bu makamlara taşıma refleksleri hep olagelmiş durumlardır.

           Milletler, kendi tarihlerinde bu örnekleri hep vermiştir. Polonya’da hapis yatan işçi lideri yıllar sonra ülkesinin başbakanı oldu. Yine Nelson Mandela; yıllarca hapis yattıktan sonra ülkesinin cumhurbaşkanı oldu. 12 Eylül den sonra birçok yasaklı siyasi lider; halk referandumu ile af edilip, genel seçimlerde devletin en kritik görevlerine getirildi.

           Bugünkü Başbakanımız siyasi hayatının tecrübelerini; ‘belediye başkanlığından alınması’ ,cezaevine konulması, yargıçların yan çizmezi ve hâkim güçlerin kendilerine çıkardığı engellere borçlu değil midir?

           Türkiye’ yi 91 yıldır asker, bürokrasi takımı  ve yargıçlar yönetmiştir.Aslında oynanan oyun şu: seçimleri yap, beğenmediğinde as!! İşler yolunda gitmediğinde muhtıra ver, darbe yap. Sıkıştığında ise yargıçları devreye sokarak, her türlü hile ve cambazlıklarla seçileni engelle! Ne ala ne ala!

           Şunu bilmek ve görmek lazımdır. Türkiye devleti;  Ulus millet - devlet sürecine girdiği 1920 den itibaren, Anadolu halkını hor gören, millete misafir oyuncu tutumunu sergileyen, kendini bu devletin ve vatanın asil sahipleri sanan, kusursuz aydın, ulu lider, her şeyi bilen yönetici ve bürokrat sınıfı diye bir grup doğurmuştur. Bu gurubun dokunulmazlığını da millet adına karar veren yargıçlar sağlamıştır.

           Yıllardır muhtıra ve darbelerle yaşadık, başbakan ve bakanlar idam edildi, nice siyasi partiler kapandı, milletvekilleri onlarca yıl hapiste çürütüldü, bazıları engellendi ve hale engelleniyor.

           367 kararı, Kapatılan milli görüş partileri, yasaklanan Kürt partileri, seçilen milletvekillerin vekilliliklerinin iptalleri, yerel yönetim birimlerine milletin oyu ile gelen birçok başkan ve yöneticilerin gözaltına alınması, Meclisten başörtülü milletvekillerin atılması ve daha nice kararlar.

        Tüm bunlar Yargıçların hatalı tarihi kararları değil miydi? Bu kararları millet; tek tek düzeltmedi mi?

***

        Dünyanın gelişmiş demokratik ülkelerinde yaşayan halklar; Hayvan hakları savunucusundan tutunda yeşili ve doğayı savunan kişilere kadar,  Milliyetçi ve faşist kişilerden tutup,  komünist ve sosyalistlere kadar, kendi ırk, din ve mezhebinden olmayanlardan tutunda, siyahî zencilere kadar, eşcinsellerden tutunda, satanist ve metelikacılara kadar; her görüş ve düşünceye sahip insanları seçip; kendi meclislerine sorunsuzca göndermiştir.

          Bizim Ülkemizde 12 Haziran 2011 tarihinde genel secimler yapıldı. Millet sandık başına secime gitti. Kılık kırk yarıp sevdiği kişiye, partiye oyunu verdi. Tercih etti. Seçimini yaptı. Seçtiği kişilere ‘sen bizim vekilimizsin’ dedi. İl secim kurulları da mazbatalarını verdi.

          Millet adına karar verenler, Milletin seçtiklerini güya millet adına ve millette rağmen; ne serbest bıraktı, nede vekilliğine kanaat getirdi.

         Millettin ta! Kendisini hapis etmiştir. Haddini de, hattını da aşmıştır.

          İster Ergenekon sanığı olsun. İster balyoz darbe planlayıcısı, ister KCK tutuklusu olsun. İster sözle terör örgütünü alenen basında övsün. İster faşist olsun, ister milliyetçi, ister vesayet yönetimini savunsun, ister şeriatı. ne suçla suçlanırsa suçlansın. Eğer milletin kendisi, hür iradesi ile sandık başına gidip, bunlar benim vekilimdir demiş ise ki demiştir. Fark et etmez. Bunlar Türkiye Büyük Millet Meclisin Milletvekilleridirler.

         Sorunsuz rejimler; tam demokrasi ile yönetilen halk rejimleridir.   Demokrasiler; milletleri ayakta dik tutar.

         Bu sebeple halkların son sığınağı demokrasidir. Demokrasinin de sığınağı özgür bireylerdir. Özgür bireylerinde sığınağı hukuktur, yargıdır. Hukuk; insanları özgürleştirdiği,  haklarını verdiği müddetçe meşrulaşır ve itibar kazanır.

         Bunun için ülkemizin tüm unsurları ile beraber bir demokrasi çekirdeği oluşturmak lazım, Bu demokrasi çekirdeğini; dirençli sivil toplum kuruluşları, örgütlü halk kitleleri, sosyal inanç değerleri ve halkın tüm renklerini de içinde barındıracak bir sosyal yapı kabuğu ile çevrilmeliyiz.

         Acilen ve hemen şimdi, iletişim ve diyalog ağları oluşturmalı ve en kısa zamanda milletin meclisinde, millete rağmen verilen kararları düzeltilmeli…

         Yoksa Millettin kendisi, “efsaneler geri döner.” Nidası atarak; elinden vekillikleri alınanları daha da güçlü hale getirerek meclise geri getirir.

         Milletin bu konuda şakası olmaz ve affetmez tüm bunları.!

         Vesselam herkese..

Yorumlar

Image
baran
28.06.2011 / 14:23

oya eronat 3 yargıçın temsilcisidir biliyormusunuz :)

Yorum Yaz