matesis
dedas

Eğlence ve Neşe Müslümanlar İçindir

Eğlence ve Neşe Müslümanlar İçindir

Dünya hayatının tüm nimetlerini kullanmak isteyenler, yaşamlarının çok kısa süreceğini, bir daha bu fırsatları elde edemeyeceklerini düşünerek, bütün ömürlerini bu amaç için kullanırlar. Elbette ki insanların nimetlerden zevk almak istemeleri yanlış bir davranış değildir. Çünkü Rabbimiz, insanları güzelliklerden zevk alabilecek fıtratta yaratmıştır. Nimetlerin karşılığında ise yalnızca insanların şükretmelerini emretmektedir. 

Bazı insanların bu konudaki yanlış düşünceleri ise, dünya hayatının nimetlerini Kuran ahlakını anlamadan, Allah’ın rızasına uygun bir hayat yaşamadan sahip olabileceklerini sanmalarıdır. Bu kişiler nefislerinin arzu ettiklerine kavuşabilmek için Kuran ahlakını değil, kendi akıllarının uydurduğu dine göre yaşamayı seçerler. Yani Allah’a şirk koştukları için birçok nimete sahip olsalar da, derin hazzı yaşayamazlar. Çünkü Rabbimiz nimetlerden zevk alma hissini sadece samimi kullarına nasip etmektedir.

"... Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur." (Rad Suresi, 28)

Bu ayette de bildirildiği gibi, insanlar yalnızca tüm kalpleri ile Allah’a bağlandıkları ve samimi olarak her şeyi O’nun rızasını kazanmak için yaptıkları takdirde gerçek sevgi ve mutluluğu yaşarlar. Bunun dışında ne yaparlarsa yapsınlar, ne kadar kaliteli yerlere giderlerse gitsinler, ne kadar para harcarsa harcasınlar asla gerçek manada mutluluğun tadına varamazlar.

Kuran ahlakına uygun bir yaşam seçmeyen insanların eğlence anlayışları da oldukça kısıtlıdır. Yaşam kuralarını, kendi mantıklarına veya toplumdaki birçok insanın düşüncesine göre düzenledikleri için eğlence konusunda da bu sınırların dışına çıkamamaktadır.

Bu insanlar, belki de küçük şeylerden hoşlandıkları halde (televizyon seyretmek, sevdiği bir arkadaşı ile sohbet etmek veya sahilde temiz bir hava almak…) insanların ilgilerini çekemeyeceklerini düşündükleri için daha havalı eğlence şekillerini denemek zorunda kalırlar.  Dolayısıyla çevrelerindeki kişiler en çok hangi eğlence türüne yöneliyorsa ona yönelir, hoşlanmadıkları halde en fazla ilgi gören tarzı seçerler.

İnsanın eğlence mekânlarından zevk alabilmesi, arkadaşları ile beraber olmaktan gerçek anlamda mutlu olabilmesi, aklından Allah’ı çıkarmaması ile mümkündür. Aksi takdirde Allah’tan korkan imanlı kimseler olmadıkları sürece, yaptıkları hiçbir şey onlara istedikleri zevki vermeyecektir.

Allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü İslam'a açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir. (En'am Suresi, 125)

Güzel ahlaklı, tertemiz, kalpleri Allah aşkıyla dolup taşan insanlar için ise her ortam eğlence ortamı olacaktır. Çünkü onlar her şeyi Allah’ın yarattığının, kendilerinden yalnızca iman etmelerini ve şükretmelerini istediğinin şuurunda bir yaşam sürerler. Çevresindeki tecellileri görebilen insan için her nimet mutluluk verici bir vesiledir. Allah bunu iman eden kulları için bir sır olarak yaratmıştır. Müslüman dünyada en güzel eğlenceyi, mutluluğu, huzuru, muhabbeti ve neşeyi yaşadığı gibi, cennette tarif edilemeyecek bir eğlence ve neşenin içinde olacaktır.

Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a: "Cennette at var mı?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam da: "Allah Teala Hazretleri seni cennete koyduğu takdirde, kızıl yakuttan bir at üzerinde orada dolaşmak isteyecek olsan, o seni istediğin her yere uçuracaktır." buyurdular. Bunun üzerine diğer biri de: "Cennette deve var mı?" diye sordu. Ama buna Aleyhissalatu vesselam öncekine söylediği gibi söylemedi. Şöyle buyurdular: "Eğer Allah seni cennete koyarsa, orada canının her çektiği, gözünün her hoşlandığı şey bulunacaktır." [(Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s. 431/14]

 

 

Yorumlar

Image
Muhacir seyyidoğlu
06.06.2013 / 15:17

Öncellikle bu yazının yorumsuz kalması,lnsanların bu konuda ne kadar ilgisz ve rahat olduğunun göstergesl ve mürcienin akidesini halka empoze etmede başarılı olduğunu gösterıyor.Bu yazıyı okuduğum zaman ömer (r.a.) in meşhur sözü aklıma geldi."inandığın glbl yaşamasan,artık yaşadığın glbı inanmaya başlarsın"...lnsanların din dlye blr derdl yokki...Allahu alem bu yada yöneticllerln mürcie akideslni benlmseyip ve yaydıkları için...

Yorum Yaz