matesis
dedas

‘Kimse Kızmasın’ GGC’yi Yazdım

‘Kimse Kızmasın’ GGC’yi Yazdım

‘Kimse Kızmasın’ GGC’yi Yazdım

Hafta sonu Diyarbakırday’dım. GGC (Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti) nin 2015 Olağan Kurulu vardı. Cemiyetimiz yeni bir yönetimle varlığını korumak ve taze kan alarak yoluna devam etmek amacıyla kurulunu topladı.

Diyarbekir’i özlemiştim; zira bir birkaç aydır gitmemiştim. Amacım Eski Diyarbekir’i gezmekti. Bunu düşünürekten bir gün önce yola koyuldum. Diyarbekir’de görev yapan İngilizce Öğretmeni Serdar Başkurt arkadaşımla şehri gezdikten sonra geceyi onlarda geçirdim. Misafirperverliğinden ve ilgilerinden dolayı yurtsever arkadaşım Serdar Bey ve eşi Gülistan Hanımefendi’ye teşekkür ediyorum.

Surları Gezdik

Serdar dostumla önce Dağkapı’da bulunan Suriçi’ni gezdik, damına çıktık, resim çektik. Coğrafyamızın böylesine heybetli ve asil tarihi değerlerini gezmek her zaman bende heyecan yaratır. Öte yandan bu gibi tarihi değerler, dünden bugüne ve yarınlara şehri taşır, tarihi kimliğini oluşturur. Diyarbekir bu anlamda soylu ve şanslı bir şehirdir.

Buradan ayrıldıktan sonra Eski Mardin Kapı’na gittik ve hatıraları tazeledik. Bir zamanlar buradan Mardin’e, Kızıltepe’ye, Mazıdağı’na, Derik’e minibüsler kalkardı. Biz de nice geliş-gidişleri buradan yapmışız.

Daha sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından müzeye dönüştürülen Cemilpaşazedelerin evini ziyaret ettik. Cemilpalazadeler, Kürtlerin tarihinde önemli siyaset ve aydın geleneğini temsil eder; tıpkı Botan Miri Bedirhaniler gibi. Müzede, paşa ailesine ait özel eşyaların yanı sıra şehrin toplumsal yaşamını yansıtan bir çok tarihi ve folklorik değer koruma altına alınmıştır. Ziyaretçiler bu değerlere büyük ilgi gösteriyor. Bu tarihi adımdan dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak dostumun şahsında emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.

Müzeyi gezerken bir yanda da acı bir olay aklıma geldi: 6-7-8 Ekim olaylarında müze olan Ziya Gökalp’ın evi talan edilmiş, kendisine ait bir çok özel eşya çalınmıştı. Merak ediyorum: Gökalp’e ait eşyaların akibeti ne oldu?

Yaşadığınız şehir zıt fikirlerin toplamı olarak bir kimlik oluşturur. Bu anlamda Diyarbekir’in kimliğinde Ahmet Arif de vardır Ziya Gökalp de. Diyarbekir halkı her ikisini de korumak durumundadır, demokratik tahamül gereği. Çünkü Diyarbekir’in tarihini ve kültürünü zıt geleneklerin toplamını oluşturur.

Surları gezdikten sonra Mardin Kapı’da dinlenme yerine dönüştürülen parkta çay mollası verdik.

Akşam Yemeği GGC’de

Kongre için, GGC’de Diyabekir dışından gelen gazeteciler ile merkezde çalışan gazeteciler akşam yemeğinde buluştu. Bu gibi günlerde gazeteci dostlar bir araya gelir, hasret giderilir. Kuşkusuz GGC, Diyarbekir’in tarihinde ve demokratik ontolojisinde önemli bir paya sahiptir. Bu anlamda cemiyet, nice gazeteci ve aydın yetiştirmiştir ve bu insanların sayesinde şehrin birikimi kalıcı hale getirilmiştir. Daha nice genç gazetecilerin ortaya çıkması için cemiyetin olanaklarını seferber edeceğe benziyor. Bunda kuşku yok zaten. Öte yandan cemiyet gerek Diyarbekir gerekse bölgede devlet ve yerel bürokrasi üzerinde önemli bir ağırlığa sahiptir. Masamıza başkanlık için yarışan cemiyetin mevcut başkanı Sayın Veysi İpek ile sayın Faruk Balıkçı gelerek birlikte yemek yedik. Arkadaşlara  ‘Şu anda en demokratik masa bizim. Çünkü başkanlık için yarışan gazeteci arkadaşlar bir arada.’ Deyince gülüşmeler başladı.

Her iki başkan adayı arkadaşımız yarınki kongre için demokratça ve medenice fikir alışverişinde bulundular. Hoş bir manzaraydı ve foto muhabirleri arkadaşlarımız bu anı görüntülemeyi fırsat bildiler. Yemek yendikten sonra sohbetler ve biraz da kulislerin ardından herkes istirahate çekilmek üzere cemiyetten ayrılmaya başladı.

Ve Kongre…

GGC’nin 2015 Genel Kurulu 31 Mayıs saat 10’da başladı. Divan oluşumunun ardından adım adım programın akışı uygulandı. Kongre demokratik bir ortamda yapıldı denilebilir. Gazetecilere yakışan da budur zaten. Eleştiriler, öneriler ve talepler ortaya kondu. Zaman zaman ortam elektriklendi. Demokrasinin biraz da gereği olarak… ardından oylamaya geçildi. Önce Diyarbekir dışından gelenlere oy kullanımında öncelik tanındı. Oy kullanımı bittikten sonra sandıklar açılda ve sayımlar başladı. En çok oy alan Veysi İpek’in listesi seçimi kazanmış oldu. Böylece GGC bir dönem daha sayın Veysi İpek ve yönetimi tatafından yönetilecek. Seçimi kazanan da  arkadaşımız rakip olan da arkadaşımız. Demokratik yarıştan ötürü kendilerini kutluyorum.  Seçimi kaybeden yok bence; kazanan gazetecilik ve tarihsel değeri olan GGC oldu.

Yazımın başlığını mesleğimizin ustası Sayın Hasan Cemal’ın kitabından esinlenerek seçtim. Hasan Bey, Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım adlı kitabında gazetecilik geçmişini kaleme almıştır. Bu kitap tabiki bir anlamda Türkiye’nin siayasi ve demokrasi tarihine de bir dizi veri sunmaktadır. Biz de dedik ki kimse kızmasın bu kez kendi cemiyetimizi köşemize taşıyalım. Umaraım anlayışla karşılanırız. Saygıyla…

Yorumlar

Image
pıtırak
05.06.2015 / 02:42

Biraz da Mardin müzesinden çalınan Ali Baba ve KırkHaramiler' iun hazinesini ve kimin çaldığını ve çaldırdığını yazabilir misin? Yazdan da o Mardin Life da yayınlayabilir misin? Mardine muhteşem bir tanıtım yapılıp, turizmden milyonlarca dolar Mardine turizm geliri saglayacak hazine, müzeden calindi ve muhtemelen yurtdisina gitti.İste bu kadar yurtseversiniz.Mardin severdiniz!Size dokunmayan yılan bir yaşasın da, dokunuyor işte! Şehrinizin hazinesi calindi ve hepiniz sustunuz!

Yorum Yaz