matesis
dedas

Halklar Arasında ...

Halklar Arasında ...
ÇATIŞMA MI ?
 
                    '' Bir olgu hazırlamak inşa etmektir.Her tarih bir tercihtir.''
                                                                               Lucien Febvre
 
   Sparta,Atina kent devletlerinde Helot-Eferos/toprak sahipleri-altıdabirler,Hindistan'da Kast Sistemi,Sümerlerde Ziguratlar ve günümüz dünyasında yerküreyi paralel-meridyen diye bölük-pörçük dizayn eden uluslararası küresel güçlerin işgalleri,kan kusan silahları sonrasında açlık/yoksulluk,uzun sürmeyen anlamlı bir sessizlik...
 
   Birçok yerde ve birçok yerelde tercihmiz olmayan olguları ' tarih ' diye benimsetmenin,dayatmanın koşullarını yaratmak,daha da güçlenip bir başka gücü yok etmek için yeni olgulara zemin oluşturma,tarihin seyrini değiştirme/geciktirme adına senaryoları inandırıcı kılmanın yerellerde etkinleştirmenin binbir türlü '' Ali Cengiz '' oyunu sahnelere ordan kan ve gözyaşıyla mezarlıklara taşınır(?)
 
   Okyanus ötesi başlayan toplu kuş ölümlerinin ABD,İtalya üzeri Avrupa ordan ülkemize de sıçrar korkuları ' ornitolog ' kuşbilimcilerin dikkatini çekip '' Toplu ölümlerin sürekli meydana geldiğini,paniğe kapılacak bir şey olmadığını...'' söylenip,durdular.
 
   Oysa çatışmalarda ya da bir iç savaşta karşı-karşıya getirilecek halkların kayıplarından kimlerin karlı çıkacağını tahmin etmek pek de zor olmasa gerek;söz konusu kıyımlar insana/insanlığa yönelip toplu ölümlere neden olunca etrafna öğüt vermeye çalışanların,insan sevgisini ' din kardeşiyiz ' değerlerini atıp nasıl da sus-pus kesildikleri yetmeyince farklı düşünerek yanıbaşlarında kopan kıyametleri görmemezlikten geldiklerini Irak'ta,Afganistan'da,Libya'da ve Suriye'de de gözler önüne sermiştir.
 
   Evet zaman zaman Kürt çocukarı,Arap çocukları gibi kendi aralarındaki kavgaları yaşar,bir süre sonra barışır kaldıkları yerden devam ederken;Arap ve Kürt çocuklarının/gençlerinin karşı-karşıya geldiği,bundan kimlerin karlı çıkacağının defalarca hesabı yapılırken hiç kimse Mardin'de,örgütlü-planlı bir çatışmayı bırakın,bir kavgayı bile gösteremez/göstermeyecektir de...
 
   Mardin'de Yeniyol'un ve Saraçoğlu Mahallesi'nin olmadığı doğuda ' Belsık Deresi ' batısında sırtını ' Imhemmed Il- Zırrar ' eşiğine dayanan gençlerin top oynadıkları 'Tabyé' toprak sahasına ordan kuzeyine teras bağ ve bahçeleriyle,bahçe sulama havuzları,beşik tonazlı ayvanlarıyla Mardin Eteğinin danteli gibi uzanan mezarlığında buluştuk Kürt halkıyla ' Fi Ikbor Kıbli İl-Beled ' Mardin Güney Mezarlığı 'ında...
 
   Geniş bir mezarlık,her ailenin olmasa bile birçoğunun göçlerden sonra oluşan ' geto ' nun yaygınlaşması karşısında bir önceki adları ' havka ' olan türbelerinin etrafına duvarlar örerek aile mezarlıklarına dönüştürüp,korumaya çalıştılar.
 
   Mezopotamya'nın enginliğine bakmadan sevgililerin canlarını bin parçaya ayıran ciğerlerini barındırdığı içindir ki apayrı öyküleriyle,yüklenen anlamlarla daha da kutsallaştırılmıştır şirk koşmadan/koşturmadan.
 
   Çevrelenen toprağına,taşına basılmamaya,perşembe günlerinin ikindi sonrasında,Ramazan ve bayram arifelerinde ve bayram namazları sonrasında eve bayramlaşmaya gidilmeden ziyaret edilen;yasinler/dualar okutulan türbe ziyaretlerimiz gerçekten bütün halklarımız/insanlarımız için oldukça önemlidir.
 
   ''Kıbli İl-Beled'' Güney Mezarlığı'nın ''Ikbor Şéğ Salıh,Ikbor Şérin Dede'' gibi adlarla adresinin daha da netleştiği Mardin'deki ziyaretlerin mumlu duvarlarına ailelerimizle paylaşamadığımız dileklerimizin tutup/tutmayacağını anlamak için sürdüğümüz dilek taşlarının izlerini halen taşır Şérin Dede duvarları Seyyid diye anılan Maruf Yusuf'un mekanı...
 
