tatlidede

Kaddafi İktidarı Ve Aşiretçilik (2)

  • 05.04.2011 12:32
Kaddafi İktidarı Ve Aşiretçilik (2)

Kaddafi iktidarının muhalif aşiretlere hiçbir şekilde müsamaha göstermediğinin en açık örneği,1997 yılının Mart ayında muhalefet teşkil eden aşiretlerin cezalandırılmasını öngören “Onur Misakı“ olarak ta adlandırılan yasa tasarısının Parlamento tarafından onaylanmış olmasıdır.

Bu yasa muhalefet teşkil eden aşiret mensuplarının devlet kurumlarındaki görevlerinden azledilmesi ve her türlü ekonomik faaliyette bulunmalarını yasaklamayı öngörmektedir.

Libyalı tarihçi Prf.Dr.Abdel Aziz El-Faradjh tarafından yayınlanan araştırmaya göre Libya'da 140 aşiret bulunmaktadır. Sosyal ve siyasi hayatta etkin aşiret sayısının 30 u geçmediği tespitine de çalışmasında yer veren El-Faraddjh, bu aşiretlerden bazılarının sadece Libya’da değil Tunus, Mısır ve Çat’ta dahi etkin olduğunu belirtmektedir.(1)

İktidara en muhalif tavır sergileyen aşiretler, petrol yataklarının en fazla bulunduğu bölgelerde bulunmaktadır.

İktidara karşı ayaklanmanın baş gösterdiği ilk günlerde, güvenlik güçlerine karşı yoğun direniş gösteren ve ülkenin doğu bölgesinde yer alan bu aşiretlerin aleni olarak Kaddafi’ye yönelttikleri ilk eleştiri: Onlara karşın Trablusgarp’a yakın aşiretlerin desteklenmesi olmuştur. 

Kaddafi’nin otorite alanına en yakın mesafede duran aşiret “Mokaraha” aşiretidir. Yönetime karşı başlatılan protesto gösterilerinde tarafsız tutum takınan bu aşiretin Kaddafi’ye ve iktidarına karşı ağır bir minnet borcu altında olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Lokarbi davasından dolayı İngiltere’de tutuklu bulunan aşiret mensubu Abdülbaset Ali el-MEGRAHİ’nin serbest kalmasını sağlaması Kaddafi’yi söz konusu aşirete karşı alacaklı bir duruma getirtmiştir.(2)

Buna rağmen son günlerde “Mokaraha”  aşiretinin etkin olduğu güney ve doğu bölgelerinde aşiret bünyesinde muhalif sesler yükselmeye başlamıştır.

Belirtildiği üzere bu aşiret mensuplarının büyük bir çoğunluğunun güvenlik ve hükümet kurumlarında yer alıyor olması Kaddafi'nin iktidardan devrilmesinde etkin rol oynayacakları anlamına da geleceği şüphe götürmez bir gerçektir.

Libya’da protesto gösterilerinin başlamasından hemen sonra Zaviye aşireti Şeyh’i Faradjh El Zawi’nin batılı gazetecilere verdiği demeçte, göstericilere ateş açılmaması taleplerinin reddedilmesi durumunda petrol ihracatını sekteye uğratmakla tehdit etmesi, aşiretlerin iktidar boşluğunda oluşan otorite kaymalarını tehdide dönüştürebilecekleri noktasında iyi bir fikir vermektedir.

Ülkenin en güçlü aşiretleri art arda Kaddafi’ye sırt çevirmeye başlamıştır. Bunların arasında Kaddafi’ye ilk aleni muhalif tepkiyi vererek muhalif aşiretlerin öncülüğünü yapan sayıları bir milyonu bulan “Werfle” aşireti örnek gösterilebilir.

Libya Ordusu

Kaddafi, aşiretleri kendisine bağımlı hale getirmeye çalışırken aynı zamanda ordunun hiç bir şekilde kendisine karşı tehdit oluşturmaması için tamamen onu etkisiz bırakma politikası sergilemiştir.

Kaddafi petrol ve doğal gaz kaynaklarının ihracatından elde ettiği muazzam geliri aşiretlere dağıtıp dengeyi sağlamakla birlikte, orduya alternatif olarak yönetimine sadık özel milis kuvvetleri oluşturup onları destekleyerek, ordunun bu alternatif gücün gölgesi altında kalmasına neden olmuştur.

Tunus ve Mısır’da cereyan eden halk ayaklanmalarında ordu etkin bir rol oynamış olayların gidişatını etkileyerek, kurulacak siyasi, ekonomik ve sosyal dengelerde yer almıştır.

Yukarıda bahsedilen nedenlerden dolayı aynı senaryonun Libya’da tekrarlanacağını söylemek gerçekçi olmayacaktır. Her ne kadar son yıllarda aşiretlerin etki alanı daraltılmaya çalışılmışsa da, Kaddafi sonrası oluşturulacak yeni güç dengelerinde ordunun ana rol oynayacağı ve olayların gidişatını etkileyeceği uzak bir ihtimal gibi durmaktadır.

Devamı yarın…

Yorum Yaz