matesis
dedas

Elektrik Derken Su Sorunu

Elektrik Derken Su Sorunu

Son dönemlerde hep elektrik sorununu tartışıyoruz. Çünkü elektrik gerçekten bölgemizde önemli bir sorundur. Bu konuda herkes fikir sahibidir. Atış serbesttir. Hedef belli değildir! Kimilerine göre çözüm çok basittir. Tabi haklı olarak bildiğimiz kadar da fikir sahibi oluyoruz! Bildiğimiz kadar ya da bilmediğimiz kadar fikirler ileri sürüyoruz. Duygusal hareket ediyoruz. Hâlbuki toplumsal sorunlar duygulardan çok akılın bize sunduğu çözümleri esas almalıdır. Akıllı çözümler ancak bilgiyle birlikte iyi çözümler haline gelebilirler.

Keşke herkes bildiği kadar fikir sahibi olsaydı, bildiği kadar konuşsaydı, bilgisiyle tartışmalara katılsaydı…

O zaman diyalogunda tadı olurdu.

Bilgi her yerde yüceltilirken bizde bilgi pek fazla önemsenmez. Bilgiden çok şov yapmaya önem veririz. Önemli olan deşarj olmaktır. Rahatlamaktır.

Buna rağmen elektrik voltajı düşüp iniyor. Evet! Vatandaş bundan zarar görüyor. Evet! Büyük çoğunluk hıncını elektrik kurumunun personelinden çıkarmaya çalışıyor. Evet!

Ama neden bu voltaj düşüyor diye ciddi araştırmalar da yapmıyoruz.

Bakınız şimdi; elektrik sorunu bölgemizde aslında bir su sorunudur!

Ne alaka diyebilirsiniz?

Yaptığımız küçük bir araştırmaya göre son yıllarda bölgemizde binlerce kuyu açılmış. Nusaybin de 180 kuyu var. Kızıltepe, Derik, Viranşehir ve Ceylanpınar da binlerce kuyu devreye girmiş. Sadece tarlaları sulamak için! Yani yeraltı suyumuz tarımda kullanılıyor? En kaliteli içme suyunu tarımda kullanıyoruz! Bu akıl karı mıdır?

Şu bilimsel bir gerçektir; yeraltı suyu mineraller ve kalite açısından yerüstündeki sudan daha zengindir. Çünkü yeraltı suyu birçok filtreden geçerek belli yerlerde birikiyor.  Aslında yeraltı suyu içme suyu olarak kullanılmalı yerüstü suyu ise tarımda kullanılmalı. Ama bizler tersini yapıyoruz! Her zaman yaptığımız gibi!

Bu kaliteli içme suyunu tarımsal alanda kullanırken elbette enerjiye ihtiyaç vardır. Bu suyu yeraltından yeryüzüne çıkarmak maliyetli bir iştir. İşte bu arada elektrik sorunu devreye giriyor. Elektrik tüketimi büyük oranda bu kuyularda harcanıyor. Yani bölgemiz için tahsis edilen elektrik miktarını bu tarımsal kuyular tüketiyorlar.

Evlerimizi aydınlatması gereken elektrik akımını tarımsal kuyular götürüyorlar!

Bu kuyuların büyük bir bölümü yönetmeliklere göre işlemiyor. Filtreleri yoktur. Elektik voltajını dengeleyen sabitleyicileri yoktur. Motorları da elektrik tassarufunda pekiyi bir performansa sahibi değildir.  Tüketim gerektiğinden fazladır. Bir kuyu en az 60 ev kadar elektrik tüketiyor! Birde elektrik tarımsal alanda bazıları için beleştir! Tarımsal faaliyetten para kazandıkları halde, yani tarımsal işletmeler oldukları halde elektrik masraflarını ödemiyorlar…

Bölgemizde kullanılan tüm kuyular elektrik tüketiyorlar. Bu biliniyor. Mazot ya da benzinle çalışan yok, varsa çok önemsizdir. Bunu bilmemiz ve buna göre fikir üretmemiz gerekmez mi? Bazen bu kuyuların elektrik abonesi bile yoktur! Yani tükettikleri elektriğin masrafını bile vermiyorlar.

Öte yandan Devlet Su İşleri bu konuda çok samimiyetsiz davranıyor. !960’lardan beri yeraltı sularıyla ilgili kanunu yeterince işletmiyorlar. Artan kuyulara karşı çok ciddi önlemler almıyorlar. Bu konudaki yetkili kurumlar pasif davranıyorlar.

GAP projesi de şimdiye kadar yılan hikâyesine dönüşmüştür. O da ne zaman bitecek belli değildir. Elimizde somut ve güvenilir veriler yoktur. Bu konuda yanlışların üstüne yeni yanlışlarla gidiyoruz. Elektrik sorunu çözeceğiz derken daha hayati bir konu olan yeraltı sularımızı tüketiyoruz! Yani kaş kurtarayım derken göz çıkartıyoruz!