   Bilirdi Yemen'den Mezopotamya'ya göçün Bedeviliğini,Nebatiliğini,Gassani'liğini ya da Kahhani'liğini bilirdi;Mardin'li göçün/göçebenin sırtındaki yükünü,bunun bir de ' Kürt ' e beyden gelen zulmünü duyunca hatırlamaz mı kendilerinden önceki hamilerini,ev sahiplerini/yük sahiplerini...
 
   27 Mayıs 1960 yıkımının/darbesinin etkileri Mardin'e henüz yansımadan kırsalını sinsice etki alanına almıştı bile! öylesine ki köylüyü ' beye ' yenik düşüren gazabın/saldırganlık ve talanın Kürt insanını evinden/köyünden ve toprağından ederken;Nusaybin'den,Midyat kırsalından söküp atarken kendilerini mezarlığımızdaki canlarımızla eşit ve yakın görmek istedikleri yerde çaresiz,gecekondu temellerini kazmayla bu olguları yaşatıp,tarihten silenlerin suratına indirmiştir her sık nefes alışında halkları karşı/karşıya getirmek isteyenlerin sinsi emellerine.
 
   Bu trajedinin yerelimizin dışında yaşanmışı/benzerinin olmadığı bu mezarlıkta 'Kıblı İl Beled' Mardin Güney Mezarlığı'nda birkaç türbeden çıkan kemiklerin toplanmasıyla ilgili haddini bilen tartışmalardan sonra hiç kimse ama hiç kimse! Arap-Kürt çatışması oldu diyemeyeceği gibi Arap-Kürt kavgası bile olmamıştır aksini iddia edenlere duyurum ve ilanımdır...
 
   Bu sivil tarih çalışmasını aramızda yaşayan yaşlı insanlarımızla Kürt ya da Arap'a bire-bir sorulduğunda yaşayan gerçek tarihin/değerlerin nasıl da 'Halkların kardeşliği' ni pekiştirdiğini dünkü Ermeni ve Süryani kardeşliğinin Arap ve Kürtlerle olan 'İnsan Hakları' ortak değerlerinin günümüze sorunlar yaratmadan nasıl geldiği,karşılıklı verilen emeğin geleceğimizin barışını kalıcılaştırabilecek bu gücün farkındalığını görmemezlikten mi geleceğiz ' üstüne üst(l)ük ' diyen halkımıza rağmen dönüp '' Araplar bizleri sevmiyor.' ya da 'Kürtler bizlere karşı.' deyip,birkaç alış-verişte,dolmuşta/durakta herkesin yaşadığı tartışmaları,oyunda/maçtaki anlaşmazlıkları büyütüp,bilerek ya da nerelere gideceğini kestirmeden Selçuk Candansever gibi 'Süryanilere karşı Arap ve Kürtlerin biriktirdikleri' diyerek,'Dışarıdan gazel okuma'nın hiç de yakışmadığını biliyoruz.
 
   Ya şimdi ?
 
   Zengin kültür farklılığımızdan ötürü dokuların uyuşmaması gibi sorunlarımızın olmadığı,her halkın 'akil' insanlarının,birbirini henüz tanımayan gençlerine,saptırılmasına çalışılan yakın tarihini ve aynı mezarlıkta yanyana gömüldüğümüz Mardin Güney Mezarlığını ''Ikbor Kıbli İl-Beled''i anlatması ve genişçe düşündürmesi,savaş naraları atanların umutlarını kursaklarında bırakacak barışı,Mardin'den örnek vermeye devam edeceğiz...
 
   Olabilecek provakatif,ani parlamalardan ve saldırganlıklarından 'mavi midyeler' gibi kabuğumuzu kalınlaştırarak yengeçlere karşı 'yaşam savaşı' vermenin sakıncası mı var? 
 
   ''Teykun ken lihi seb'i ğevet im-addedet/Ken té-yicevn a'le tirbiti u-teyséhun ğeyté !..
    Tul iz-zemen imsıybıt le sarıtıl ki/Me sarıd le-aHHed.''
                                                                                   Mardin Arap Ağıtı'ndan
                                                                                    (Makbule Güner'den)
   (Yedi ağıt yakan kızkardeşlerim olsaydı/Mezarıma gelip,kardeşiimm! diye çağrsaydı,
    Yaşam boyunca bana olanları/Hiç kimseler yaşamasaydı.)
 
    Kültürlerimiz ve dillerimiz farklı da olsa Mardin'de ''Ikbor Kıbli İl-Beled'' gibi ağıtlarımızı yaktığımız,acılarımızı paylaştığımız 'ortak mezarlığımız' vardır...
 
NOT : Makbule Güner Teyzemiz,bir asrın acılarını tekrar yaşamamak için benimle paylaştı bu anlamlı Arapça ağıtı.Mardin halkları adına teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum...

Yorum Yaz