İki Bedende Tek Yürek

İnsan, sosyal bir varlıktır. Her insanın hayattan çeşitli beklentileri vardır. Hayatın hırçın dalgaları içinde sığınabileceği bir liman, düştüğü zaman ellerinden tutacak bir yaren ve kendisini anlayacak bir can yoldaşı ister. İşte bunun için Rabbimiz kendileriyle huzur bulacağımız eşler yaratmıştır. (Rum Suresi 21. Ayet)

Aile ismini verdiğimiz sosyal kurum, tarih boyunca değişme ve gelişmeler geçirmiş, totem vasıtasıyla birbirine bağlanan binlerce üyeli aileler zamanımızda karı, koca ve küçük çocuklardan ibaret olarak küçülmüştür. İslam’da aile bağı ”neseb”tir. Baba, anne ile çocukları arasındaki bağı ifade eden nesebin kaynağı ise meşru evliliktir. Nesep ancak meşru evlilik içinde meydana gelen doğum ile gerçekleşir. Evlenme manileri ile miras ilişkilerini de göz önüne alırsak aileyi,”doğum, evlilik ve süt bağı ile birbirine bağlı bulunan fertlerin meydana getirdiği sosyal kurum” olarak tarif edebiliriz.(1)Bu tarifle beraber aile kurumunun nasıl kurulması ve varlığını sürdürebilmesi için nelere ihtiyacı olduğunu bilmek önem arz eder.

Evlenecek gençler birinci derece duygulardan ziyade akıl ve mantıklarını yerleştirirlerse aile kurma yönünde önemli bir adım atmışlar demektir. İkinci adımda ise eş adayının hangi özelliğini öncelliyeceği önemlidir. Allah Resulü bir kadının dört şey için nikâhlanabileceğini (güzellik, mal, soy ve dindarlık) , huzur bulabilmemiz için de dindar olanın tercih edilmesini istemiştir. Elbette bu sayılan özellikler erkekler için de geçerlidir.

Kurulan aile müessesinin sağlıklı biçimde işleyebilmesi için sevgi şarttır fakat yeterli değildir. Sevgiyi besleyen saygı, hoşgörü, sadakat ve güven ailenin olmazsa olmazlarındandır. Ayrıca eşlerin aynı yöne bakıp aynı şeyleri görmeleri sevgiyi desteklemektedir. Evlilikler eşlerin olumlu manada birbirlerini teşvik etmesiyle rızay-ı ilahiyi kazanmak için bir sebep halini alıverir. Bunun en güzel örneğini yine Efendimiz(s.a.v) ile Hz. Hatice de görebiliriz. En sıkıntılı dönemlerde Allah Resulüne malıyla, canıyla destek olan annemiz elbette Efendimizin gönlünde ve ötelerde en müstesna yere sahip olacak ve Allah Resulü ona vefa örneği sergileyecekti. O’nun aile hayatına bakanlar sevginin, rahmetin ve meveddetin nasıl olması gerektiğiyle alakalı yansımaları rahatlıkla görebilirler. Tabi ki ailenin bir de çocuğa bakan yönü var. Çocuğun terbiyesinde en önemli ve yakın çevre ailedir. Millet ve ümmet yapan manevi değerlerin nesilden nesile aktarımı da ailede gerçekleşmektedir. Ailenin böylesine önemli olduğunu takdir eden İslam, ana kaynağı Kur’an-ı Kerim’de yüz civarında ayet tahsis etmiş, sünnet kaynağı ise aileyi başlı başına bir bölüm olarak konu edinmiştir.(2)

Bugün şiddet, madde bağımlılığı, kumar, internetin amacı dışında kullanımı gibi nedenlerle çok acıda olsa ailelerin dağılışını izliyoruz. Burada en başta kişinin kendisinden başlayarak herkese sorumluluklar düşmektedir. Temennimiz ve çalışmalarımız mutlu ailelerden mutlu toplumların oluşması. Biz biliyoruz ki Salih veya Saliha eşe sahip olmakla kişi dininin yarısını tamamlamış ve dünyadaki cennetini elde etmiştir. Evlerimizin cennet bahçesi olması duası ile…

                        SELCEM TAN-VAİZ / AİLE İRŞAD VE REHBERLİK BÜROSU

(1)Prof.Dr.Karaman Hayrettin. İslam’da kadın ve aile

(2)Adı geçen eser