matesis
dedas

Hoş Geldin Ey Şehr-i Kur’an

Hoş Geldin Ey Şehr-i Kur’an


Hoş geldin ey Kur’an ayı, hoş geldin ey cennet ve Reyyan ayı. Hoş geldin ey Ramazan ayı, ey bereketli misafir, hoş geldin ey barış, mağfiret ve ibadet ayı. 

Ramazan; Oruç tutmanın farz olduğu hicri yılın dokuzuncu ayı. Sözlükte “günün çok sıcak olması, güneşin kum ve taşları çok ısıtması, kızgın yerde yalın ayak yürümekle ayakların yanması” anlamlarındaki ramad masdarından veya “güneşin güçlü ısısından çok fazla kızmış yer” manasındaki ramda kelimesinden türeyen ramazan kameri yılın şabandan sonra, şevvalden önce gelen dokuzuncu ayının adıdır. Kaynaklarda bu aya ramazan adının niçin verildiği hakkında farklı açıklamalar yer alır. En fazla kabul gören yoruma göre bu ay rastladığı mevsim gereği çok sıcak ve yakıcı bir özelliğe sahip olduğu için bu adla anılmıştır. Müslümanlar açısından Ramazan ayının önemi ve hikmetini en iyi şekilde yol haritamız Kur’an-ı Kerim  beyan etmektedir. “(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah'ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.” (Bakara Suresi 2/185)  

Oruç; insanı diğer varlıklardan ayıran, irade sahibi olduğunu gösteren bir disiplin, ruh ve bedeni olgunlaştırıp haram, kötü amel ve arzulardan alıkoyan bir kalkandır. İnsan aç olduğu halde Allah rızası için iradesine sahip olabilen tek varlıktır. Oruç iradeyi kullanabilme yeteneğidir. Bu açıdan baktığımızda oruçta özgürlük ve hürriyet vardır. Oruçta eşitlik vardır. Zira oruç fakir-zengin, amir-memur, erkek-kadın arasında herhangi bir farkın olmadığı her bireyin Allah’a kul olduğunu, fakirin kulluğa ihtiyacı olduğu gibi zenginin de kulluğa ihtiyacı olduğunu öğretir. Oruçta; açlık, susuzluk ve yokluğu tatmakla merhamet duyguları gelişir. Bu zaviyeden baktığımızda Ramazan ayında oruç; hürriyettir, özgürlüktür, eşitliktir, barıştır, merhamettir, berekettir. Oruç tutmak kendini tutmaktır. Acıkan midesini yemekten, kuruyan boğazını ve damaklarını sudan ve kendini şehevi duygulardan tuttuğu gibi, dilini yalan-dedikodu-iftira söylemekten tutmak, kulağını yalan-dedikodu-iftira dinlemekten tutmak, kısacası tüm bedenini ve ruhunu haramdan tutmaktır oruç. Ramazanda acıkır ve yorulabiliriz. Bu dünya Müslümanlar için yorulma ve gayret dünyasıdır. Zira alem-i ebed; mümin için istirahat ve alem-i fanide ektiğini biçme mekanıdır. Bu alemde yorulmayan, alem-i ebediyette yorulacak. Bu dünyada acıkmayıp susamayan ahirette acıkıp susayacaktır.  

Şehr-i Ramazan Kur’an ayıdır; Kur’an, Resul-i Ekrem'in en büyük mucizesidir. Kur'an-ı Kerim’in nazil olması insanlık tarihinin en büyük hadisesi ve Allah-u Teala’nın insanlığa en büyük ikram ve ihsanıdır. Kur’an genelde insanlığa özelde de Müslümanlara hitap eden ilahi bir hitaptır. Kur’an, dünyada en çok okunan ama maalesef en az anlaşılıp (anlaşılsa dahi), en az uygulanan kitap olmuştur. O Kur’an ki, ruhlara ve toplumlara hayat veren kitaptır. Bu nedenle özellikle okulların yaz tatiline girmesi ve içinde bulunduğumuz ayın Şehr-i Kur’an olması hasebiyle; bu aydan başlayıp ömrümüzün kalan kısmını Kur’an-ı Kerim’i çok okumalıyız, okumak yetmez, evlatlarımıza okutmalıyız. Okutma da yetmez içindeki ilahi kanunları anlayıp-anlatmak, uygulayıp-uygulatmalıyız. İşte o zaman hakkıyla Şehr-i Ramazan mefhumunu anlamış ve idrak etmiş olacağız. Unutmayalım ki; Kur’an, İslam aleminin içinde bulunduğu tehlikeli girdapların yegane kurtuluş reçetesidir. Kur’an insanlık için hayat ve kurtuluş kitabıdır.

Sözün sonu; ahiretimizin bayram olmasını istiyorak, ömrümüz Ramazan olmalıdır. Ömrümüzün de Ramazan olması için rotamız Kur’an olmalıdır. Rotamız Kur’an’a olduğunda bayramımız cennetin ta kendisi olur.

Esselâmü aleyke  şehre’l-lutfi ve’l-ihsân,

Esselâmü aleyke  şehre’n-nûri ve’l-îmân,

Ente şehrün azîmün ünzile fîke’l-Kur’ân,

Ente dayfün kerîmün vu‘ide fîke’l-gufrân.”

(Selam sana ey iyilik, yardım, inayet, ve bağışlama ayı, 

Selam sana ey nur ve iman ayı, 

Sen büyük bir aysın, sende Kur’an nazil oldu  

Sende affa söz verildi, sen cömert bir misafirsin.)

Yorum Yaz