matesis
dedas

İSPANYA’DA ÇİFTDİLLİ MODEL

İSPANYA’DA ÇİFTDİLLİ MODEL

Anadille Eğitim Hakkını tartışmaya devam ediyoruz. Bu yazımızda Kürt sorununun çözümü için sıkça İspanya’nın Bask ve Katalanya bölgeleri için geliştirdiği çözüme ve bu çözüm biçiminin kısaca tarihçesine, özelliklerine yer vermek istiyoruz.

Türkiye’de Kürt dili özelinde Anadille Eğitim Hakkı gündeme her getirildiğinde hatırlanacağı üzere kamuoyunda Bask Modeli adı altında yoğunca tartışmalar yapılmıştı. Yapılan tartışmalar ışığında “Türkiye’de Anadille Eğitim Sorunu:Zorluklar, Deneyimler ve İki Dilli Eğitim Modeli Önerileri” adlı rapordan yararlanacağız. Bu rapor İlhan Kaya ve Hasan Aydın tarafından 2013’te hazırlanmıştı.

 

1939-1975 yılları,İspanya’nın diktatör General Francisco Franco tarafından yönetil­diği ve azınlık taleplerinin sert bir şekilde bastırıldığı bir dönemdir. Franco’nun ölümün­den sonra 1978 yılında İspanya yeni bir anayasa yapmış ve bu anayasa ile azınlık grup­larının bazı hakları güvence altına alınmıştır. Ancak İspanya’nın resmî dilinin İspanyolca olduğu da özellikle bu anayasada teyit edilmiştir. 1978 Anayasası İspanya’nın çok kültürlü ve çok dilli karakterine vurgu yapmış ve İspanya bir kısım yasama yetkileri­ne de sahip olan 17 özerk bölgeye ayrılmıştır. İspanya’nın resmî dili İspanyolca ola­rak tanımlanırken, özerk bölgelerin kendi bölgeleri için ikinci bir resmî dil seçebilme özgürlüğüne de olanak sağlanmıştır. Bu düzenleme, İspanyadaki dil politikalarının temellerini oluşturmuş ve altı özerk bölge, kendi yerel dillerini İspanyolcanın yanında ikinci resmî dil olarak belirlemiştir.

İspanya’nın resmî dili İspanyolca olup, bazı otonom bölgelerinde Baskça, Katalanca, Galiçyaca, Oksitanca konuşulmakta ve bu diller, bulundukları bölgelerde resmi dil ola­rak kabul edilmektedir. Ülkedeki resmi dillerin konuşuldukları bölgeler ve oranları şu şekildedir: Ülkenin batı, güney, orta ve kuzey eyaletlerinde İspanyolca konuşulmakta ve ülke nüfusunun yüzde 72’si tarafından bu dil kullanılmaktadır. Katalanca, Katalonya eyaletinin resmî dilidir ve İspanya nüfusunun yüzde 16’sı bu dili kullanmaktadır. Galiç­yaca, kuzeybatıda Galiçya eyaletinde yaygındır ve nüfusun yüzde 6’sı tarafından kulla­nılmaktadır. Bask dili ise kuzeydoğuda Fransız sınırlarında konuşulmakta ve nüfusun yüzde 3’ü tarafından kullanılmaktadır.

İspanya’da eğitim faaliyetleri büyük ölçüde özerk bölgelerin yetkisine bırakılmış bir kamu hizmetidir. Özerk bölgeler, 1978 Anayasası’nın tanıdığı haklara atıf yaparak, dil eğitimi yasalarını kabul etmişlerdir. Bu yasalar, anadilde eğitimin nasıl olacağını, yerel dillerin güçlendirilmesini ve yaygınlaştırılmasını ve anadile dayalı ayrımcılıkları engellemeyi öngören yasalardır. Bazı yasalar coğrafi bölge sınırlamaları getirmektedir. Örneğin Navarre Yasası, bölgeyi üç ana kısma ayırmaktadır: Bask kuşağı, İspanyolca kuşağı ve Karışık kuşak. Yasa, her kuşakta farklı olarak uygulanabilmektedir. Benzer uygulamaları Katalan bölgesinde de görmek mümkündür. İspanya geneli duruma bak­tığımızda, İki dilli yasaların İspanya nüfusunun en az yüzde 50’sini etkilediği görülmek­tedir.

