Kesintisiz Zoraki Nikah

Zorunlu eğitimin kesintili mi, kesintisiz mi olacağı ile ilgili tartışmalar son günlerin popüler tartışması..
Kesintisiz eğitim, 28 şubat post modern darbesinin hediyesi olarak önümüze zorunlu uygulanmak üzere konan bir eğitim…
Bir nevi eğitim darbesi..
Zoraki kondu milletin önüne..
Bu gün tartışmadan, konuşmadan kesintili eğitime geçilmesini etik bulmayanların akıl ve izanına şaşmamak mümkün değil..
Adama sorarlar..
Eğitimin kesintisiz olması gerektiğini 28 Şubatın baskısıyla bir şekilde millete dayatanlar, hangi tartışmalar veya görüşmelerden sonra bununla ilgili kararı vermişlerdi ki şimdiki hali suçlar oldular?
Şayet bir darbe söz konusu ise, kesintili olan uygulamayı ideolojik bir gözlükle bir gecede kesintisize çevirenlerin darbesidir bu..
Yani, sırf İmam-hatipleri bitirmek için tüm meslek liselerine indirilmiş bir darbe…
Ya da toplum mühendisliğinin gereği olarak ilkokuldan sonra kız lisesine gitmek isteyen kız çocuğunu ergenlik yaşına kesintisiz karma eğitimde girmesini zorunlu kılan bir darbe..
Kesintisiz eğitimin faydadan çok zarar verdiğini, aksini iddia etmenin sadece ideolojik bir yaklaşım olduğunu yapılan bir çok araştırmadan anlamak mümkün..
Önder’in konu ile ilgili çalışmasında, İçerdiği birçok pedagojik mahzurla eğitim çağındaki çocuklarımızda birçok ruhsal ve fiziksel zorluklara ve sıkıntılara yol açtığı, özellikle kırsal kesimde binlerce köy okulunun kapanarak küçük yaşlardaki öğrencilerin yatılı bölge okullarında öğrenim görmek zorunda kaldığı ya da taşımalı eğitim gibi sıkıntılı uygulamalara yol açtığı, öğrencilerin fiziksel, bilişsel ve ruhsal gelişim özelliklerini göz ardı ederek farklı gelişim guruplarını aynı çatı altında eğitime zorlayarak birçok ciddi hasar ve tahribatı beraberinde getirdiği, hızlı teknolojik değişim ve rekabetçi piyasa ortamında ülkenin kalkınmasında önemli yeri olan mesleki teknik eğitimin niteliğine büyük zarar verdiğine yer verilmiş..
İdeolojilerden uzak birçok araştırmadan elde edilen sonuçların bundan pek farkı yok…
Sorun ne peki?
Aslında burada eleştiri konusu varsa şu olmalıydı..
Madem 28 şubat darbesi gayri meşru bir eylem olarak failleri ile sorgulanmaya başlandı..
O halde 28 Şubat’ın tüm kararları da gayri meşru ilan edilmelidir.
Bir önceki yazımda, “Eğer 28 Şubatı sorgulamakta samimiysek, 28 Şubat ürünü yasakların ülkenin gerçek ihtiyacından değil, suni gerilimlerden türetilmiş yasaklar olduğu konusunda da samimi bir duruş sergilemek ve bu yasakları geçici çözümler yerine kökten çözmek durumundayız.” yazmıştım.
Aynısını yine tekrarlıyorum.
Bu işin altında kimsenin ezilmesine, kıvırtmasına gerek yok.
Kesintisiz 8 yılı kesintiliye çeviriyim derken bunu zorunlu 12 yıla çıkartmanın anlamı da yok..
28 şubat öncesi ne idiyse şimdilik o olsun yeter..
Yani 5+ 3…
Bu bazılarının dediği gibi tartışma bile edilemez.
Rovanş hiç sayılamaz..
Bundan sonrasını tartışmak gerekirmiydi ?
Belki de evet..
Karma eğitimi tartışırsınız..
Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkartılıp çıkartılmamasını tartışırsınız..
Eğitime başlama yaşını tartışırsınız…
Ama tartışma götürmeyecek bir şey var ki, o da 28 şubat ürünü kesintisiz eğitimin bir an önce sonlandırılması gerektiği..
Sağlıcakla kalın
USTAD 10.03.2012
murtaza elban
14.03.2012 / 08:36hocam eline sağlık çok güzel yazmışsın fazla uzatmaya gerek yok bi kere zoraki diye birşeyin günümüzde olmaması lazımiken demokrasiden bahsedenler günümüzde zoraki dayatmalarına devam etmektedir madem demokrasi var diyoruz isteyen çocunu okutur isteyen okutmaz kısacası zorla güzelik olmaz iyi çalışmalar hocam