Hangisi Rüya?

Umre ibadeti için gittiğim kutsal toprakları görmek, tüm ümmeti Muhammed’e nasip olur inşallah…
Değerli okurlarım, bazı duygular anlatılmaz, anlatılamaz. Kaleminiz ne kadar güçlü olursa olsun, o duyguları kelimelere dökmekte aciz kalırsınız. Ya da özenle bile olsa seçtiğiniz kelimeler, o duyguları anlatmakta aciz kalır. İşte tam da böyle bir ruh halindeyim şu an! Umre ibadeti için kutsal topraklara doğru hareket ettiğim andan eve döndüğüm şu ana kadar yaşamış olduğum duygu yoğunluğunu anlatabilecek kelimeleri bulamıyorum. Bulduğum kelimeler de bu duyguların tam karşılığı olabilmekten aciz olunca, dilimin de kalemimin de sürçmesi ihtimalinin şimdiden affını diliyorum.
Hayatın hengamesinden ruhun dinginliğine doğru hareket eden bir duygu seliyle başladı yolculuğumuz. Bizleri Adana Hava Alanı’na ulaştıran minübüse bindiğim andan başlayarak, Kutsal topraklara ayak basana ve dahası Kabe-i Mükerreme’de namaza durana kadar geçen zamanda içimde kopan duygu fırtınalarının şiddeti hiç eksilmedi.
Hayatı ve hayatın ötesindekileri,
Ruhu ve bedeni,
İnanç ve teslimiyeti,
Hayatın hengamesi içinde ruhun ihtiyaç duyduğu manevi gıdayı,
İçimde kopan fırtınaların estiği yönler bunlarla sınırlı değil tabi ki. Ama ne zaman ki dünyanın yanı sıra gönüllerin merkezi olan Kabe-i Mükerreme’de namaza durdum, işte tam o an kendimi bir rüyadan uyanmış gibi hissettim. Ruhumu sarıp sarmalayan dinginliğin kuşattığı bedenim, bir rüyadan uyanmıştı sanki. O ana kadar yaşamış olduğum rüya hayattan kopup gerçeğe ulaşmış gibiydim.
Mekke’de, Medine’de, Hira'da Uhut'ta Hendek'te ve daha nice kutsal mekanda geçen zamanlarda yaşadıklarımızı ve yaşadıklarımızla girdiğimiz duygu modunu anlatmama imkan yok. Bu duygular mutlak suretle yaşanmalıdır çünkü, bu duyguları anlayabilmenin tek yolu yaşamaktır.
Kavgalarımızı, küskünlüklerimizi, uğruna didiştiğimiz dünya malını ve özetle dünyevi tüm egolarımızı anlamsız ve değersiz kılan bir ruh haliyle tamamlandı 15 günümüz. Adeta resetlenmiş gibiydik.
Dönüş hazırlıklarına başlarken Mardin’de bıraktığım çocuklarıma kavuşacağım anın sevincini düşünebilecek bir ruh halinden uzakta gibiydim. Umre ibadetimi tamamlamış olmanın hazını hissetmeme adeta engel olan bir burukluk vardı içimde. Yaşamış olduğum hayatım boyunca ilk kez ve bu topraklarda bulduğum gerçek mutluluğu bırakıp uzaklaşacak olan bir ruh hali içindeydim.
İşte bu ruh halleriyle tamamladığımız hazırlıkların ardından bizleri tekrar Adana Hava Alanı’na taşıyacak olan uçaktaydık. Uçağımızın havalanmasından sonra girdiğim duygu modu, geldiğim anlardaki duygularımla ve çok tuhaf bir şekilde benzeşiyordu.
Hayat, hayatın ötesi, ruh, beden, inanç, teslimiyet, maddi ve manevi hayat başlıklarıyla içimde kopan fırtınalar yine aynıydı. Ruhumda sertçe esen bu duygu fırtınalarının şiddeti, evime ulaşana kadar devam etti. Evimi, çocuklarımı görmemle birlikte içimdeki şiddetini azaltan bu fırtınalar, beni bir rüyadan uyandırmış gibiydi!