Dil normalleştirme yasaları olarak adlandırılan bu yasaların temel amacı öğrencile­rin, İspanyolca ve diğer bir dile hâkimiyet sağlayacak düzeyde eğitim görmesidir. Bu da, Katalan, Valencia, Balearic, Navarrese, Basque ve Galicia eğitim sistemlerinin iki dilli olmasını sağlamış ve okul bu dil öğrenimlerinin yapılacağı yer olarak görülmesi an­lamına gelmiştir. Dolayısıyla 20 yılı aşkın sürede iki dilli eğitim, İspanya’nın her tarafına yayılmıştır. Özerk toplulukların varlığı ve bu toplulukların kendile­rine tanınmış yerel yetkiler doğrultusunda dil hakları konusunda düzenlemeler yapabilmesi, iki dilli eğitim sürecinin yaygınlaşma­sının en önemli nedenleridir.

Bölgelerin kendi dillerinde eğitim yapabilmesi 1978 Anayasası ile sağlanmıştır. General Franco’nun diktatörlüğü zamanında, di­ğer bölgesel dillerin kamusal alanda kullanılması yasaklanmıştı. Bask, Katalan, Galiçya ve Endülüs gibi bölgeler bu anayasayla bir­likte kendi dillerinde eğitim veren okullar kurabilmişlerdir. Ör­neğin, Dil Politikaları Kanunu ile eğitim alanında Katalanca her düzeyde her çeşit okulun eğitim dili olmuş, çocuklar ilk eğitimle­rini kendi anadillerinde, yani Katalanca olarak alma hakkına sahip olmuşlardır. Üniversite eğitimi sırasında, öğrenciler ve öğretim üyeleri yazılı ve sözlü iletişimde istedikleri resmî dili kullanabil­mişlerdir.

1980 yılına kadar İspanya’da eğitim dili sadece İspanyolca olmuş, ancak 1982’de alınan kararla, ülke yeni bir idarî sistemle bölgelere ayrılmış, eğitim sistemi değişmiş ve bu sistem dâhilinde yeni bir eğitim müfredatı belirlenmiştir. Değiştirilen idarî sis­temle Katalonya, Bask ve Galiçya bölgeleri ayrı birer idari bölge olmuştur. Örneğin, Bask dili Bask bölgesinin resmî dili ve eğitim dili olarak kabul edilmiş, okullara Bask dilinde eğitim imkânı sağlanmıştır. 1978 İspanyol Anayasası, Roman dillerinden olan Galiçyaca’nın da resmî statü almasını sağlamıştır. Galiçya anayasada otonom bir bölge olarak kabul edilerek özerk bir bölge haline gelmiştir. Böylece bölge halkının kültü­rel, tarihsel ve ulusal kimliklerinin tanınması sağlanmış ve Galiçyaca eğitim dili olarak benimsenmiştir. Ayrıca 1978 yılında Bask bölgesi otonomisinin de resmen tanınıp, Bask Parlamentosu ve Hükümetinin faaliyete girmesi ile bölge, tıpkı Katalan bölgesin­de olduğu gibi eğitim ve dil politikası ile ilgili hususlarda bütün sorumluğu üstlenmiş­tir. Hükümetin bu konudaki hedefi ise Bask dilinin kullanım alanlarını genişletmek ve eğitim sisteminde Baskçanın önemini artırmak olmuştur. Kabul edilen yeni idarî sistemle beraber, bölgeler otonomi statüsü elde etmiş, kendi dillerinde eğitim yapma hakkına sahip olmuşlardır. Bölgeler, hem ülke genelinde konuşulan İspanyolcayı hem de bölgesel dillerini eğitimde ve kamu alanlarında faaliyete geçirmiş, yalnızca bir dil bilenler için tercümanlar temin etmiş, yargıda da istenilen dilin kullanılmasını yasal hale getirmiştir.

İspanya’da İki dilli eğitim programlarının uygulanabilmesi için merkezî hükümet ve bölgesel hükümetler tarafından birçok kanun ve düzenleme yapılmıştır. Örneğin 1978 Anayasası’na göre İspanyolca ülkenin her yerinde resmî dil olarak sayılacak, ‘diğer böl­gesel diller’ belirli bölgelerde İspanyolca ile aynı statüye sahip olacaktır. Bu yasa ile birlikte Bask, Galiçya, Katalonya, Valencia, Navarra, Aragon ve Asturias bölgelerinedil hakkında bölgesel olarak kanun yapma yetkisi verilmiştir. 1978 Anayasası’na ka­dar İspanya’daki azınlıklar eğitimlerini kendi anadillerinde alamamışlardır. Bölgelere otonomi verildikten sonra Katalonya, Bask ve Galiçya bölgeleri resmî statü kazanmış, kendi dillerinde eğitim yapma hakkına sahip olmuşlardır. Ayrıca 1983 yılında çıkarı­lan Dilsel Normalleştirme Kanunları ile Özerklik Statüsü Yasası, eğitim faaliyetlerinin yürütülmesi ile ilgilenmiş, bu dillerin kullanımı normalleştirilmiş, iki dilli eğitim yaygın hale getirilmiş ve azınlıklar eğitimlerini kendi dillerinde almışlardır.

