tatlidede

İktidar olmak yüz binlerce insanın hayatından daha mı önemlidir?

İktidar olmak yüz binlerce insanın hayatından daha mı önemlidir?

Burnumuzun ucunda her gün katliamların yaşandığı bir iç savaş var. Bir yanda ‘’ülkemizin huzurunu bozmak isteyen teröristlerle mücadelemiz devam edecektir’’ diyen ve yıllardır yönetimde olan inatçı bir iktidar, diğer yanda ise Suriye halkını özgürlüğe kavuşturacağını iddia ederek yönetime aday olan ve bazı ülkeler tarafından gayri resmi olarak destek görerek mücadele eden (Özgür!) Suriye ordusu.

Hedef;   İktidar olmak

Amaç: Suriye halkını özgürlüğe kavuşturmak

Sonuç: yüz binlerce ölü ve insanlık dışı barbarca katliamlar.

 

Öncelikle tarafları biraz daha yakından tanıyalım;

Beşer Esed, Hafız Esed’in oğludur. Babasının hayatı askeri çatışmalar ve darbelerle geçti. 13 Kasım 1970 yılında yine bir darbeyle iktidarı ele geçirdi. Aynı dönemde orta doğuda yine kan ve yine katliamlar vardı. Hafız Esed, İktidarda kalmak ve saltanatını devam ettirmek için on binlerce insanın ölümünü göze aldı. Kendi iktidarına muhalefet eden Müslüman kardeşlerin Hama’daki üyelerini ele geçirmek bahanesiyle 2 Şubat 1982 yılında Hama’ya saldırdı ve 20 bine yakın sivil insanı ordu ateşiyle öldürttü. 

Hedef: Muhalefeti ortadan kaldırmak

Amaç: İktidarını devam ettirmek

Sonuç: kan, gözyaşı ve insanlık dışı katliamlar.

 

Hafız Esed’in 2000 yılında akciğer kanserinden ölmesinden dolayı iktidarını oğlu Beşar Esed devraldı. İktidarının ilk yıllarında Suriye halkı için özgürlükler açısından her ne kadar umut verici bir görüntü vermiş olsa da,  O da babası gibi aynı baskıcı rejimi devam ettirdi. Suriye’nin Müslüman olduğunu ve İsrail’in Filistinlilere karşı uyguladığı saldırıları her seferinde insanlık dışı ve kabul edilemez olduğunu vurguladı Bugün kendisinin Suriye halkına uyguladığı insanlık dışı katliamları bize İsrail’in Filistin’e attığı bombaları çoktan unutturdu.

 

Özgür Suriye ordusu, arap baharının etkisiyle devrilen devlet adamlarının ülkelerinden ilham alan Beşer Esed karşıtı muhalifler tarafından kuruldu.

 

Hedef: Beşer Esed’i devirip iktidarı ele geçirmek

Amaç: Özgür Suriye devletini kurmak

Sonuç: Yüz binlerce ölü ve insanlık dışı katliamlar

Her iki taraf ta dışarıdan (güçlü devletlerden) askeri ve ekonomik destek almaktadır. Aynı devletler diğer yandan silahların susması gerektiğini politik arenada dile getirmektedir.  Yani çifte Standard… ve İktidar olma hırsının vahşi ve acımasız yüzü.

Ne insanlığın ne de İslam’ın kabul ettiği bu acımasız iktidar savaşının Suriye halkına özgürlük getirmeyeceği çoktan belli olmuştur.

Ölen taraf Müslüman ve öldüren taraf Müslüman.

Bir yanda, Ordu birlikleri öldürdüklerinde ‘’Allah u Ekber’’ diye bağırıyor, diğer yanda muhalifler öldürdüklerine ‘’Allah u Ekber’’ diye bağırıyor. Hangi taraf ölüyorsa kendilerince şehit sayılıyor.

İlginç olan ise bu hunharca (Müslüman!) insan katliamına Müslüman diye geçinen diğer devletlerin, cemaat önderlerinin veya dini topluluklarının sessiz kalmasıdır. Acaba öldüren taraf İsrail olmadığı için midir?.

İsrail birkaç Filistinli vatandaşı öldürünce Müslüman diye geçinenler hemen meydanlarda toplanıp İsrail bayrağını yakar ve saldırıların bir an önce durmasını isterlerdi. Ancak iktidar olmak için öldürülen Müslüman olunca ve öldüren de Müslüman olunca iş değişiyor. Bunca kan, gözyaşı ve katliam Suriye’de sadece iktidar olmak için mi?

İktidar olmak yüz binlerce insanın canından daha mı kıymetlidir?

Yorum Yaz