matesis
dedas

Kalk Roboski'ye gidelim sevgilim

Kalk Roboski'ye gidelim sevgilim

Mevsim, katliamıyla içimi kanırtarak gün sayıyor. Dilime tebelleş olmuş adalet, Roboski diye inlediğimde, kökünden kuruyor. Ötesi kalbimde kanayan tırnak izleri.

İçimde, bana cellat bir ülke,yaşatmaktan ziyade öldürmeye hevesli, harcına insan kemikleri karıştırılarak inşa edilmiş. Arkamda kalan yaşlarım duvarlarına çelme taka taka çözülüyor, her çelme ile düştüğüm yerden irin akıyor.

Yine acılar içinde kıvrandığım muzdarip bir gecedeyim. Köpekler duvar diplerinde uluyor, kör baykuşlar kulaklarımı tırmalıyor. Kâr üstüne parçaları düşmüş kalbimin, donuyorum. Eteklerimde kolum, kanadım. Ruhum delik deşik bombalar eşliğinde.

Dağılan çocukluğumu, gençliğimi karanlığın boynuna ilmik atarak toplasam, belki gözbebeklerimin parçalarını yerine koyarım. Anneler de bana ninnilerini vermiyor artık...

Bu baş ağrıları beni öldürecek biliyormusun?

Kalk Roboskiye gidelim sevgilim...

Bazı şehirler kutsaldır, mekke gibi!

Ve kutsaldır her şehrin annesi.

Bizim “Kâbe”miz Roboski olsun!

Bir Roboskili annenin eteklerine koyayım başımı. Çatlayan alnımı okşarken, dudaklarından dökülen dualarını kalbime üflesin. Beyaz tülbentiyle kirpiklerimi düştüğü yerden kaldırsın.

Kalk Roboskiye gidelim.

Allah’ın meleklerinin bombalarla parçalanıp, gökyüzüne yükseldiği şehre. Allah bizi gözetsin korusun, melekleri hatırına. Kalbimizin çığlıkları, başımızın ağrısı, ruhumuzun inleyişi hafiflesin şehre yöneldikçe.

Uzat kir tutmayan ellerini, kilitle kollarıma. Sen yanımdayken, yılanların zehri işlemez kanıma. Çıplak ayaklarla yürür gideriz birlikte, ecel kuşları tebelleş olmaz  “Roboskiye gidiyoruz” dediğimizde. Geçtiğimiz yollara nasırlı ayak izlerimiz kök salsın. Günahkâr iki sevgili olarak adledilelim, geçip gittiğimiz sokakların bekçilerince.

Kalk Roboskiye gidelim.

Avuç içlerimize “saçlarımı okşa anne” kelimelerini kazıyalım. Kazıyalım ki, Roboskili annenin gözlerine bakıp öldüğümüzde, okusun çocuklarını.

Her köşe başında, silahlarıyla “erkek”liğini gözümüze sokan, ergen çocuk aklına sahip  “adamların” sorgusundan geçelim. “Terörist” azledilelim, horlanalım, ezilelim, bekletelim saatlerce...Vazgeçmeyelim inatla.

Taşlı, topraklı sokaklarına atalım kendimizi. Şehrin acılarıyla göğe uzayan, kârlı dağlarına tırmanalım. Kalbimizi yırtarcasına bağıralım tepesinde, “Allahım adaletini göster”.Roboski dağları paramparça olsun.

Kalk Roboskiye gidelim...

Sınırlarında dolaşalım.

Bak şu katır sırtında giden çocuk varya, bombalayacaklar onu! Az evvel annesinin dualarla yolcu ettiği. Babası önde giden çocuk. İşte o!

Bombalayacaklar birazdan onu. Sınırlarında dolaşırken, göğe yükselecek meleklere şahit olalım.

Camiye gidelim, mezarlığın hemen yanındaki. Yıkılacaksa üstümüze yıkılsın boşver.

35 defa cenaze namazı kılalım, anneler ile birlikte. İsa’nın, Musa’nın, Yakub’un, Yusuf’un yanında saf tutalım. Birazdan Muhammed’de gelir buralara.

Kalk Roboskiye gidelim sevgilim.

Allah bizi gözetsin korusun, melekleri hatırına. Kalibimizin çığlıkları, başımızın ağrısı, ruhumuzun inleyişi hafiflesin.

*Bu yazının başlığı, Tarık Tufan’ın “Kalk Kudüs’e gidelim sevgilim” yazısından esinlenilmiştir.

Yorumlar

Image
ilkay k.
15.02.2015 / 01:35

neden yazmıyorsun daha bak zaman geçti yıl oldu. değişen değişti ölüler ve anılar hariç. değişen değişti. neden yazmıyorsun. kalemin mi bitti, fikrin mi, yoksa seni sevmediler mi, öyle önemli dimi ? :) sen sen ol varlığından süphe etme, sen sen ol kendinde var olanı kendinin zannetme çünkü o da geçmişinin kodlarında, kodlananlardan gelenlerdendir. Öğüdünde böyle kuantumundan geleni hiç görülmemiştir :) sevgilerle hacer gerçek sevgilerle...

Yorum Yaz