Çok tuhaf!
Kabe-i Mükerreme’ye ayak bastığım an, geride bıraktığım hayatım bir rüya gibi gelmişti bana.
Umre ibadetini tamamlayıp evime ulaştığım anda ise, mübarek topraklarda geçirdiğim zaman bir rüya gibi geldi bana.
Değerli okurlarım; şaşkın bir halde olduğumu ifade ederek sormak istiyorum.
Sizce hangisi rüya?
NOT:
Kutlu yolculukları organize ederek ve kendi deyimleriyle ‘Müslümanları Allah’la ve peygamberle buluşturmak’ adını verdikleri fedakârlıklarından bizlerde nasibimizi aldık. Bunun için herkesin huzurunda Mardin’de Adnan Köle ve Felah Turizm’in çok değerli Genel Müdürü Seyfettin Bey’e ve tanımaktan büyük onur duyduğum Muhammed Yasin Hoca İle Halit ve Ahmet kardeşlerime Umre grubumuz adına bir kez daha buradan teşekkürü borç biliyorum.
halit
06.04.2011 / 10:24Kadir bey soru sorduğuna göre bize de cevap hakkı doğuyor.Diyebilirim ki yaşadıklarının hepsi rüya.Rüyadan uyanacağımız zaman ise kara toprakla birleşeceğimiz andır.İnşallah rüyadan uyandığımızda yaptıklarımız için pişmanlık duymayız. Tabi senin rüyan güzel umut ediyorum ki cehalet rüyasında olanlar bir an önce uyanırlar.Saygılar sunuyorum,devamında inşallah hacı olursun.
YUSUF ABAK
05.04.2011 / 15:28SEVGİLİ TERTİBİM ALLAH CC UMRENİZİ KABUL ETSİN ,UYANMIŞ OLDUĞUNUZ RÜYADAN ALLAH BİZLERE DE O RÜYAYI GÖRMEYİ NASİP ETSİN İNŞALAH.
Nuri
05.04.2011 / 15:10Çok tuhaf gerçekten de çok tuhaf. Rüyanın hangisi konusu olduğunda beni derin bir düşüncenin içine iten duygularınızdan nasibime bir ziyaret arzusu düştü. Umarım bu ziyaret gerçekleştiğinde dualarımda unutmayacağım kişilerin başında Kadir Üründü olacaktır. Allah Kabul Etsin.
Doç.Dr.Hasan AKAN
05.04.2011 / 09:49Yaşamış olduğunuz güzellikleri ve manevi huzuru usta kaleminizle bizlere de aktarmış olduğunuzdan teşekkür ederiz. Rabbim umrenizi kabul buyursun ve bizlere de nasip etsin inşlh.. Hoşgeldiniz..
Mustafa Aydın
05.04.2011 / 09:29Bedenin sınırladığı, kelimelerin daralttığı anlam dünyasından tadımlık sundunuz. Yaşadıklarınızı değil, ama taddıklarınızı anlatmaya boşuna heveslenmeyin. Dil susarak anlatır; göz yumularak görür; beden uzaklaşarak dokunur ancak bu ulvi hakikata! Allah kabulbuyursun.
sizleri seven kardeşiniz
04.04.2011 / 22:41Aziz Kardeşim...<br>Allah umrenizi kabul etsin. Hep beraber Haccı da nasip etsin
casım
04.04.2011 / 16:45ALLAH KABUL ETSİN..HOŞ GELDİN KADİR BEY
ABDURRAHİM AKDAĞ
04.04.2011 / 16:40Aziz Kardeşim...<br>Allah umrenizi kabul etsin. Sizlere Haccı da nasip etsin. Bereketinizi ve duyarlılığınzı daim etsin. İbrahim'in mirasından sizide pay sahibi eylesin.
metin ersin
04.04.2011 / 16:07Allah Kabul Etsin. İnşallah bize de nasip olur. Bu yazıdan sonra gitme isteğ artar insanın.
Usta
04.04.2011 / 15:33Allah kabul etsin hoşgeldiniz