matesis
dedas

Faili Meçhullerle nasıl yüzleşmeliyiz

Faili Meçhullerle nasıl yüzleşmeliyiz
       Faili meçhul cinayetlerle ilgili olarak Türkiye’de henüz bir istatistik oluşmuş değil. Kimleri olağanüstü hal bölgesindeki dosya sayısının 17 bin 500 olduğunu ve bunun iki bin tanesinin faili meçhul olduğunu ifade ederken, kimileri ise faili meçhul cinayet sayısının 17 bin 500 olduğunu ifade ediyor.
       Faili Meçhul cinayetlerin bir zamanlar devlet politikası olduğunu gerek o dönem görev yapan yetkililer gerekse de bu işlere bulaşmış itirafçılar anlatıyor. Faili Meçhul cinayet işlemekle, seçilmiş bir hükümetin düşürülmesi aynı kaynaktan besleniyor. Gerek faili meçhullerde gerekse de seçilmiş hükümetlerde “Düşman” tanımı üzerine hareket eden derin yapılar amaçlarına ulaşmak için ölümler dâhil her yolu denediler ve hala da deniyorlar.
       Faili Meçhul cinayetlerin neden işlendiği ile ilgili sorunun cevabı karşıdakinin ölümü hak ettiğine dair bir inancın alttakilere empoze edilmesidir. Vedat Aydın, Musa Anter, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Eşref Bitlis, Muhsin Yazıcıoğlu vb cinayetlerin ana sebebi budur. Bir yapı “Düşman” tanımı içerisine soktuğu bu insanların öldürülmesi gerektiğine karar veriyor ve bunları öldürüyor.
       PKK ile savaşta özellikle savaş ağalığı yapan birçok resmi yetkilinin, devlete sığınan, af dileyen birçok eski PKK’lıyı nasıl bir cinayet aracı haline getirip, nasıl kullandıklarını biliyoruz. “JİTEM’i ben kurdum” diyen Arif Doğan’ın bile Yalova’da itirafçılarla ne iş yaptığını sorguladığımızda bu kirli işler karşımıza çıkıyor.
       Diyarbakır’da fışkıran kemiklerin yeni bir umut ışığı olup olmayacağını tartışmak, aslında mesele karşısında yeterince duyarlı olunmadığının da kanıtıdır. Yüksekova Çetesi’nde Kahraman Bilgiç’in verdiği ifadeler bile dikkate alında ile aslında faili meçhul gerçekliliğimizle çok önceden yüzleşip, bütün bu davaları sonuçlandırmamız gerekirdi. Geç kalmış sayılmayız.
       Faili meçhul cinayetleri bu ülke gündeminden düşürmek istiyorsak yapacaklarımızı kısaca özetlemek istiyorum;
1-Faili Meçhul cinayetlerin istatistiğinin çıkarılması için öncelikle gerek barolar, gerek insan hakları örgütleri ve gerekse de resmi mercilerden bir komisyon kurulmalı ve komisyon bize hem başvurulardan, hem de mahkemelere yansıyan dosyalardan faili meçhul istatistiklerin tam sayısını çıkarmalıdır.
2-5233 sayılı yasa kapsamında terörden zarar görenlerin zararlarının karşılanması hakkındaki 380 bin başvuru tek tek incelenmeli ve bu başvuru neticesinde faili meçhul sayılar İçişleri Bakanlığı’nca tespit edilmeli
3-Sayıları 500 civarında olduğu söylenen itirafçıların ifadeleri yeniden gözden geçirilmeli, ismi geçen kişiler hakkında tekrardan araştırma yapılmalı ve bu insanlar hakkında suç duyurursunda bulunmalıdır. Bu kişilerin işlediklerini söylediklerini cinayet dosyaları tekrar ele alınmalıdır.
4-Özel yetkili mahkemelerde özel yetkili savcı yada savcı grupları sadece faili meçhul dosyalara bakmalıdır. Bu bağlamda Diyarbakır’da devam eden faili meçhul dava, Ergenekon ve Ankara’da devam eden soruşturmalardan gelecek bilgiler bu bağlamda tek bir elde toplanmalıdır. Bu savcıların işi sadece faili meçhuller olmalıdır.
5-Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oluşturulan alt komisyonun yetkileri genişletilmeli, bu komisyon sonuna kadar gidebilmelidir.
6-Kayıp yakınlarından alınan DNA örnekleri ile bir banka oluşturulmalı, başka bir yerde çıkan kemikler başvuru olmadan hemen eşleşebilmelidir.
7-Aramalar büyük bir özenle yapılmalı, kesinlikle arama bölgelerine iş makineleri sokulmamalıdır.
8-Gerek Bosna Hersek gerekse de Arjantin deneyimlerinden yararlanılmalı, bu konuda gerekirse oradaki yetkililer buraya davet edilmeli ve soruşturmayı yürütenleri eğitmelidir.
9-Gerek GK ve gerekse de JİTEM arşivleri açılmalıdır.
10-Faili Meçhul cinayetlerin yargılanması hızlı bir şekilde yapılmalıdır. Bu yargılama için işin içinde korucular da olduğu için mümkün mertebe kayıp yakınları mahkemelerde bu insanlarla karşı karşıya getirilmeden gizlilik prensibine uyulmalıdır.
11-Faili meçhul cinayetlerde süre sınırı kaldırılmalıdır.
12-İçerisinde STK’ların, baroların, Meclis içi ve meclis dışı parti temsilcilerinin olduğu bir Faili Meçhuller İzleme komitesi kurulmalıdır. Bu kurul kamuoyunu düzenli bilgilendirmeli ve kamuoyu desteği sağlanmalıdır.
13-PKK’nın da kendi içerisindeki faili meçhullerle ilgili bilgi vermesi kamuoyunca sağlanmalı ve devletin faili meçhulleri ile PKK’nın faili meçhulleri ve ayrıştırmalıdır
14-Bu işlerin açığa çıkarılması için gerekli olan maddi imkanlar için bir fon oluşturulmalı ve ailesi faili meçhullere gidenlere tazminat ödenmelidir. Hüseyin Oğuz gibi bu işi çıkarmak için çalışan insanlara bu devlet çobanlık yaptırmamalı, onların da haklarını iade etmelidir.
15-Gerek doğuda gerekse de batıdaki faili meçhul cinayetler için sembolik “Türkiye Vicdan” anıtları yapılmalıdır.

Yorum Yaz