matesis
dedas

İnin Artık Mardin’in Sırtından Diziler

İnin Artık Mardin’in Sırtından Diziler

 

Yine bir dizi. İsmi Göç Zamanı. Ağır bir eleştiri yapmak istemiyorum.

Ama nedir bu Mardin ve Doğu ile dizi yapımcılarının alıp veremediği?

Onların hayal dünyasında nasıl yer ediyor Mardin yaşamı, aileler?

Göç zamanı diyor, tamam diyorsunuz gündem ile ilgili göç hareketine yönelik topluma mesajlar verecek, yine o klasik bakış açısı. Daha önce Mardin ve Doğu dizileri yazılarımda o klasik anlayışı yazmıştık.

Göç zamanı deniyorsa ve şu an bölgede bir göç dalgası varsa, keşke şöyle bir konu işlense: Terör nedeniyle mağdur olmuş aileler, çileleri, ekonomik sıkıntıları, ölümler ve hastalık vb. Dizi senaristleri ve yapımcılara biraz daha konu üretelim. Aynı sülaleden iki farklı grup (çünkü mutlaka bir iyi bir kötü olacak) biri devletinin yanında biri terörün, kaosun yanında. Bunların iç çekişmeleri ve dizi yapımcılarının en sevdiği kısma geliyoruz, olayı İstanbul’a bağlayıp dizinin devamını şaşalı yaşam süren İstanbul’da devam ettirmek adına karanlık bağlantılar.

Dizi konusu için biraz daha yardım edelim. Doğudan 1990’lı yıllarda göçe zorlanmış aileler ile 2015 yılında göç etmiş aileleri eş zamanlı olarak işleyip, göç sonucu değişen yaşamlarına vurgu yapılabilir. Gittikleri yerlerde adaptasyonları ve yerli halkın onları kabul aşamaları, ön yargılı yaklaşımlar sonucu yanlış anlamalar ve oluşan yaralar. Doğuda olan her olay karşısında batıda yaşayan doğululara bakışlar. Bunun yanında özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi halkının çoğunluğunun terörün yanında yer almamasından dolayı bölünmediğimiz ve bölünemeyeceğimiz gerçeği “Gerçek bir dizi” ile konu edinse batıda yaşayanların algılarında değişime neden olmaz mı?

Sayın Başbakan’ımız eylem planı açıkladı, bu eylem planında bölge halkının psikolojik yapısı da önemli yer tutuyordu. Gelin buna televizyon ekranlarından başlayalım. Bölge halkını tek tipleştirmenin önüne dizilerdeki konuları yerinde işleyerek yapalım. Kültür Bakanlığı bu konuya hassasiyet ile eğilmeli. RTÜK bu hassas dönemde bu tarz yayınları çok sıkı takip etmeli ve TRT de yukarıda ana fikrini verdiğim bir dizi ile destek çıkabilir.

Ülkemiz terör belası ile uğraşırken, TV ekranlarındaki aşk dizileri,  giyim yarışmaları, evlilik programları, şatafatlı yaşamlar ve Türk toplumunu yansıtmayan davranışlar ile nereye gidiyor veya nereye gitmesi isteniyor? Bir Osmanlı geçmişimiz var gurur duyabileceğimiz, onu da hareme hapsedip, yeni nesli haremden çıkmayan bir Osmanlı algısı ile yetiştiriyor televizyon ve arkasındaki güçler. Bir beylikten koca cihan devletine ulaşmanın sırrını anlamayarak.

Tüm olumsuzlukları televizyon programlarına yükleyerek, ailelerin sorumluluğunu azaltıyor muyuz? Gerçek olan şu ki, toplumumuz yoğun olarak televizyon izliyor. Sunulan ne ise ortaya çıkan da o oluyor. Kimin elinden ne geliyorsa televizyon programlarını şekillendirerek ortaya çıkacak olumlu etkide sebep olan yapan gibidir sırrına erişip topluma faydalı olmalıdır. Aksi halde şu an olduğu gibi olumsuza sebep olanların etkilerini izleyemeye devam edebiliriz.

Yorum Yaz