Fıtrata Aykırı Düzenlemeler

Belki de sonda söylemem gerekeni baştan peşin söyleyeyim:
Bir yandan, Avrupa’ya uyum adı altında nikah dışı birlikteliğe yeşil teşvik ışığı yakacaksın..
Öte yandan, bu birlikteliklerin kaçınılmaz gerçeği olan ve kimilerine göre gayr-i resmi, çoğunluğa göre gayr-i meşru sayılan meyvenin doğmaması için oluşan kürtaj patlamasına karşı çıkacaksın..
Madem bambaşka bir kültürün denizinde yüzme bilmiyorsun neden çıktın ağaca diye sormazlar mı adama..!.
Hani tıbbi gerekçelerle bu yönteme başvurmaya Allah mecbur etmesin ama “Bedenim bana ait” diye telaşa düşen taifeye de Ali Rıza Demircan’ın “Bre kardeşim tek taraflı yumurtlamaktan bahsetmiyorsun ki beden benim ve dilediğim gibi tasarruf hakkım var diyesin.. Meşru veya gayr-i meşru de olsa bir erkekle ortaksın ve bu can topluma mal olmuştur artık” sözlerini peşin ödemekte yarar var.
Her ne yaparsan yap, her ne düzenleme getirirsen getir..
Fıtrata uygunluk var mı yok mu?
Yoksa nafile..
Dar çevredeki sohbetlerde verilen birkaç örnekle yola çıkan çok bilmişler yapar, dikiş tutmaz bozarsın..
Başkası gelir, bir yama yapar olmaz..
Diğeri gelir düzeltmeye çalışır.. Nafile nafile nafile…!
Çünkü varlıkların temel yapısını oluşturan yaratılışı ifade eden fıtratı ihmal etmişsindir..
Varlıkların değişim ve gelişimlerine dair ana ilke ve kanunlarını ifade eden fıtratı göz ardı etmişsindir.
Aileyi koruma ve kadına şiddeti önlemeye adına bir kanun mu çıkartıyorsun..
Ne güzel ve iyi niyetli bir girişim… Lakin fıtrata bunca zamandır yapılmış müdahalelere ne gibi önlemler aldın ki bundan medet umarsın diye sorarlar..
Üstelik alkol, uyuşturucu, evlilik dışı gayr-i meşru ilişkiler ve bunları teşvik eden materyaller, psikolojik ve cinsel eğitimler, maddi ve fıtrata uygun olmayan nice eksiklikleri telafi etmeden mi şeklinde de eklerler..
Tıpkı kürtaj davasını memleket davası gibi dillendirenlerenlerin bu meseleye nasılda sarıldıklarını dair bir cevap Sema Maraşlı’dan olsun
“Kadınlar şiddet görüyor diye feryat eden feminist kadın dernekleri, sözlerinde samimi iseler; aynı hassasiyeti, suça sebep olan nedenlerin ortadan kaldırılmasında da göstermeleri gerekmez mi? Onların tek istediği; erkekler evlerinden uzaklaştırılsın, kollarına kelepçe takılsın, hapse düşsünler, barışmak için eşlerine ve çocuklarına yaklaşamasınlar, ağır maddi cezalar ödesinler, feminist psikologların karşısında kendilerini dünyanın en aşağılık varlığı gibi hissetsinler… Daha da kinlenip dönüp eşlerini öldürsünler umurlarında bile değil. Yeter ki aileler dağılsın.
Dön dolaş fıtrata gelirsin..
Fıtrata uygunsa yürür, değilse değiştir dur bir türlü dikiş tutmaz ve toplumun on yıllarını kaybeder durursun.
Hatta kanunlar hazırlamak suretiyle toplumu şekil vermeye çalışanların niyeti iyi de olsa fıtrat ihmal edilmiş ise, bunun kötü etkisi kısa zamanda dengeleri bozmakla gösterir kendisini hemen..
Üstelik onarılması daha fazla zaman alacak büyük ve kalıcı tahribatlar yaparak..
Bir tespitte Hayrettin karaman hocadan..
“Kadının vücut yapısı ve psikolojik özellikleri, taşın sertliği, gülün narinliği ve şekli, suyun akıcılığı gibi özellik ve vasıflar eşyanın tabîatıdır, fıtratıdır. Fert ve toplum olarak insanla ilgili kanunlar, kurallar ve düzenlemeleri, fıtrata uygun olan ve olmayan şeklinde ikiye ayırmak mümkündür. Hukûkun fıtrata uygun olabilmesi için kanun vâzı'ının hem fıtratı doğru olarak bilmesi, hem de hukûkun buna uygun olmasını istemesi gerekir. Fıtrat çizgisinden sapmış hukuklar, işte bu iki şarttan birinin, yahut ikisinin eksikliği içinde doğmuş bulunan hukuklardır.”
Hazır kanun ve ve düzenlemelerden söz açılmışken şu anda mecliste hummalı bir şekilde üzerinde çalışılan yeni anayasa ile ilgilide bir çift öneri…
Hazırlanacak yeni anayasa tüm yönleri ile fıtrat merkezli olsun.
Fıtrat üzere hazırlanacak yeni anayasa da insanın sahip olduğu din, can, beden ve mal, akıl, nesil ve namusunu koruma gibi en temel hak ve özgürlükler yer alacağı gibi, bunları tahrip eden davranışlar bu temel hak ve özgürlükleri kapsamında yer bulmayacaktır.
Sonuç olarak başlarda bahsettiğim düzenlemenin fıtrata uygunluğu gözden geçirildiğinde, kürtaj yasası bu sıkıntıya bir yama gibi durur. En güzeli, kürtaja giden sebepleri ortadan kaldırmak. Mecburi haller ise istisnası olsun..
Sağlıcakla kalın