KATALANCA

İspanya’da uygulanan iki dilli eğitim programları bölgelere göre değişmektedir. Örneğin Katalonya Bölgesi’nde, 1998’de Katalonya Parlamentosu’nun çıkardığı Katalan Dil Yasa­sı, okullarda ve kamusal alanlarda Katalancayı kullanmayı, medyada ve kültürel faaliyet­lerde Katalancanın yaygınlaşmasını ve bu dilin sosyo-ekonomik alanda fiilî olarak kul­lanımını geliştirmeyi amaçlamıştır. Katalonya’da tüm sınırlamalara rağmen Katalanca ile İspanyolca arasında tam bir eşitlik sağlanması hedeflenmiştir. Eğitim sisteminde hedeflenen diğer bir husus, öğrencinin ilkokulu bitirdiğinde İspanyolca ve Katalancayı yeterli düzeyde kullanabilmesidir. Katalan Otonom Hükümeti, bölgede ilköğretimden üniversiteye kadar tüm kademelerde tam yetki sahibidir. Katalan bölgesinde üç fark­lı eğitim dili modeli uygulanmaktadır: Sadece Katalancanın eğitim dili olarak kullanıldığı eğitim modeli, yalnız İspanyolcanın eğitim dili olarak kullanıldığı eğitim modeli ve çeşitli derecelerde her iki dilde eğitimin verildiği model.

 Görüldüğü üzere Katalanca eğitim dili olarak her düzeyde kullanılmaktadır.

Galiçya’da ilköğretimin ilk yıllarında öğretmenler egemen dili (İspanyolca) kullanıp, bölgenin diğer resmî dilinde de konuşma ve yazma becerisini geliştirecek etkinlikler ya­parlar. Öğrencilerin Galiçyacayı öğrenmelerini sağlamak için ilkokulun son dönemlerinde iki dersi Galiçya dilinde almaları zorunlu kılınmıştır. Ortaöğretimde Galiçyaca verilen ders sayısı 3’e çıkmakta, Fen Bilimleri, Tarih, Coğrafya dersleri bu dilde verilmektedir. Her okul Galiçyaca’nın günlük hayatta kullanılmasının normal hale gelmesini hedeflenmektedir.

BASKÇA

İspanya’nın diğer bölgeleri gibi Bask Bölgesi de hem devlet okullarına hem de özel okullara sahiptir. Bask Bölgesi’nde “ikastolo” olarak adlandırılan okullar, özel okullar statüsünde faaliyetlerine başlamış, Baskçaya dayalı bir eğitim modelini benimsemiştir. Ancak bu okullar, günümüzde devlet okullarıyla entegre olmuştur. Katalonya’da olduğu gibi Bask Hükümeti’nin de eğitim felsefesi, öncelikli olarak bütün okullarda iki dilli eği­tim modelini uygulamak olmuştur. Bu modele göre bölgelerdeki yerli halkın dil eğiti­mi haftada en az 3 ile 5 saat arasında planlanmış ve bölgesel dillerin müfredattaki yeri hakkında gereken yardımlar yapılmıştır. Ancak bu projeyi uygulamak düşünüldüğü kadar kolay olmamış, Baskça eğitim verebilen öğretmenlerin sayısı az olduğundan projeyi uy­gulamada büyük sıkıntılar yaşanmıştır. Bazı okullar genel konsepte sadık kalarak, sadece Baskça eğitim verirken, bazıları da fikirlerini değiştirip öğrencilere seviyesine göre Baskça öğretilmesini kararlaştırmış, iki dilli eğitim modelini sürdürmek istemiştir. Bask Bölge­si’ndeki üniversiteler ilk başta öğretmenleri yetiştirme konusunda yeterli olamamışlardır. Ancak Bask Hükümeti’nin kurulmasından sonra, öğretmen eğitim kursları organize edi­lerek bu eksiklik kısa sürede giderilmiştir.

