tatlidede

Gece...

Gece...

Ve gece düştü zeminin bağrına. Gündüze inat, sükûnet kanatlarını indirdi. Gece örtü yorgunlukların üstüne; iyiliklerin ve günahların üstüne… Gece çığlık sessizlikler adına. Gece istirahat, dinlenme koşuşturmaya...

Nifakla, cehaletle özdeşleştirilmekten mahzundur, gece.  Çünkü aydınlığa mana katandır, gece.

Gece, gündüzün hem kardeşi hem arkadaşı… Gündüzün dertdaşı hem sırdaşı. Gece, çilekeşlerin ve hastaların yoldaşı… Gece, kıştır. Bağrında baharı büyütür. Gece Firavun’un sarayıdır. Koynunda Musa'yı yetiştirir. Gece, gündüz yorgunluğunun üstüne ilaç… Gece şafağın, güneşin ve gündüzün annesi… Gece düşünce, tefekkür… Gece aşkın ve secdenin vakti… Gece yalnızlıktır. Tefekküründe Rabbe yürünür. Gece… Teheccüd saati... Aşk ve vuslatın zirve yaptığı anlardır sacidler için...

Gece yanar, yanan yakar, bazen de ışık saçar.

Gece vazifedar, azaları ay ve yıldızlar.

Gece, insana arkadaş, insan da geceye?

Gece, Allah’a dost olana dost...

Gece iki hece, hakikatteyse ne ikisi, nice…

Gece, gece, nedir bu tutkulu hece?

Gece bir düğüm ki ne bilmece…

Gecenin hakkını vermeyi unutmayın. Gecenin hakkı, en azından 2 rekât gece namazı. O zaman gece sizin, siz gecenin olursunuz, dost olursunuz. Gecenin Rabbine ant olsun ki, biz gecenin hakkını vermediğimiz müddetçe gece bize dost değil. Geceyi anlayan gündüze yürür. Geceyi, kadredenin ömrü gündüz olur.

Vardiya gece olunca, görevde yıldızlar ve ay. Gaye bilinmiyorsa, bir ay kadar gelinmiyorsa, tadı yok yaşadığın ha gecekondu ha saray.

Eyleme. Gece O’nunla güzel, O’nu düşün de düzel.

Gece vuslat, gece hicran... Yüreğim elimde, elim yüreğimde; dakikalarına saydım yüreğimi ey gece!

Gece, neleri gizlersin ve neyi haykırırsın hece hece,  ey gece! Satırlarına samimiyetten mısralar dizsem. Tablona muhabbeti resmetsem… Âşık gibi şairce başımı alıp gitsem, ne edersin?

Dinle sesimi, oku yazdıklarımı, duy içimdekileri ki "Allah Allah" diye yankılansın bir ses, sendeki kalbime de versin nefes.

İtme, gitme, bitme... İtersen giderim, gidersem biterim... Anladım ki marifet O’nda. O’nu bilen ve bulan için başlangıç da kurtuluş son da. Öyleyse bırak yaka mı bırak ey gece, şafaklara demir atmak istiyorum. Bülbüllerin şakıdığı, horozların ötüştüğü, karanlığın söndüğü anlara...

Bırak gece, yakamı bırak gündüzlere kanat çırpmak istiyorum. Uçsam, aydınlıklara. Aydın/lık gönüllerin eşiğine yüz sürmek için.

Bak ses veriyor dostlar, duyuyor musun seslerini ey gece! Hangi ses vermede yanıyorum, "Allah" diye ses verenin ahengine vuruluyorum anla; çünkü kalbin gıdası zikirdir. Ezkarın evveli ve ahiri Allah'ın zikridir. Gecenizi ve gönlünüzü geceye çevirmeyiniz. Geceye de gönle de ruh veren, onları adam yerine koyduran "Allah" zikridir.

Bu gece, geceyi geceye bırakıyorum, gündüze yürüyorum. Hayır, hayır size bırakıyorum, geceyi okuyun, anlayın, anlatın. Bu gece nece?

O zaman iyice anlarsınız ki gecede "Allah" deyişin hazzı başka, namazın tadı bir başka, insanı getiriyor aşka.

Geceyi bilenlere, gecede Rabbine dönenlere, geceyi kadrederek hayatını manayla aydınlatanlara selam olsun.

 

Fatih AKMAN

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz