matesis
dedas

'Esed' Yaptırımlar Gerekli

'Esed' Yaptırımlar Gerekli

           Başkanlık monarşisinin ( Hafız Esed'in kurmuş olduğu ve anayasa ile teminat altına alınmış yönetim modeli)  hüküm sürdüğü Suriye'de, devlet demokratik düzene güvenlik gerekçeleriyle  yanaşmamış ve toplum ve bireylerin güvenliğini ikinci planda tutan bir model yaratmıştır. Devletin güvenliği ise illegal yollarla ve kurulan geniş çaplı istihbarat kurumlarıyla sağlanmaya çalışılmıştır.

         40 yıllık bir bıkkınlığın baş gösterdiği ülkede Arap Baharı'nın Tunus, Mısır ve Libya'daki başarısını görmüş olacaklar ki, Suriyeliler en sonunda isyan bayrağını çekti. Peki ya sonuç...

        Asker-sivil savaşının galibini tahmin etmek çok zor olmasa gerek. Bir tarafta Rusların silah sağladığı ordu, diğer tarafta sapanlarla devrim yapmaya çalışan Suriye halkı... Devrimin gerçekleştiği ülkeler, dakika dakika yayın yapan BBC, CNN, Al Jazeera sayesinde haykırışlarını tüm dünyaya duyurdu. Çok daha ağır şartlarda mücadele eden Suriye halkına yardımlar ise henüz ulaşmış değil. Son olarak BM Güvenlik Konseyi'nde 5P (ABD, Çin, Rusya, Fransa ve İngiltere) dediğimiz ve herhangi birinin veto etmesi durumunda karar alınamayan bu ülkelerden Çin ve Rusya'nın Suriye'ye bazı yaptırımlar öngören karar tasarısını veto etmesi, süreci iyice yavaşlattı. Bir de Rusya'nın muhaliflerle hükümet arasında barışçıl bir çözüm isteyerek reddettiği karar tasarısının neleri içerdiğine bakalım. Sivillere karşı güç kullanımı, keyfi adam öldürmeler, tutuklamalar, infazlar, işkence ve kötü muamele gibi işledikleri tüm insan hakları ihlalleri ''kınanırken'' metinde Suriye'de silahlı gruplar da dahil olmak üzere bütün taraflar, tüm şiddet eylemlerini sona erdirmeye çağrılıyor ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün gerekliliğinden bahsediliyordu. Hatta daha önce de veto edilen bu karar tasarısından Rusya'nın ikna edilebilmesi amacı ile  ''Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'ın Suriye'de öngörülen geçiş sürecinde tüm yetkilerini yardımcısına devretmesi'' ve " Suriye'ye silah akışının durdurulması" maddesi de çıkarılmıştı. Sonuç olarak Suriye uzunca bir dönem Batı tarafından destek görmeyeceğe benziyor. Peki ya Türkiye?

          Başbakan Erdoğan 'Suriye bizim iç meselemizdir' dediği zaman aydınlarımız bunu emperyal bağlamda düşünmüş olacaklar ki büyük tepki gösterdiler. Bugün dünyanın çok marjinal kesimlerinde yapılacak insan hakları ihlali bile bütün dünyayı ayağa kaldırırken, yanı başımızda bulunan ortak tarih, kültür ve hatta ortak dile sahip olduğumuz insanların öldürülmesi bizi memnun edecekse, bu konuyu iç işlerimiz olarak algılamak tabi ki saçma olurdu.

           'Vur, kır, öldür, bu maçı kazan!' felsefesiyle yola çıkan Esed, maçın sonlarına yaklaşılmasına rağmen skor üstünlüğünü elinde bulunduruyor. Eğer bir komşu olarak Türkiye ve diğer tüm ülkeler yapacakları tezahuratlarla Suriye halkının bu sınavı geçeceğine inanıyorlarsa yanılıyorlar. Bir an önce 'Esed' yaptırımlar gereklidir.

Yorumlar

Image
FATMA DİLEK
24.03.2012 / 09:01

ORADAKİ UYGULAMALARI TABİİ Kİ KINAMALI, HER TÜRLÜ YAPTIRIMA DA AMENNA, ANCAK BAŞBAKAN'IN 'Suriye bizim iç meselemizdir' SÖZÜ BENCE MAKSADINI AŞTI, BİZİM YETERİNCE SORUNUMUZ YOK MU, ZATEN EMPERYAL GÜÇLERİN AMACI DA TÜRKİYE'Yİ SURİYE'YE SOKMAK DEĞİL Mİ...

Yorum Yaz