EY AZADE-1

Ey Azade, malumun ömrümüzü kemirip yiyip bitiren, bitmez tükenmez dünya meşgalelerimiz içten içe kalbimize dadanmış. Öyle ki işgal edilmemiş yer bırakmamış adeta. İdeallerimiz, meftunu olduğumuz sevdalarımız ve dahi değerlerimiz iltica furyası içinde yalın ayaklı bir el olmuş. İyiliğin membaı bir medeniyetin mirasçısı olan topraklarımız kala kala mirasyedilere mahkûm kalmış. Sen de gör artık dünya meşgaleleri bitmeyenlerin son nesil maddeperest eylemlerini. Ama şartlar ne olursa ey Azade! Sen, Ebu Zer'in misyonuyla asil bir öfkeyi atalet ve meşguliyet içerisinde çaresizliğin keyfini çıkaranların, feraset ve gayret yoksullarının yüzüne şamar olarak indirmekten asla vazgeçme.
Varsın tüm kulvarlarda el pençe durmanın en trend moda olduğu bir zamanda sen cüretkar bir eylemin kendini bilmez eylemi ol ey Azade!
Suya sabuna karışmamanın, herkesin ama herkesin tadını çıkardığı kazanımlarının hesap kitabını yaptığından destursuz öksürmemenin en makbul duruş olduğu bu zamanda sen şehrin öbür ucundan koşuşturup gelen ter içindeki Habib-i Neccar gibi Hakk'ın ve hakikatin sesi ol. Hikmeti, feraseti ve nezaketi geride bırakmadan eleştirmeyi, hesap sormayı ve hakikati ifade etmeyi bil. Bu ruhların hürriyetine ipotek koyan etki ve yetki sahiplerine karşı en soylu eylemdir unutma ey Azade!
Zaman ninni ile uyumanın zamanı değildir. Hakikatin balyozundan tattır seni izzet ve gayret sahası dışına çıkarmaya çalışan nefsine, istek ve konforuna. Devrimler büyüt Allah için atacağın her adımda, vereceğin her selamda, yüzünde belirecek tebessümle, haksızlığa çatılan kaş ve billur billur alnından dökülen terle ey Azade. Başkalarının başka hesabı, başka öncelikleri olsun, sen 'la" baltası ile ruhunun derinliklerindeki 'illallah'a giden yolda engel ve mani tüm putları kökünden biç. 'İzzet, Allah'ın, Resulü'nün ve müminlerindir' ilahi fermanını azık edinip de aşkın, sevdan, davan ve belki de kavgan seferin olsun ey Azade!
Azminin tökezlenmesine müsaade buyurma ey Azade! Evet zaman durma, dinlenme ve mazeret ile bahane koleksiyonu oluşturmaya meyletme zamanı değildir. Ki birileri daha Gazze'deki bahadırlar gibi ateşin etrafında dört dönen kelebekler misali şehadete tutkulu ve müştak ölüm tarlalarında dört döndüğü gibi olmazsa da bir karınca misali zalime karşı eylemde atılan taş, söylenen söz, haykırılan çığlık olsun. Unutma bir bu direniş tarlasında ömür kıymetlendirenlerin hasad vakti elde edecekleri ürün cennetler olacaktır Allah'ın izniyle.
Ey Azade sen sen ol, sefalet ve zilleten konfor devşirmeye tamah etme. Atalet ve çaresizlikten medet umma, iş aş ve azık endişesi taşıyana bel bağlama, kendi kazdığı çukura kendi düşene ağlama, 'ene'yi merkezine alanlara ise gönül bağlama.
Ve sözün özü ey Azade bizimkisi bir sefer, tutkulu bir sefere olmuşuz nefer. Bu hal bedenimizi lime lime etse de heder, atalet ve çaresizliğe olmayız biiznillah eser.
Fatih AKMAN
Editör: Beşir Şavur