tatlidede

Hamas Serencamı (I)

Hamas Serencamı (I)

        Filistin; Ortadoğu’nun en sıcak ve en dramatik olaylarının yaşandığı, yerli halkın ellerinden yerleşim yerlerinin zorla alınarak baskı ve zulüm içerisinde yaşamaya mahkûm edildiği bir bölgenin adıdır.

        14 Mayıs 1948 yılında bu bölgede bir İsrail devletinin kurulması ile başlayan Arap-İsrail savaşları sonucunda Filistinliler yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda bırakıldı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bölgedeki dengelerin değişmesi, İsrail’in baskıcı tutumunu daha da arttırdı. İsrail’in işgalleri durmak bilmeden devam ediyor ve Filistin halkını kendi yönetimine mahkûm etmeye başlıyordu. Bu durumda İsrail ile mücadele edecek ve Filistin halkının haklarını arayacak bağımsız bir örgüte ihtiyaç vardı. 1964’de Kudüs’te kurulan “Filistin Kurtuluş Örgütü”, Filistin halkının isteklerine cevap verecek nitelikte bağımsız ve laik bir örgüttü. FKÖ’ye bağlı El- Fetih Örgütü, İsrail'e karşı operasyonlar yaparak işgale karşı direniş mücadelesi gösteriyordu. Ancak zaman içerisinde İsrail ile mücadele konusunda taviz veren El-Fetih, halkın güvenini sarstı. Bu durum, halka sosyal hizmetler sunan ve İsrail ile mücadelede kararlı adımlar atan Hamas’ ı 2006 yılındaki seçimlerde iktidara taşımıştı. Seçimle iş başına gelen Hamas, ABD ve batılı ülkelerce bir terör örgütü olarak tanınmıştı. Hamas’ın iktidarda olması ne İsrail’in ne de ABD ve bazı batılı ülkelerin işine geliyordu. Nitekim Filistin’de İsrail’in baskı ve işgallerinin yanı sıra bu kez El-Fetih ve Hamas arasında kanlı iktidar savaşı başlamıştı.

        Hamas; Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas), 1987 yılında Filistin’deki Müslüman kardeşler lideri Şeyh Ahmet Yasin tarafından kurulmuştur. Müslüman kardeşler cemaatinin Filistin kanadı olarak kendini tanıtan Hamas, İntifadanın başlamasıyla birlikte İsrail'e karşı yaptığı eylemlerle sesini bütün dünyaya duyurdu. Fikirleri ve düşünceleri İslam dinindeki kurallara (şeriata) dayanan hamasın uzun vadeli hedefi İsrail’in işgal ettiği toprakları geri alarak özgür Filistin devleti kurmaktır. Silahlı mücadelesiyle ön plana çıkan Hamas, hızlıca büyümeye devam ederek Filistin’de en etkili örgülerden biri olmuştur. Filistin halkı arasında İslam’ı fikirlerin yaygın olması ve gençliğin İslam'a yönelmesi İslami hareketin halk tabanında önemli bir güç kazanmasına neden oldu.

Hamas; İsrail’e karşı direnişi, Gazze başta olmak üzere Batı Şeria’ya kadar yayılarak genişlemiştir. Aralık 1987 yılında 4 Filistinli işçinin İsrail tarafından öldürülmesinin ardından olayı değerlendirmek için toplanan Hamas liderleri, Şeyh Ahmet Yasin başkanlığında Kudüs şehrindeki İhavnu’l-Muslimin “Müslüman kardeşler” cemaatine üye olan ve Mescidi Aksan’ın hatipliğini yapan Şeyh Camil HAMAMİ ile temasa geçti. Böylece Hamas Örgütü’nün, Batı Şeria’da yeni bir kolu oluşturuldu. Hamas, 1991 yılının sonuna doğru askeri kanadını kurmuş ve bu birliğe 1935’te İngilizler tarafından öldürülen Müslüman kardeşler üyesi İzzettin El-Kassam’ın adını vererek “İzzettin el-Kassam Tugayları” nı kurmuştur.

        İsrail, Hamas’ın Filistin halkının desteğini aldığını görüyordu. Aynı zamanda Hamas’ın Yahudilere karşı yaptığı operasyonlar İsrail’i oldukça tedirgin ediyordu Örgütün çok hızlı bir şekilde güçlendiğini ve büyüdüğünü gören İsrail, 1989 Mayıs’ında Hamas üyesi yöneticileri ve hareketin kurucu önderi Şeyh Ahmed Yasin’i tutuklamıştır. Hamas ise buna karşılık olarak İsrail askerlerini rehin almaya ve saldırılar düzenlemeye başlamış, İsrail’e karşı silahlı eylemleri artırmış ve bu eylemlerde bir takım başarılar kazanmıştır. Hamas’ın İsrail’i hiçbir şekilde tanımaması ve kaybedilen toprakları geri alma yönünde İsrail ile masaya oturacak bir politikasının olmaması ve El-Fetih’ten ayrı bir yapı sergilemesi Filistin halkının gönlünde giderek değer kazanmasına neden olmuştu. İsrail, bu yüzden Hamas liderlerini hedef almıştı.

