matesis
dedas

Eksen Kaydı, Yolunu Buldu

Eksen Kaydı, Yolunu Buldu

Son yirmi yıl içerisinde, zaman zaman sekteye uğrasa da, doğu ve batı ile kültürel ve organik köprülerin yanında siyasi ve ekonomik alanda da kurduğu bağlarla Türkiye, bölgesel bir güç vizyonunu yansıtmış olup küresel bir güç olmaya doğru yol almaya başlamıştır. Özellikle siyasi ve ekonomik gücün askeri güçten daha caydırıcı olduğunu Cumhuriyet’in kuruluşundan çok uzun zaman sonra kavrayan Türkiye, komşu ülkelerle kurulan bağların  yanı sıra uluslar arası aktörlerle de iyi ilişkiler geliştirip kalkınmayı her alana yaymak isteyen bir misyon edinmiştir. 

ABD ile stratejik(günümüzde model ortaklık olarak aklandırılmaktadır) ortaklığın yanı sıra, eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in 1999 yılındaki Çin ziyaretinden sonra ilk kez 2005 yılında dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün ziyaretiyle gerçekleştirilen Çin ziyareti ve yapılan ticari ve askeri antlaşmalar, Türkiye’nin küresel sistemde taşeron bir ülke olmadığını rakip iki ülkeyle geliştirdiği ilişkiler de kanıtlamaktadır. Son on yılda başarılı bir dış politika yürüten Türkiye’nin son olarak “komşularla sıfır problem” (zero problem) ilkesiyle yola çıktığı bölgemizde her ne kadar eksen kayması olarak adlandırılsa da uluslar arası sistemin bir parçası olmak isteyen ülkelerin sorunlarından kurtulmuş ya da minimuma indirmiş olması gerektiğini bilmekteyiz. Eğer ısrarla eksen kayması olarak adlandırılacaksa diyebiliriz ki Türkiye'nin ekseni evet kaydı ve olması gerektiği yolda ilerlemeye başladı. Ayrıca bu politika sayesinde ülkemiz komşularıyla ticari ilişkilerini geliştirip ciddi bir ekonomi büyümeyi getirecek ciddi atımlar attı. 

Arap yatırımcılarının gözdesi haline gelen Türkiye sağladığı vizesiz seyahat sayesinde birçok turiste ev sahipliği yaparak ekonominin güçlenmesine yardımcı oldu. Buna rağmen “sıfır sorun” politikasının Türkiye kaynaklı bir başarısızlık olarak görülmesinin yersiz olduğu bilinmelidir. Ermenistan’ın Dağlık-Karabağ işgalinde geri adım atmaması, Arap liderlerin Türkiye’nin lider bir posizyona sahip olmasından ve Arap halklarını destekleyen açıklamalardan hoşlanmamaları, İsrail’in Filistin işgali ve Mavi Marmara saldırısı ilişkilerin ilerletilmesini sekteye uğratmıştır. Sonuç olarak, komşularla ilişkiler ne kadar zarar görmüş olsalar da bugün Türkiye, komşularıyla ilişkilerinde geçmiş yıllara göre çok daha başarılıdır.

            Son on yıl içerisinde ortalama %6-7 ile büyüyen bir ekonomiye sahip, kişi başına düşen milli gelirin hızla yükseldiği, gelişmiş ülkelerin büyük sorunlar yaşadığı 2009 krizini başarıyla atlatan, askeri alanda uluslar arası prestije sahip bölgesel bir güç haline gelmiş ve küresel bir güç olmaya aday bir ülkenin oluşmasında yönetim başarısının yanı sıra Yeni Türk Dış Politikası’nın da büyük bir etkisi vardır.

Yorumlar

Image
ZEYNEP TAŞKIN
24.03.2012 / 08:44

TÜRKİDEKİ BU GÜZEL GELİŞMELERİ GÖRMEMEK İÇİN GERÇEKTEN KÖR OLMAK LAZIM, AMA NİYET ÜZÜM YEMEK DEĞİL, YÜREĞİNE SAĞLIK SEVGİLİ KARDEŞ,M....

Yorum Yaz