İki dilli eğitimin başarılı sayılabilmesi için Bask yerel hükümetinin faklı modelleri uygu­layabilmesi gerekmiş, bu bağlamda hükümet Baskça konuşan insanların çoğunlukta ya da azınlıkta olduğu yerlere göre modeller geliştirmiştir. Eğitimin zamanlaması, dillerin eğitim dengesi ve ilave öğretilecek yabancı dillerin durumu düşünülerek farklı programlar geliştirilmiştir. Bununla birlikte, Bask Hükümeti kurulduktan sonraikastolahareketi baş­latılmıştır. Bu hareket, Bask Otonomi Bölgesi’ndeki ilk ve ortaokulları kapsayıp, Baskçanın baskın olduğu eğitim modelini benimsemektedir. Günümüzde hem özel hem de devlet okulu şeklinde ikastolo okullarına rastlanabilmektedir. İspanya’daki politikanın değişip, her bölgeye eğitimlerini idare etme hakkı verildikten sonra ikastola okulları çoğalmış, öğrenci sayısında bir artış gözlenmiştir. Ancak pedagojik sorunlar da ortaya çıkmıştır. Bu­nun sebebi, okulların eğitim dili olarak sadece Baskçayı benimsemeleri, ancak bu yolla Baskçanın kazanılacağı düşüncesiydi. Fakat düşünülenin aksine Baskçanın öğrenilmesi o kadar da kolay olmamıştır. Dolayısıyla anadilde eğitimin sadece anadilinde yapılıp, resmî dilin öğretilmemesi öğrencinin eğitim hayatını olumsuz yönde etkilemiştir.

İspanya’da eğitim dili serbestçe seçilebilmekte ve dil üzerinden bir ayrımcılığa gidil­memektedir. Öğretmenler her iki resmî dili de bilmek zorundayken, öğrenciler istedikleri dilde eğitim alma özgürlüğüne sahiptirler. Modern Dil Üniversite Bölümleri tarafından geliştirilen öğretmen eğitimi müfredatında: Dil Öğretme Metotları, Dil Edinimi/Öğrenimi, Müfredat Geliştirme, Uygulamalı Dilbilim gibi dersler bulunmaktadır. Ayrıca öğretmen adayları Pedagojik Yeterlilik Belgesi (PYB) de almaktadırlar.

İspanya’da öğretmen yetiştirme programları, bölgeden bölgeye değişiklikler göster­mektedir. Örneğin, Bask bölgesinde Baskça öğreten veya Baskça temelli eğitim yapan öğretmenlerin Baskça dil yeterliliği sertifikasına sahip olması beklenmektedir.138 Bask Hükümeti Eğitim Bakanlığı, Baskça öğrenmek isteyen veya öğrenmesi gereken öğret­menler için ilave dersler koymakta ve bu derslere katılan öğretmenlerin ders saatleri için yedek öğretmenler görevlendirmektedir. Bu kurslara katılan öğretmenlerin Baskça dilin­de eğitim yapabilecek kadar dil yeterliliğine sahip olduklarını belgelemek için sınavlara girmeleri gerekmektedir.

PYB eğitimi ise Dil Kazanımı ve Öğrenimi, Sınıf Dinamikleri, Ders Planlama, Ödev/ Proje-odaklı yaklaşım, Değerlendirme, Mevzuat, Eğitim Reformu gibi dersleri kapsamak­tadır.PYB dersleri 40 saatlik kuram ve 30 saatlik öğretmen denetimi altında uygulama becerilerini geliştirme programı şeklindedir. Aday öğretmenler iki şekilde PYB kurslarını almaktadırlar: Öğrenim sezonu boyunca her Cumartesi sabahı ya da yıl boyunca iki ak­şam şeklinde düzenlenmektedir.

Uzun ve sancılı bir süreç sonunda 1978 yılında çıkarılan İspanya Anayasası, kültürel farklılıkları tanıyan ve eşitsizlikleri ortadan kaldıran bir zemin sağlamıştır. Anayasada, ül­kenin etnik yapısının ülke için tehdit oluşturmadığı ve ülke bütünlüğüne zarar vermeye­ceği vurgulanmakta ve farklılıklar ülkenin zenginliği olarak görülmektedir. Ülkenin tüm bölgelerinde İspanyolca resmi dil olarak benimsenmiş, özerk bölgelere ikinci bir resmi dil seçme hakkı tanınmıştır. Azınlıkların ülkenin ulusal bütünlüğüne katkı sağlayacağı be­lirtilmiştir. Anayasa, millî çıkarlara ters düşmeyecek şekilde bölgelerin kültürel ve dilsel olarak istediğini yapma hürriye­tine sahip olduklarını belirtmektedir. Bu bağlamda ülkede yaşayan farklı etnik gruplar kendi kimliklerini yaşayabilmekte ve kendi eğitim politikalarını belirleyebilmektedir.

Çok dilli ve çok kültürlü bir eğitim ortamının olması dileğiyle…

Saygıyla.

  

Yorum Yaz