diorex
sampiyon

Güven Oylaması

Güven Oylaması

Yıllardır tartışılagelen konu nihayet meclise geldi. On beş günlük bir süreçten sonra halka servis edilecek ve halk da üç ay sonunda kararını verecek. Farklı türlerdeki başkanlık sistemleri içinde bize özgü bir başkanlık sistemi oluyor gibi.

Benim gönlümden yalın, kavramsal, tevil götürmez, yelpazesi geniş bir anayasa yapıldıktan sonra seçim sistemini revize etmek geçiyordu. Güçlü bir anayasa, baraj yok, en çok oyu alan devleti yönetir. Bu ilkeler çerçevesinde daha dinamik ve kontrol edilebilir bir sistem çıkabilirdi. Maalesef anayasa kavramsallıktan uzak olarak karşımızda bir daha duruyor, cumhurbaşkanına verilen yetkiler ise Sayın Erdoğan varken sorun olmasa da ondan sonra çok sorun çıkarmaya müsait.

Muhalefetin rejim değişiyor, padişahlık geliyor, laiklik elden gidiyor gibi dürtülerini hiç ciddiye almıyorum. Çünkü rejim ile sistem arasındaki farkı bilmeyenin fikirlerinden bir şey beklemek saflık olur.

Ancaak…

Bu sistemle AK Parti’nin ağır toplarından birinin başa geldiğini düşünelim. Bülent Arınç, Abdullah Gül ayarında biri… Kriptolar iki günde etrafını kuşatır, üçüncü günde de eski gücüne kavuşur ve kimse farkına da varmaz. Yıllarca devleti istediği gibi, istediği yöne çekmiş bir örgüt başka başka maskelerle bir daha kandırır. Sayın Erdoğan’a yönelik artık yapamasa da başkasına rahatlıkla yapar. 2010 referandumu için nasıl “yanlış yaptık” dendiyse yıllar sonra bunun için de aynı şey söylenebilir. Bu durum çok iyi düşünülmeli, tabii yasanın oylama sürecinde bu uyarının hiçbir anlamı yok.

Anlamı olan iki şey var ortada: bir ekonomi, iki güven(sizlik).

14 yılı geride bırakmış olan AK Parti’nin büyüklüğü ekonomiden geliyor. Ulusalcı, Kemalist, marjinal sol, HDP gibi grupların AK Parti’ye yükledikleri din sömürücüsü, makarnacı, kömürcü, faşist gibi daha birçok yaftalamanın ne bir mesnedi ne de bir geçeri var.

Bunları diyenlerin ve hala düşünenlerin göz ardı ettikleri bir nokta var. Yıllardır araştırma şirketlerinin seçim anketleriyle birlikte ortaya koydukları veri… AK Parti’ye oy verenlerin en az yüzde 60’ı hizmete, ekonomiye ve alternatif olmayışına oy veriyor. Yaklaşık yüzde 40’ı dini, ideolojik ve siyasal hedefleri gözeterek oy veriyor.

Ekonomideki sarsıntının iyileştirilmemesi durumunda halk sürpriz yapar. Evet, sürpriz. Çünkü kabul edilmemesi ancak bir sürpriz olur. Olmaz değil ama. AK Partili gözüküp sadece cüzdanını ve yürüteceği işi düşünen ciddi bir kitle var. Bunlar seçim sürecinde destek verici gözükür lakin seçim kabininde ne yapacakları belli olmaz. “Ey AK Parti, seni tercih etme sebeplerim yoksa ben de yokum.” diyebilirler. Bir ekonomist olan Tuğrul Türkeş, bunu birkaç ay önce söyledi. “Bunu oylamayalım çünkü yüzde 49,5 de alsak kaybetmiş sayılırız.” şeklinde bir şeyler söyledi. O gün bu gündür Rus büyükelçinin cenazesi dışında da sesini duymadık.

Devalüasyon ve sebep olacağı ekonomik sarsıntı için acil tedbirler alınıp sonuç verici uygulamalar hayata sokulmazsa, ortadaki kitle “lobi” savunmalarını falan dinlemez.

İkincisi güven. İlk beş madde geçti. Aylardır milletvekilleri ile görüşülüyor. Hatta Sayın Binali Yıldırım -neredeyse- milletvekilleri ile teker teker görüştü. İstenilmeyen maddeler tekliften çıkarıldı. Buna rağmen açık oy kullanmak bir güvensizlik göstergesidir. Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz. 314 milletvekili arasında bile güvensizlik söz konusu ise 55 milyon seçmen için güven nereden bulunuyor. Milletvekilleri açık oy kullanarak hem özgüven hem de güven sıkıntısı olduğu görüntüsü vermektedir. Oyuna güvenilmeyen bir milletvekilinin seçim sürecindeki çalışmalarına ve samimiyetine nasıl güvenilsin? Hem de “bylockçu vekil hiç yok mu?” soruları, kardeşi ‘darbe yöneticisi general’ olan vekil sessiz sedasız yerinde dururken.

Gülencilerin AK Parti’ye attırdıkları adımlar konusunda yıllarca eleştirilerimizi yaptık. Ancak durum öyle vahimdi ki eleştirilerimiz bir hakaret addediliyordu. ve geçen zaman içinde dönüldü dolaşıldı bizim bulunduğumuz noktaya gelindi.

Şimdi bu iki uyarı için AK Parti’ye sesleniyorum. Dost acı söyler. Oylamaya çok iyi hazırlanmanız gerekir. Ekonomi ve güven-güvensizlik meseleleri halledilmeden sandık çalışmalarına gidilmemelidir.

Kazanılacağını öngörüyorum ve diliyorum ama öngörü ve dilekler her zaman gerçekleşmiyor. Olmama ihtimali için eylem planı da elden bırakılmamalıdır.  

Yorum Yaz