matesis
dedas

Ekmek ve Ekmeksizlik

Ekmek ve Ekmeksizlik

Çocukluğumda aklımın ermeye başladığı andan itibaren bizlere öğretilen ilk şey, ekmeğe hürmetti. Ekmek kutsaldı. Eğer yere düşmüşse eğilip alacak, öpecek başınıza koyacak ve mutlaka yüksek bir yere yerleştirecektiniz.

 

Ekmek, nimetti. Bir yiyecek olmanın dışında da anlam taşıyordu. Ekmeği çöpe atmak, bayatladı diye yememek, hele hele beğenmemiş bir halde yüzünüzü bile buruşturmak, affedilmeyecek bir hata olarak görülürdü.

 

Bu sadece içinde büyüdüğüm kendi ailemden gelen bir şey değildi. Yaşadığım çevredeki hemen hemen herkesin, düşünce ve davranış şekli, ekmeğe saygının her türlü manasını içerirdi.

 

Ailenin rızkı “ekmek parası” olarak nitelenir, yeminler “ekmek çarpsın” üzerine kurulur, kötülüklerden korunma, geceleri yastığın altına konulan bir parça ekmekle sağlanmaya çalışılırdı.

 

Yani anlayacağınız, ekmek kutsaldı.

 

Fakat tüm kutsal değerlere olduğu gibi ekmeğe de saldırıldı. Oysa içindeki besin değerinin yüksekliği ya da her türlü aşa katık olması değildi onu anlamlı kılan.

 

Ekmek namus, ekmek bereket, ekmek onurdu.

 

Ekmek çocuğumuzun rızkıydı, bizleri geleceğe taşıyacak nesillere vereceğimiz en büyük hediyeydi. Sadece bir besin maddesi değil; toplumdaki herkesi eşit kılan, zengin-fakir gözetmeyen, herkesin sofrasında olan ama herkese de eşit mesafede duran…

 

Gerçek oydu, diğerleri yalan…

 

Değerli olan ve kutsal saydığımız her şeye saldırıldı demiştim ya; işte ekmeğe de öyle saldırıldı. İlk önce ona verilen değeri yıkmak gerekiyordu. Nasıl ki her şeyimizden çalıyorduk tıpkı insanlığımız, tıpkı değerlerimiz, tıpkı inandıklarımız gibi. İşte artık bizzat onu da çalıyorduk.

 

Önce gramajından çaldık, haram lokmaları kendimize kar olarak addedercesine. Nasıl olsa kimse onu savunmaya, kimse onu korumaya hatta hatta sahiplenmeye gerek görmüyordu.

 

Hem ekmeğe ne gerek vardı canım!

 

Ekmek yoksa biz de pasta yerdik nasıl olsa.

 

Ekmekten çalmak her nasıl olduysa oldu önce ekmeksizlere kısmet oldu. Çünkü bu da onların rızkıydı herhalde. Kısmette ekmeğini kazanmak varsa, o da ekmekten çalmaktan kazanacaktı ekmeğini.

 

Ekmeksizlik ederek haram lokma uğruna… Hadi canım sen de, hem ne gerek var haram-helal ayrımına. Hem ne gerek var dürüst ve adil olmaya. Nasıl olsa ekmeksizlik, hem de ekmekten çalarak, ekmek yeme uğruna en büyük erdem olarak gösterilmiyor muydu?

 

İşte o zaman, ekmek ekmekliğini yaptı ve ekmeksizlerin hepsini çarptı.

 

Çarpılanlar bile bilmiyordu ekmeğin çarptığını, zaten ona olan inançları da kalmamıştı…

 

#FıratEnsari

 

 

Yorum Yaz