matesis
dedas

'Geri Dönüşüm'ün Kahramanları

'Geri Dönüşüm'ün Kahramanları

Sahip olduğumuz kültür ve mensup olduğumuz inanç söz konusu olduğunda her ikisinin de kusursuz olduğunda hepimiz  hemfikirizdir. Tabir-i caizse toz kondurmayız. Benim de bu konudaki fikrim,  İslâm'ın herhangi bir noksanlığının olmadığı, hata ya da eksikliğin Müslüman'ın kendi tasarrufunda olduğudur.

Kültür; zamana ve mekâna göre değişebildiğinden ona eleştirel bakılması gerektiğini düşünüyorum.  Yani var olan güzellikler yaşatılmalı, eksik olan tamamlanmalı ve yanlışlıklar düzeltilmelidir.

Peki değişen ve “geliştiğini iddia eden dünya'da” yeni farkına vardığımız şeyler karşısında duruşumuz nasıl olmalıdır? 

Yaşadığımız dönem itibariyle dünya artık yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş sürecinde. Sürecin en önemli parçaları ise doğanın kendisi. Hazır olanı tüketmenin kolay olduğunu geç de olsa fark eden Ben-i Âdem, artık güneş, rüzgar ve dalga enerjilerinden ciddi anlamda faydalanmanın peşinde. Diğer taraftan, farklı özelliklerdeki atıkların geri dönüştürülmesi birçok ülkenin ekonomisine önemli katkılarda bulunuyor. Hatta geri dönüşüm konusunda o kadar ileri gidildi ki;"Komşu komşunun çöpüne muhtaç" hale geldi. Yakın bir dönemde dinlediğim bir habere göre İsveç'in ısınmak için kullandığı çöpü bitmiş ve komşusu olan Norveç'in kapısını çalarak çöpüne talip olduğunu belirtmiş.

İyi ama bundan bize ne? Akla gelen en önemli soru olsa gerek.

Geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi Mardin artık bir Büyükşehir.

Dolayısıyla artık büyük düşünmeli! Bana bu cümleleri kurdurtan şey ise Mardin'de her şeyin  akıl almaz bir şekilde, hızlı ve sonunu düşünmeden tüketilmesidir.  Yolların ve hatta boş olan her yerin gayrı ihtiyâri süsleri,  dekoru haline gelen su şişeleri, çöpler, atıklar. Varın gerisini siz düşünün... 

Maalesef bunlar bizim için bir sorun değil! Çünkü evimizde, iş yerimizde ya da ofisimizde değil dışarıda. Ve eğer dışarıdaysa doğal olarak bizim sorumluluk alanımızda da değil!

Oysaki insan hayatı sadece ev, ofis ve işyerlerinden ibaret değil!  Sokakta da bir hayat var.

Hem de çok güzel, daha doğrusu güzel olması gerekiyor.  Ama olmuyor, Mardin'de yaşayanlar olarak; hayatın güzel olabilmesi, doğanın güzel olabilmesi için çok fazla çaba sarf etmiyoruz.

Temizliği iş olarak yapan görevliler hariç! Ha bide hiçbirimizin tanımadığı, bilmediği, görmediği,  görse de kaale almadığı, esmer tenli, üstü-başı kipas içinde  bazı insanlar var. Çöp topluyorlar. Evet, yanlış duymadınız çöp topluyorlar,  kimisi kâğıt, kimisi plastik kimisi bilmem ne?

Ama bence  onlar aslında geri dönüşümün isimsiz kahramanları.   Kahraman denince aklımıza gelen dikkat çekici dış görünüşe sahip değiller belki ama onlar o çok sevdiğimiz hayatımızın,  doğamızın, şehrimizin ve hatta lüksümüzün gerçek  kahramanları!

Peki, biz ne yapabiliriz acaba?

Bu kahramanlara yardım edebilmemiz mümkün mü?

Elbette mümkün. 

Doğanın korunması ancak geri dönüşümün yaygın hale gelmesiyle mümkün olabilir. Hatta ismini-cismini bilemediğimiz küçük canlıların hayatını dahi korumamız mümkün. Yazın içemediğimiz suları toprağa dökebiliriz,  tarlaları zararlı otlardan temizlemek adına yakmayabiliriz. Kâğıt, plastik vb. dönüştürülebilir atıkları geri kazanabiliriz.

Bence kazanmalıyız, eğer sadece sözde ya da ekonomik olarak büyükşehir olmayacaksak bu inceliği de göstermeliyiz!    

Yorumlar

Image
NECİP UYANIK
12.12.2013 / 02:20

Hocam,<br>Çok çok haklısınız. Bu YAZINIZI gerçekten önemsiyorum. Önemsemek yetmez. Tüm gücümüzle uygulamak lazım.<br>Bayat ekmeklerin toplandığı küçük konteynerleri de şehriin belirli yerlerine yerleştirmek gerekir.<br>Yaz ayında artan pet şişe çılgınlığına bir ayar vermek gerekiyor...<br>çok işimiz var çok...

Yorum Yaz