Şeyh Yasin yaklaşık 8 yıl İsrail tarafından tutuklu kaldıktan sonra 1997 yılında Ürdün’ün elindeki iki İsrail ajanına karşılık yapılan değişimde serbest bırakıldı. Aynı zamanda Hamas liderlerinden Halid Meşal, Amman’da Mossad tarafından zehirlenerek suikasta uğratılmıştı. Meşal’i zehirleyen iki Kanada’lı Mossad ajanı Amman hükümeti tarafından tutuklanarak esir alınmıştır. İsrail bu durumda tutuklanan ajanların serbest bırakılmasını, göndereceği panzehir ile Meşali kurtarma şartına bağlamıştır. Sürgünde bulunan Şeyh Yasin Gazze’ye geri dönerek ikinci intifadanın manevi liderliğini yaparak İsrail’e karşı mücadelesini sürdürdü. İsrail tarafından 2001 ve 2002 yıllarındaki suikastlardan kurtulan Yasin, 22 Mart 2004 yılında İsrail’in Gazze’ye yönelik hava saldırıları sırasında helikopterlerden açılan füze saldırısıyla hayatını kaybetmiştir.

Hamas’ın kuruluş ilkeleri ve hedeflerine baktığımızda; İslam dinini esas alan bir direniş örgütüdür. Yani Hamas, birinci derecede İslami bir harekettir. Hatta Örgütün kökleri, Hasan el-Benna'nın Mısır'da kurduğu ve daha sonra küresel bir hareket haline gelen İhavanu’l-Muslimin “Müslüman Kardeşler”e dayanmaktadır. Hamas'ın kuruluş sözleşmesinin ikinci maddesinde şu ifade geçmektedir: "İslami Direniş Örgütü”, Filistin'deki İhavnu’l-Muslimin “Müslüman Kardeşler” Örgütü’nün kanatlarından bir kanattır. Müslüman Kardeşler Örgütü ise küresel bir örgüttür ve modern çağdaki İslami hareketlerin en büyüğüdür.

        Hamas Örgütü’nün kuruluş sözleşmesini inceleyen bir kimsenin, Hamas'ın dinle ne kadar bağlantılı olduğunu, dinde ve siyasette bir metot olarak benimsediğini gösteren birçok Kur'an ayetinin, hadis-i şeriflerin ve dini şiarların olduğunu görebilir. Hamas, Müslüman Kardeşleri ile örnek almış ve İslam'ı kendisine metot edinmiş bir harekettir.

        Hamas'ın kuruluş sözleşmesinin 5. maddesinde geçen ifadeler bunu teyit etmektedir: "İslam Direnişi Örgütünün zaman aralığı, İslam'ı kendisine bir yaşam metodu edinmesiyle İslam risaletinin doğuşuna ve selefi salihlere dayanır. Örgütün gayesi Allah, örneği peygamber, anayasası Kur'an ve mekânsal aralığı Müslümanların bulunduğu her yerdir." Kısacası Hamas, İslam'ı kendisine metot edinen, kâinat, hayat ve insana ilişkin fikir ve düşüncelerinin İslam'dan beslendiği bir İslami direniş Örgütüdür. Müslüman Kardeşler’in Mart 1953 yılında yapılan üçüncü kongresinde şu ifade geçmiştir: “Yönetimin tamamının Allah'a ait olduğuna, efendimiz Muhammed [SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in] tüm insanlar için peygamberlerin sonuncusu olduğuna, cezanın hak, Kur'an'ın Allah'ın kelamı ve İslam'ın dünyanın düzenini ve ahireti kapsayıcı bir kanun olduğuna inanıyoruz."

        Hamas’ın dine dayalı fikirleri, örgütün Filistin davasına bakışını da şekillendirir. Zira Hamas İslam akidesinden kaynaklanan fikri bakış açısından hareketle Filistin'in kurtarılmasını stratejik hedefi olarak görmektedir. Filistin'in kurtarılması sorunu ise Filistin halkının, Arap ve İslam ümmetinin dâhil olduğu bir sorun olup bunu, kurtuluş için düşmanlarla savaşmanın her Müslümana farz olduğu noktasından hareketle onların hepsi için bir vecibe olarak görmektedir. Yine bu durum, Hamas Örgütü’nün kendisini mızrak başı veya atılan ilk adım olarak gördüğü kuruluş sözleşmesinin (32.) maddesinde de ortaya çıkmaktadır.

Yorum Yaz