matesis
dedas

GERÇEK CAHİL

GERÇEK CAHİL

Cehalet her kötülüğün menşeidir... Cehalet cahilden kaynaklanır. Peki sorunların kaynağı olan cehaleti pratikleştiren cahil kimdir, kimlere denir?

Ölçmeden kesmek, sonucunu kestirmeden herhangi bir eyleme geçmek...

Dün doğru olan bugün yanlış olabilir... Bazı doğrular zamana dayalıdır örneğin kışın kalın giyinmek doğru davranış sayılıyorken yazın bu yanlıştır. Bunları doğru "okumak" ve öyle davranmak gerek!

Gerçek cahil okuma yazması olmayan değil; yaşadığı zamanı okuyamayandır. Bu asırda babasının, dedesinin hatırına değer görenler var ve daha da kötüsü bununla övünüyorlar. En kötüsü ise bunun ne anlama geldiğini bilmiyor olmaları...

Konfücyüs kaç kitap okumuştu veya kimin oğluydu? Sokratın, Eflatunun babası, dedesi kimdir, bilen var mı? Dehası bunu soran veya merak eden var mı?

Ya Peygamberimiz (s.a.s)! Fakat bunlar asırlardır “okunuyorlar”.

Aslında sorulması ve cevabı araştırılması gereken asıl soru şu olmalı: Okumak nedir?

Birbirimizi de kendimizi de kandırmayalım böylesi bir yaşantıyla cennete gitmemiz zor gözüküyor.

Dağlara tırmanmayı sevmeyen, çukurda/alçakta yaşamaya katlanır. Hayalleri olmayanların kanatları olsa ne fayda!

Toplumda yaşanmasından şikâyet ettiğiniz davranışları yapanlarla aynı karede hayata devam ediyorsanız mutlaka kendinizi sorgulayın. Yoksa birileri yüzünüze vurur bu kişiliksizliği ve omurgasızlığı.

Şeyh Abdülkadır Geylaniyi, Şahı Nakşıbendiyi, İmam Şafiiyi, İmam Ebu Henifeyi nerden getireyim sorunlarınızı çözmek için! Bunu biz başarmalıyız.

Kurtarıcı bekleme kurtarıcı ol! Bu halk, işi akışına bırakıp kenarda bekleyen(ler)i değil; gidişatı değiştiren, yön veren adamları sever

Hep birileri mi bize iyilikte, mertlikte ve cömertlikte örnek olacak, bizim de birilerine örnek olma zamanı gelmedi mi?

Kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz. Kötülüğü iyilik fidanıyla (ıla)mak gerek! Kötüleri yok etmekle değil kötülüğü yok etmekle mümkün olacaktır bu.

İyilik lafla olmaz. Ya vardır kalbinde yeri, ya yoktur. Önce kendimize sonra da birbirimize güvenmeliyiz. Ya güvenirsin, ya güvenmezsin. Bunun ortası yoktur.

Şayet, lakin, fakat kabul etmez dostluk ve yoldaşlık vesselam.

Bu arada kibirlenmemek de lazım! Birliktelik örülmeli ilmek ilmek. Kabirler, onlarsız iş yürümez sanan insanlarla dolu. Onlarla işim olmaz dediklerinize yolunuz düşer bir gün. Siz siz olun kibirlenmeyin! Belki bugün değil ama mutlaka bir gün.

Asil olmayanlar: Dara düşünce seni karanlık gecelerde dahi tanırlar fakat işleri bitip felaha kavuşunca gün ortasında bile seni tanımamazlıktan gelirler.

Sarraf olmaya gerek yok, menfaat herkesin ayarını ortaya çıkarıyor. Mal ile rızkı karıştıranlar var. Mal kazandığınız rızık kullanabildiğiniz. Malınızı artırabilirsiniz belki ama rızkınızı değil.

Sadece kendi yavruları için endişelenen canlı, başkasının yavruları için de endişelenen insandır...

Zahiri (kulak-göz) sağır ve körlere tahammül ettiğimiz gibi manevi (kalbi, vicdani vs.) kör ve sağırlara da tahammül etmemiz lazım. Peki, bu zor değil mi? Evet, zor!

Bu dönemde yapabileceğiniz en büyük şey bunlara hakikati anlatma konusunda kendinizi zorlamamanız. Olduğu kadar olmadığı keder…

Bu, kendinize yapacağınız en büyük iyilik. Hatta mümkünse orayı peygamber (s.a.s) misali terk ediniz. Neticede tarihi misyon gereği kazanan Medine kaybeden Mekke olacak.

İyilere sahip çıkmak gerek. Hele kendiniiyi sayanların birbirine sahip çıkmadığı bu asırda!

Çok iyi bilinmelidir ki iyiler kaybetmez kaybedilir...

Uykuyu kabre, gururu mahşere, zevki cennete bırakan ve nefislerini satıp, cenneti alanların kervanında olmamız dileğiyle yeni Medinelere selam olsun. Takdir Allah'ın.

M. Burhan Hedbi

 

Editör: M.Burhan Hedbi

Yorum Yaz