matesis
dedas

Hayratı Anadilimle Sorgulamak İstedim ...

Hayratı Anadilimle Sorgulamak İstedim ...

                                       YİMKİN EKUN ĞILTAN
                                            (Yanlış Olabilirim)

      Kapı komşuyla kültür farklılıklarımızın olmasını doğal karşılayabiliyor muyuz yoksa olaylara 'Benim gibi bakmıyor.' diye merhabalaşmadan mı geçiyoruz?

      İlgilerimizin,duyarlıklarımızın ve tepkilerimizin farklı olması da bizleri birbirlerimize karşı 'selamı-kelamı kesme,kapıyı kapatma' hizasına getirmemeli,yapılacak eleştirilere fırsat tanıyıp daha da anlaşılır hale gelmesi için hatırı sayılır yerel dokunuşlarımızda olduğu gibi dokunmak gerekmez mi suya sabuna?

      '' Tayyıb,velekin''
       (Leziz/güzel,lakin) 

      ''Yimkin ekun ğıltan''
      (Yanlış yapma ihtmalim var./Yanlış olabilirim.)

      '' Sah/mazbut,mumkin'' 
      ( Doğru/gerçek,olabilir) diyerek söze başlamak,heyecanı dindirip tansiyonu düşürmek,diyalogda anlaşılır olmak,komşuluğu daha da güçlendirmenin arayışı içinde olmak için ''çorbaya bakmadan'' çabaya dayanmaz mı gelecekler?

      Çok varlıklısınız da komşunuzu düşünmeyi ancak başınız dertte/dardayken 'bir çıkar'' için ya da hastasına derman ararken, tarlasına,arsasına belki de hududuna yeltenir suyunu sıkar,kesersiniz. 

      Çok varlıklısınız da bahçıvanlarınız malikanenize her gün birkaç dönüme/terasa daha fidan dikerek muhteşem manzaralarla Cumhuriyet öncesi ve sonrası mutasarrıfları bile aratmazsınız.

      Tapu-Kadastrosu,vakıfları,yerel yönetimler,hazinenin sayın müdürleri Kalen'in doruklarındaki arsa-tarla hareketliliğinin  farkında mısınız?

      Bir ayağı Kale'nin doruğuna doğru tırmanırken diğer ayağı da eteklerine ilerlerken 'ördüğü duvarlarla' parmak ısırtacak kadar zamanda Mardin Sokakları döşenmeden çeşmeye komşu olup hayratını yazdı bile.

      Dertli Aziz'in gün boyu taşıdığı yükün altında sırılsıklam olup yorgunluğunu Kamor'da çıkarmaya çalışırken,sevgilisine Kale'den şarkılarla göndermeler yapmak için Kamor'un karşısındaki ''Ayn ıl-Raha (Değirmen Çeşmesi'nde) demlenip okuyacağı şarkının provasını yankılandığı için de bu çeşmede yapardı.Zaman zaman sarnıçları çöktüğü içindir ki adını da uzun yıllar hekesten esirger ''Ayn ıl-Néşfé''(Kuru Çeşme) olarak anılırdı.Dertli Aziz bu çeşmeden çıkıp sevgilisine kavuşamayınca gençler uğramaz,suyundan içmez oldular.Ferhan Bey onardıysa çeşmeyle aşıkları barıştırmasına vesile olsun derim.

      Restöre edilip onarımı yapılan mekanlar,han,hamam,cami ve çeşmelerin kazandırılmasına kim harcamışsa elbette bu hayrat sahibinin adı yazılır lakin boydan-boya yazıldığına ilk defa meydanın boş olduğu Mardin'de tanık oldum.

      ''Ferhan Bozkuş'un Hayratıdır.'' diye boydan-boya yazıldığında çeşmenin bütününü hayra açtım anlamına gelir ki bunu anlamamak mümkün değildir.Oysa çeşmenin vakıflara ait külliyen Mardin halkları ve suya ihtiyacı olan her canlının olduğu, kimsenin bu tür kültür değerlerini Mardin'liden satın alabilecek güce sahip olmayacağını biliriz.

      Biliriz de eksiğimiz ne?

      Çeşmenin Ferhan Bozkuş'un mülkiyetinde olmadığı halde çeşmeyi hayrata açtığının anlamını vurgulayan ve baştan başa yazılan kocaman cümle olsa gerek.

      Bu nedenle hayratı anadilimle sorgulamak istedim.

      Benim araştırmalarıma göre bu çeşmenin adı ''Ayn ıl Raha veya Ayn ıl Néşfé'' olmalı.

      Bu haliyle bu çeşme sayın Ferhan Bey'in çeşmesi değil/olmamalı ancak yaptığı hayırlardan dolayı düzeltmelerden sonra teşekkürlerimizi ve dualarımızı esirgemeyeceğimizi de belirtmek istiyorum. 

      Hayır yapıldıysa küçük levhalara,her kim karşılık beklemeden yaptıysa önümüzdeki süreçte başkalarının yaptığı gibi bir rantın peşinde olmadan onardıysa bir taş koyduysa taşlarından birine ya da başta söylediğimiz gibi küçük bir levhaya yazabilir;bizler de ''Allah razı olsun.'' diyelim be kardeşim! 

      Yarından tezi yok bu yanlış anlaşılmaların önüne geçmenin yolu yakınken levhaya dönüştürmeniz yetmeyecek bundan böyle  danışmanlarınızı ve hayratlarınızın planlamacılarını da değiştirmeniz gerekecek;yetmeyecek,onarımlarını yaptırdığınız mekanların üzerine boydan-boya ''hayratıdır''diye yazanların ne yazdıklarının anlamını bilenlere yazdırmanız bir hemşehriniz olarak lehinize olacağına inanıyorum. 

      Düzeltilmezse... 

      '' Ne mi olacak?''

      Hep birlikte oturmadan göreceğiz.

      Görmek istersek eğer birçok yerde ve özellikle Yenişehir'de kaldırımların nasıl birileri için küçücük duvarlarla başlayıp zaman içinde nasıl da çevrildiğini birkaç fidan ekilip sahiplenildiğini ilgililer ifade edebilecek mi?

      Yerelde partilerüstü bilirkişi donanımlı bir komisyonun kurulup denetimlere çıkmasını öneriyorum yoksa halkımız Kale'ye çıkmadan açık/örtülü arazi işgallerine maruz kalacağını duyuruyorum.  

      Dikkatlerinizi güçlü inşaatlara verirseniz eğer bu inşaatların çevresi hep bu caddelerin kaldırımlarının 'canına okuyor' dersek haksızlık etmiş sayılmayız.

      Bu başıboşlukta Kale'nin parsellendiğine inananmak istemiyoruz.

      Kale'ye olası bir arazi işgali,yıllardır ''Açılacak!..cak..cak..'' deyip umutlandırılan Mardin halklarının tepkisi:

      '' Il roh vıslıt lel-zegror.''
          (Can boğaza dayandı.)

      Antik Kent Mardin'imizin Kalesi'ni baş,yamaçlarını boyun,serpilişini de eteğe,bayram yerinde dönen bir kadına,anaya benzetir kadim halkımız.

      Kimse kendi anasının başını ağrıtır mı?

      Bilmem anlatabildim mi?  

Yorum Yaz