matesis
dedas

İslamiyeti Kimden IŞİD'tiniz?

İslamiyeti Kimden IŞİD'tiniz?

İnsanlar, maalesef, ülkemizde etiketsiz düşünemiyor. Karşıdaki insanı değerlendirmek için illa ki bir etikete ihtiyaç duyuyorlar. “Bu ne’ci?” sorusunu sormadan ve cevabını alamadan fikir sahibi olamıyorlar. Belki de sorunun temelinde yatan sebep fikirlerimizin ‘okumuşluğa’ değil de kulaktan dolma bilgilere dayanmasıdır. Hani ‘okur’ sıfatlı olsaydık muhatabımızın cümlelerini analiz eder ona göre biz de görüş bildirirdik, hatta birbirimizi tamamlardık. İşe yarar sonuçlara varırdık. 

‘Ötekileştirme’ yolunda muhakkak şu’cu, bu’cu gibi referanslar kullanırız. Solcu, sağcı, komünist, şeriatçı, terörist vs. etiketleri birine yapıştırdık mı artık her şeyi açıklamış gibi hissederiz, kendimizi.

Bu dönemin yeni şeytanlaştırma etiketi de galiba ‘ışid’. Adamakıllı konuşamayanlar, olayları analiz edemeyenler en halim selim insana bile bu etiketi yapıştırıp işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar.   Neden? Çünkü ışid denen ne olduğu belirsiz terör örgütü en imansız insanın bile yapamayacağı işler yapıyor.

Yükselmeye başlayan İslami oluşumların engellenmesi için böyle pisliklere, Batı’nın tarih boyunca ihtiyacı olmuştur. Batı dünyası İslam ahlakına karşı kendi ahlakının kazanamayacağını biliyor.  Bunun için de işte böyle İslamiyet ile zerre miskal ilişkisi olmayan tipleri “Allahuekber” nidaları ile Ortadoğu’ya ve başka yerlere yerleştiriyorlar.

Yeni şeytanlaştırma etiketinde en çok hedefe konan Erdoğan ve AK Parti’dir. Gerçi Erdoğan biraz bunu hak ediyor. 13 yıllık sahne hayatı boyunca “Bunlaaaarrrr….” diye konuşmaya başlayınca herkesi aynı potada eritiyordu. Özellikle Suriye konusunda derin hatalara düşüldü. Açılım konusunda çok samimiyetsiz davranışlar sergilendi. Bunları kabul ediyoruz. Yazılarımı bilenler, bilir ki bu yanlışları ilk günden beri eleştiriyorum. Eleştirmeye de devam edeceğim.

Ancak hiç kimsenin nezih dinimizi bunlar üzerinden eleştirme hakkı yoktur, olamaz. Özellikle kendi memleketimde bunlarla karşılaşmak benim için apayrı bir acıdır. Çocukluk  ve gençlik yıllarımızın kaos içerisinde geçtiği bu memlekette –şimdi de yok değil-  ne olursa olsun, cami yolunda tek millettik, kandil gecesinde tek yürektik, Ramazan ayında tek aileydik. Kıbleye döndüğümüz zaman arkada bıraktıklarımızın bizim için hiçbir önemi yoktu. Allah rızası, peygamber hürmeti dediğimiz zaman akan sular dururdu. Çok şükür benim içim hala durum aynıdır.  Ama yeni yetişen gençlerimiz ne yazık ki bu değerlerden galiba uzaklaşıyorlar.

Kardeşlerim, ne ben ne ailem ne çevrem ne dostlarım ne komşularım ne de arkadaşlarım terörist bir din anlayışını öğreten bir din büyüğü ile karşılaşmış değiliz. Hangimiz dizi dibinde ders aldığımız Seyda’dan bugün terörün aşılamaya çalıştığı yanlış İslam algısı gibi bir İslam algısıyla karşılaştık?

Hiçbir ayet bize ‘canlı bomba olun’ dememiştir, hiçbir hadis de.

Hiçbir ayet bize ‘filanca sureyi okuyamayanı öldürün’ dememiştir, hiçbir hadis de.

Hiçbir ayet bize ‘kadınların kürsüye oturmasını yasaklayın’  dememiştir, hiçbir hadis de.

Hiçbir ayet bize ‘türbe yıkın, ocak yıkın’ dememiştir, hiçbir hadis de.

Hiçbir ayet bize ‘kadınları esir edin, satın’ dememiştir, hiçbir hadis de.

Hiçbir ayet bize ‘işkence edin, insanları yurtlarından edin’ dememiştir, hiçbir hadis de.

 

Melun örgüt ışid ve gibilerinin, yaptıklarının İslamiyet ile yakından uzaktan ilgisi olmadığını hepimiz biliyoruz.

Hal böyle iken, neden, dünya ve ahiretteki şeref ve saadet sebebimiz olan mukaddes dinimizi eleştiriyoruz? Kişiler hata yapar ve elbette ki eleştirilir. Ancak eleştirilen İslam olunca sadece ve sadece gayri Müslimlerin emellerine hizmet edilmiş olur.

Işid üzerinden İslam’ı eleştirenler, İslam’ı terör dini olarak tanıtanlar, facebooktaki hiçbir dayanağı olmayan spot bilgilere yapışanlar kimi eleştireceksiniz biliyor musunuz?

Bunların kullandıkları silahları üretenleri ve satanları, petrol kokusuna kan kokusuna koşan köpek balıkları gibi koşanları, Ortadoğu’daki karışıklığa göre borsa hisselerini arttıranları, misyonerlik faaliyetleri boğazlarında düğümlenenleri, istedikleri gibi sömüremeyeceklerini anlayanları, arz-ı mev’ud hesapları yapanları, nükleer silah üretenleri, ahlaksızlığı her türlü yayın aracıyla masum ve temiz halklar arasında yaymayı başaranları ELEŞTİRİN.

Hepimiz biliyoruz ve bilmeliyiz ki İslam’ın merkezinde “insan” vardır, “sulh” vardır, “huzur” vardır, “hakşinaslık” vardır, “kurtuluş” vardır.

Terör örgütlerinin yaptıklarının da ne din ile ne iman ile ne de insanlık ile hiçbir ilişkisi olamaz. Hele hele Peygamber Efendimizin mühr-ü şerifi ve kelime-i tevhid ile hiçbir ilişkisi yoktur.

Hadi, bazı aklı evvellere yakışır, İslam’ı karalamaya çalışmak.

Ama sahabeleri bağrına basan Diyarbekir gençliğine yakışmıyor, asırlarca İslam’ı medreselerinde öğretmiş Mardin gençliğine yakışmıyor, Tillo şeyhlerinin torunlarına yakışmıyor, Eyyüb el-ensariyi misafir eden İstanbul gençliğine yakışmıyor, Nebi Nuh’un dizi dibindeki Cizre gençliğine yakışmıyor, yakışmamalı.

Lütfen biraz düşünerek hareket edelim, kan ile barış çiçeklerinin yetişmeyeceğini artık anlayalım. Karşıdaki farkında değilse bile en azından biz farkında olalım.

Yorum Yaz