tatlidede

Kağıttan Muhalefet

Kağıttan Muhalefet

Bu ülkenin en büyük sıkıntısı güçlü bir muhalefetin olmayışıdır.

Güçlü bir iktidar var.

8 yıldır iktidarda ve Haziran ayındaki seçimlerde bir dönem daha tek başına iktidarını sürdürmesi bekleniyor.

Siyasi gündemi tek başına belirliyor.

Ama en önemli avantajı karşısında güçlü bir muhalefetin olmaması.

Muhalefeti mecliste üç parti temsil ediyor.

Ancak üçünü toplasanız bile ciddi bir muhalefet hareketi ortaya çıkmıyor.

Bu muhalefet partilerinden “ana” olanı, şu sıralar bir savrulma yaşıyor.

Partinin genel başkanı farklı konuşuyor, diğer yöneticileri farklı.

Daha doğrusu genel başkan, diğer yöneticilerin yaptığı açıklamaları tevil etmekle meşgul.

Genel başkan yardımcılarının her biri saatli bomba misali, nerde ne konuşacaklarını bilmiyorlar.

Bir tanesi halkı taşlı sopalı direnişe çağırıyor ve Mısır örneğini veriyor.

Oysa Mısır’da halk diktatöre karşı ayaklanmışken kendisi burada seçimle değiştiremeyeceğini gördüğü iktidara karşı halkı ayaklanmaya çağırıyor.

Bir diğeri ise tam bir facia.

Her açıklaması ayrı bir gaf, ayrı bir skandal niteliğinde.

Kendisini önce Pazar günleri bir TV kanalında bir programın kadrolu müdavimi gibi her hafta Ergenekon sanıklarını hararetle savunurken izledik.

Sonra derin çevrelerin CHP üzerinde yaptığı operasyon neticesinde partiye katıldı, kısa bir genel sekreterlik macerasından sonra genel başkan yardımcısı oldu.

Karşısında kendisini dinleyen birkaç kişi buldu mu hemen aşka gelip coşuyor.

Açılım sürecine destek veren sanatçıları kaba bir üslupla eleştirdi önce.

Sonra elli bin kişiyle Silivri’de görülen Ergenekon duruşmalarını basmaktan bahsetti.

Daha sonra Ergenekon zanlılarını Meclise taşıma hayalini, hem de üstüne basa basa dile getirdi.

Ve en son bombası.

Askeri eleştirdiği açıklaması.

Yanlış anlama olmasın kendisi askeri vesayeti, darbeleri, müdahaleleri eleştirmedi.

Tam tersine, askerin siyaset üzerinde eskisi kadar etkin olamamasını, yani müdahale etmemesini ve darbe yapamamasını eleştirdi.

Normalde kendisinin yapması gereken bir görevi yani iktidarı devirme görevini askerin yapmıyor olmasını eleştirdi.

Bu çıkışlarının ardında, seçimden sonra kendisine parti genel başkanlığını vaat eden parti içi ve dışındaki derin yapılanmaların rolü olduğu sıkça dile getiriliyor.

CHP lideri de bütün şişirmelere rağmen bir kesimin istediği atılımı tam anlamıyla gerçekleştirebilmiş değil.

Muhalefet yapmayı ortaya bir takım soyut sorular atıp sonra bunları cevapsız bırakmaktan ve kaynağı belirsiz vaatlerde bulunmaktan ibaret sanıyor.

AK Parti’yi, “partiye alınan parfümler” üzerinden yıpratacağına gerçekten inanıyor mu merak ediyorum.

Sanırım CHP hiçbir zaman değişmeyecek.

Göz boyama amaçlı vitrin değişiklikleri dışında her zaman aynı CHP olarak kalacak.

Zaten eğer değişirse artık CHP olmayacak.

Diğer muhalefet partileri de farklı değil.

Bir tanesi tamamen Türk milliyetçilerine diğeri de Kürt milliyetçilerine odaklanmış durumda.

Bunlardan bir tanesinin önde gelen bir yöneticisi de muhalefet yapmayı Meclis sıralarında oturup bağırıp çağırmaktan ibaret sanıyor, hatta kendisi vuvuzelalı basın toplantısı yapacak kadar bile seviyeyi düşürmüş bir siyasetçi.

AK Parti'ye gerçek anlamda, yaptığı icraatlar üzerinde muhalefet yapabilecek, yanlış icraatlarından geri adım attıracak bir güç yok.

Eğer ciddi, güçlü ve tutarlı bir muhalefet olsaydı, AK Parti özellikle demokratikleşme alanında atmakta olduğu bazı ürkek adımları daha cesur atabilecekti, ya da bazı politikalardan geri adım atması bu kadar kolay olmayacaktı.

Sırf böyle bir muhalefet yüzündendir ki, pek çok insan AK Parti’yi destekliyor, bazıları da desteklemek zorunda kalıyor.

AK Parti ülkeye büyük bir değişim yaşattı, çok önemli reformlara imza attı, Özal’dan sonra geriye giden ülkeye tekrar çağ atlattı.

İktidarlar genel anlamda yıpratıcıdır ve ne kadar başarılı olurlarsa olsunlar iktidar partileri bir süre sonra düşüşe geçmeye başlarlar, bu bütün dünyada böyledir.

Ama bazı politikalarda görülen isteksizlik, yavaşlık ve hatta savrulmalara ve iktidarda geçen 8 yıla rağmen eğer AK Parti hala önümüzdeki seçimlerin de en büyük favorisi durumundaysa ve üstelik bunu da % 50 civarında bir oyla gerçekleştireceği öngörüsü varsa, bu noktada muhalefetin ciddi bir sorgulamaya ihtiyacı vardır.

AK Parti’nin en büyük şansı da CHP türü bir muhalefete sahip olmasıdır.

Kıymetini bilsin.

Yorumlar

Image
şeyh şamil üstün
21.02.2011 / 22:10

hocam birgün de iktidarı eleştirin dişimizi kıralım.Hiç başörtüsü konusuna girmemişsin Akpnin tavrına bakmamışsın.Gazeteci insanın zekası yüksek olur Oktay Vural'ın mesajını anlamışsan ne diyeyim sana.Unutma Abdullah Gülü seçtiren de MHP'dir.Ama işinize gelmez Akpnin şansı Chp diyorsan bizim şansımız da sen oldun ne diyeyim ki size yazı yazmanız için köşe ayırmışlar daha ironiyi bile algılamışsın o küçümsediğiniz ülkücüler Dinimiz için vatanımız için canını feda etmiş sen kalkmışsın neler yazıyorsun güçlü ikitdardakiler top koşturuyordu o zamanlar bunu da yaz hocam da sizin ne kadar demokrat olduğunuzu görelim

Yorum Yaz