matesis
dedas

"Hz. Muhammed; Allah'ın Elçisi" filmi üzerine

"Hz. Muhammed; Allah'ın Elçisi" filmi üzerine

         Yönetmenliğini İranlı Mecid Mecidi'nin üstlendiği "Hz. Muhammed; Allah'ın Elçisi" filmi sinemalarda gösterime başlandı.


        Peygamber Efendimizin doğumunu, gençlik yıllarını ve İslamiyet'in doğuşunu konu edinen film sinemalarda gösterime başlar başlamaz tartışıldı ve daha çok tartışılacağa benziyor. 


        Konu peygamber olunca ve tabi beraberinde tartışmaları da getirince ilk fırsatta izlemek nasip oldu.  Ben film eleştirmeni değilim. Film izleme kültürüm de pek yok, ancak birçok farklı kaynaklardan Siyer (Peygamberimizin Hayatı) konu edinen; Arapça-Türkçe kitaplar okumuşumdur. "Hz. Muhammed; Allah'ın Elçisi" filmi her şeyden önce sırdan bir tarih veya sıradan bir kişinin filmi değildir. Hz. Muhammed sadece Arapların veya Farsların peygamberi de değildir. Aynı şekilde Hz. Muhammed belli bir mezhebin veya meşrebin de peygamberi değildir. Hz. Muhammed tüm insanlığa gönderilmiş kendisine iman etmiş başta ehli İslam'ın olmak üzere, Allah tarafından gönderilmiş en son peygamberdir. Bu nedenle Hz. Muhammed'in filmi yapılırken; yapan kişinin peygamber hakkındaki görüşleri kendisine olup, kendi görüşünde olmayan milyonlarca insanı hiçe sayıp ortak noktaları değil de kendi görüşlerini filime dikte etmesi tüm dünyaya görüşlerini sunması ebetteki tartışmalara mahal verecektir.


        Film ne kadar bütçeye yapıldı, nerede, nasıl çekildi; oyuncular nasıldı gibi konulara girme hakkım olmadığı gibi, genel olarak filmler konusunda uzman olmadığından da bu sorulara cevap da aramak haddim değildir. Ama gelelim filmin içeriğine;


      Evvela; peygamberimizin yüzü her ne kadar gizlenmek istense de peygamberimizin boyu-posu, saçı hatta bir kaç defa da yüzü görünmüştür. Her peygamber olduğu gibi haşa peygamberimiz de ilah değildir. İnsan üstü bir varlıkta değildir. Kur'an'ın ifadesiyle o bir beşerdir. Peygamberi diğer beşerlerden farklı kılan özelliği Allah'ın elçisi olması, insanları hak olana çağırması, Allah'ın emir ve nehiylerini insanlara bildirmesidir. Allah'ın seçmiş olduğu insan olması hasebiyle kendisine bazı olağan üstü hadiseler "mucize" göstermesi Allah'ın sonsuz kudret sahibi olduğunun delillerindendir. 


        Allah'ın Peygambere göstermiş olduğu mucizelerinden biri de şekil ve şemalıdır. Filimde peygamberin boyu-posu ve yüzü gösterilmesi peygamber sünnetine ve Allah'ın peygambere göstermiş olduğu mucizelere riayet etmemektedir. Şunu bilmeliyiz ki; insanın, başta peygamberimize olmak üzere hiç bir peygamberi, taklit edemeyeceğidir. Hele filmlerde peygamberleri taklit etmek İslam ahlakına hiç uymamaktadır. Zira; peygamberlerin rolünü oynayanların başka filmlerde düşük rollerde, mesela bir sarhoşu oynamak suretiyle zihinlerde, birbiriyle alakalı olmayan iki ayrı şahsiyetin aynı kabul edilmesine sebebiyet veriyor. Ayrıca dinle imanla alakası olmayan insanların, dinin rüknü konumundaki önemli şahsiyetleri canlandırması gibi tuhaf hallerin ortaya çıkmasına sebep olabiliyor. Hele bir de o film, Peygamber hakkında fazla bilgisi olmayan biri izliyor ise, düşlerinde peygamberi temsil eden karakterin şekli şemalı kalıyor. Peygamberler, başka şahıslar tarafından temsil edilemez. “Eşya misliyle temsil edilir” sözünce Hz. Peygamberi ancak Hz. Peygamber temsil eder. Peygamberin gerçek görüntü ve karakterini ancak sünnete uygun kaynaklardan öğreniriz.  Bu nedenle; peygamberin görüntüsünü roller ve karakterlerle vermek sünnete aykırıdır. Ayrıca "Hz. Muhammed; Allah'ın Elçisi" filminde peygamberin şekli şemalı verilirken Hz. Ali'nin şekli şemalı verilmemesi sesinin, alt yazlı olarak verilmesi, filimde nasıl bir çelişki olduğu İslam ahlakı ile bağdaşmadığını da ifade etmekte fayda vardır. Filimde Hz. Peygamber ve Hz. Ali adeta eşit tutulmuştur.