Yerüstü suları açısından bu kadar zengin olan bölgemizde tarımsal alanda yeraltı sularını kullanmaya zorlanıyoruz! Sorumlu kim?

Devletin politikası değil mi?

Bu nasıl bir devlet politikasıdır Allah aşkına? Temek kaynaklarımız konusunda bu kadar ölçüsüz davranan başka bir devlet nerede var acaba? Herhalde bu devleti gelişmiş ve demokratik ülkeler arasında bulamazsınız.

Devamlı vatandaşları suçlamak, onları eleştirmek hakkını kendinde bulan devlet, neden kendi pasifliğini, yeteneksizliğini, kısır tartışlarını, yıllardan beri verilen boş vaatlerini, bölgemize uyguladığı üvey evlat muamelesini görmezden gelmiyor? Söz konusu yanlışını neden değiştirmiyor?

Neden devlet bu konuda kendi yanlış politikasını sorgulamıyor?

Yirmi otuz yıldır GAP konuşuluyor. Ama bunun daha neresindeyiz? Daha ne kadar masal dinleyeceğiz?

Bakınız şimdi; bizler elektrik voltajları ve tüketimiyle uğraşırken, öte yandan daha ciddi bir sorunla karşılaşacağımızı unutuyoruz…

Bu tarımsal kuyular yeraltı suyumuzu ölçüsüzce tüketiyorlar! Eskiden 15 - 20 metre dolayında kuyu kazıldı mı, hemen su bulunurdu. Bu seviye son yıllarda 500 metreye kadar inmiştir! Suriye tarafından kazılan kuyuları da bu kuyulara ekleyin, yeraltı su seviyesi kısa zaman binlerce metreye ulaşacaktır!

Bu ne demektir?

Nehir ve kaynaklarımızın kuruması demek değil midir? Son zamanlarda bölgemizde kaç nehir ve kaynak kurudu? Bunların sayısını biliyor muyuz? Bu alanda herhangi ciddi bir araştırma yapılmış mıdır?

Kaynak ve nehirlerimizin kurumasına neden olan en önemli sebep yeraltı sularımızın ölçüsüzce kullanılmasıdır.

Peki, birkaç kuruş kazanmak için böyle davrananlara ne demeliyiz?

Ekolojik Toplumla ilgili sağda solda gözyaşı dökenler, eğer kendileri ekolojik dengeleri bozuyorsa, bu ahlaksız gidişe dur demek gerekmiyor mu? Ekolojik Toplum her şeyden önce ahlaklı bir toplumdur. Kendi basit ve sıradan çıkarları için ekolojik dengeyi tahrip edenler uyaralım. Onları sorumlu olmaya davet edelim.

Vatandaş kendine gel, geleceğimizi karartma dememiz gerekmiyor mu?

Peki, bu arada devlet yetkililerine ne demeliyiz?

Laf değil icraat istiyoruz! Bu konuda temel görevlerinizi yerine getirin dememiz gerekmez mi?

Herkes hakkıyla görevini zamanında yapsın.

Gerisi mutlaka gelecektir…

Yorumlar

Image
FIRAT
28.08.2011 / 22:19

Son 4-5 yılda yaşanan ciddi kuraklık nedeniyle vatandaşlar haklı olarak alternatif sulama olanaklarına başvurarak yeraltı sulardan yararlanmaya gidilmiş bu hem çok pahalı ve ilerde tahmini çok zor olan durumlarda yaşatabilir. Fakat devletin barajların sularından yararlanma konusunda pek istekli görünmüyor. Rahmetli Özal derdi ki; Bizim en büyük zorluğumuz tünellerin bitmesi dir. Ne yazık ki; yıllardır tüneller bitmesine rağmen bu güne kadar hidroelektrikte %80, sulamada ise %25 şini bitirmiş durumda. Vatandaşın sorunu sulamadaki ciddiyetsizlikten kaynaklamaktadır. ve durum gösteriyor ki; sulama ancak kızıltepe ovasına 3-4 yıl sonra tamamen bitirilebilir. Tarımsal sulama elektriğe büyük bir yüktür. Tarımsal sulama baraj suyundan karşılandığında zaten vatandaşın elektriğe ihtiyacı kalmayacaktır.<br>Çözüm:<br>1- Biran önce baraj suyunun tarlalara akıtılması( sulama sisteminin yağmurlama veya damlama sulama ile yapılması)<br>2- Elektrik abonesi olmayan kuyulara abone sağlanması<br>3- elektrik borçların ödenmesi<br>4- T.C hukuk devletidir. voltaj indirip- kaldırarak vatandaşa zarar verdirmek olamaz. Ankaraya hangi şartlarda elektrik veriyorsa, mardinede aynı şartlarda elektrik vermedir.

Image
Xoser
26.08.2011 / 01:21

hadi akp iktidarı yapsana Gap'ı ama istanbul kanal projesi yaparsın değil mi yıllardır süregelen bu davayı Gap'ı bitirmezsin ne zaman bitecek artık ya söyleyin bu zamanda ya da bizi oyalamayın yeter artık!!!

Yorum Yaz