matesis
dedas

İsraf

İsraf

      İslam inancına göre, evrendeki her şey Allah’a aittir.  İnsanların elde ettiği mal ve mülkün hepsi O’nun’dur.  “Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin mülkü (hükümranlığı) kendisine ait olan Allah ne yücedir!..” (Zuhruf, 43/85) ayeti bu hususu dile getirmektedir. İnsan adeta Allahın mülkünün emanetçisidir. Bununla birlikte verilen her nimetten sorguya çekilecek olması insanın nimetlerin kıymetini bilip yerinde ve Allah’ın razı olacağı şekilde kullanmasını gerektirmektedir.

      İsraf; herhangi bir konuda aşırı gitme, meşru sınırların ötesine geçme, imkânları ve sahip olunan değerleri, gerekli görülen yerler dışında veya gereğinden fazla harcama anlamına gelmektedir. İslam’da israf ayet ve hadislerle yasaklanmıştır. Nitekim “Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (Araf 7/31) ayeti israfın haram olduğunu açıkça dile getirmektedir. Hz. Peygamber (sav) de “Kibirsiz ve israf etmeden yiyiniz, içiniz, giyiniz ve sadaka veriniz.” (Nesai, Zekat, 66, V, 79) sözü ile israfın yasaklığını ifade buyurmuştur. Bununla ilgili şu olay ne güzel bir örnektir.

     Bir defasında Hz. Peygamber (s.a.v) Sa’d’e uğradı. Sa’d bu esnada abdest alıyordu. Resulullah, (onun suyu aşırı kullandığını görünce);

   -“Bu israf nedir?” diye sordu. Sa’d;

   -“Abdestte de israf olur mu?” dediğinde,

   Hz. Peygamber (sav) de;  “Evet, hatta akmakta olan bir nehirde abdest alsan bile.” Şeklinde cevap verdi.


      Yaygın olarak israf, yeme içme ve zaman kullanımında görülmektedir. Yeme içme ölçüsü ile ilgili Efendimiz (s.a.v) “Âdemoğlu, karnından daha şerli bir kap doldurmamıştır. İnsana belini doğrultacak birkaç lokma yeter. Yemek yediği zaman, midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini içmeğe, üçte birini de nefes almaya ayırsın.” (Tirmizi, zühd,47.v,590) buyurarak yeme içmede aşırıya gitmekten kaçınılmasını öğütlemiş ve şu anda Obeziteye karşı verilen mücadelede bize çok muhteşem bir yöntem öğretmiştir. Çöpe atılan ekmeklerin ve dökülen yemeklerin önüne geçmek için yemeklerin yenebilecek miktarda pişirilmesi, küçük tabaklarda sunulması, ekmeklerin tüketilebilecek kadar alınması, bayatlamış ekmeklerin tatlı ve ya farklı yemeklerde değerlendirilmesi gibi tedbirler alınabilir. Bununla birlikte alış veriş için liste hazırlamak ve ihtiyaç miktarına göre satın almak da bir tedbir olabilir. Zaman ise Allah’ın bize vermiş olduğu en büyük nimettir. Bu büyük nimetin şükrünü eda edebilmek ancak planlı ve hesabının Allah’a verileceğinin bilincinde olarak yaşamakla mümkündür. Fakat bizler ölüm vaktimizi dahi bilmezken hiç ölmeyecekmiş gibi zamanımızı hor kullanıyor ve keşkelerle dolu bir hayat geçiriyoruz. Televizyon karşısında veya bilgisayar başında vakit öldürmek, amacından uzaklaşmış kıraathanelerde boş boş oturmak, ötede “ömrünü nerede geçirdin?” sorusuna muhatap olacak insan için ne kadar da acıdır. 

      Bereketli bir ömür niyazıyla…

                                                                                                                                    Mardin Müftülüğü

                                                                                                                              Aile İrşad ve Rehberlik Bürosu 


Yorum Yaz