        Filmin sünnete ve hadise uymayan bir diğer hususu da; peygamberimizin amcası Ebu Talip mücahit bir Müslüman gibi ön plana çıkarılırken, Hz. Ömer ve Hz. Ebubekir gibi önde gelen sahabelere yer verilmemesi siyeri hem eksik hem de yanlış işlediğinin bir göstergesi olarak ayrıca ön plana çıkarıyor.


        İslam peygamberi filmi çekiliyor, ama filmde İslam ahlakına ve İslam'da olmayan müziğe yer veriyor. Filimde Hint kültüründen esinlenmiş müzik enstrümanları kullanılıyor.

        "Hz. Muhammed; Allah'ın Elçisi" filmi Hz. Peygamberin doğumu ile başlayan hayatını adeta mistisizmle ön plana çıkararak sürekli mucize gösteren bir peygamber imajı ile seyircilerin karşısına çıkıyor. Hele denizden balığın yağması sahnesi mistisizmin zirve yaptığı, bidatlerde bile yeri olmayan sahnelere yer verilmesi peygamberi tanımayanlara yanlış bir peygamber tasavvuru işlediği ortaya çıkmaktadır.


        Filimde Yahudilere baştan sona kadar yer verilmiştir. Doğumundan gençliğine kadar Yahudilere gereğinden fazla yer verilmesi filmin amacının dışına çıktığını göstermektedir.


        Zikretmiş olduğum hususlar acizane Siyer ve İslam tarihi bilgilerim ile filimde görmüş olduğum yanlışları açıklamaya çalıştım. Sonuç  olarak; zikredilen bu olumsuz yönlerden dolayı filimin sünnete uygun olmadığını İslami hassasiyeti olan kesimlerin eleştirilerinden kurtulamayacaktır. Filmin İslam alemine katkısından ziyade ayrışmasına neden olacağı kanaatindeyim.


       Filmde hiç mi anlamlı ve güzel bir sahne yoktu soranlar olacaktır. Başta da ifade ettiğim gibi ben sinema eleştirmeni değilim. Ben filmi daha çok okumuş olduğum Siyer'e göre değerlendirmeye çalıştım. Elbette ki "Hz. Muhammed; Allah'ın Elçisi" filminde peygamberimizin rahmet peygamberi olduğunu, müşriklerin peygambere karşı daha doğumunda nasıl bir tavır sergiledikleri, Mekke'nin İslamiyet'in doğuşundan önce nasıl bir hal üzere olduğu gibi konuları açık bir şekilde gözler önüne sermektedir. Hele ki filmin herkesçe kabul gördüğü ve etkilenmemin elde olmadığı en güzel sahnesi "Fil Ordusu" bölümüdür. Fil süresinin mealini gözlerle beraber yüreğe kadar etkilediği herkesin ortak kabul edeceği bir sahne ile işliyor. Fil Vakası'nın canlandırılmasındaki kusursuz başarı takdire şayandır. Ebrehe ve ordusunun Habeş dilinde konuşması başta olmak üzere hiçbir ayrıntının ihmal edilmediği betimleme, izleyiciyi o döneme götürme ve heyecandan tüylerini diken diken etme potansiyeline sahip. Fil Ordusu bölümünü kesip fil süresinin tefsiri olarak herkese izletmek gerekiyor.


       Son olarak; "Hz. Muhammed; Allah'ın Elçisi" filmini eleştirmek yerine daha iyisini ortaya koymak için neler yapabilir, Hz. Peygamberi aleme en güzel şekilde nasıl anlatabiliriz düşüncelerini hayata geçirmeliyiz. Bu konuda  senaristlerle birlikte çalışma yapmak suretiyle, başta Diyanet İşleri Başkanlığımız olmak üzere, İlahiyat Fakülteleri, medreselerimiz ve tüm İslami kurumlar uzmanlarla çalışılması gereken elzem bir alandır.


        Mecid Mecidi'nin yönetmiş olduğu "Hz. Muhammed; Allah'ın Elçisi" filimi başlar başlamaz şöyle bir ifade kullanıyor; "filimdeki tüm sahneler benim görüşümdür, beni bağlar". Bende;"Bu yazı benim görüşümden ziyade almış olduğum siyer ahlakı ve siyer bilgilerimdir." diyorum.

Yorumlar

Image
mustafa
10.11.2016 / 11:42

şu yukarda yazdıklarında tek bir tanesi yok bu ülkede

Image
Said sadi
07.11.2016 / 15:12

'islam peygamberi filmi çekiliyor, ama filmde İslam ahlakına ve İslam'da olmayan müziğe yer veriyor. Filimde Hint kültüründen esinlenmiş müzik enstrümanları kullanılıyor. ' diyor yazar. Ne yani Türk müziği ya da arap müziği olsaydı meşru, hind müziği olunca da gayri meşru mu?<br>Ayrıca mezhep vurgusu ve kaygısı değil, iman, islam vurgusunu taşımanız da ha hayırlı olur

Image
Nimetullah
04.11.2016 / 11:06

Yazar, ' Allah'ın Peygambere göstermiş olduğu mucizelerinden biri de şekil ve şemalıdır' diyor. Subhanallah.. Bu kadar mesnetsiz ve saçma bir iddiayı nasıl savunursun? Onlarca ayet ve tüm siyer bilgisine rağmen!

Yorum Yaz