matesis
dedas

Kitle İletişim Araçlarının Aile ve Toplum Üzerindeki Etkileri

Kitle İletişim Araçlarının Aile ve Toplum Üzerindeki Etkileri
           Geçmişten günümüze baktığımız zaman toplumların var oluşlarını, ilerleyişlerini, bugünkü topum yapısına nasıl ulaştığımızı incelediğimizde çok açık görmekteyiz ki teknolojik gelişmeler toplum yapısını şekillendirmekte çok büyük rol oynamaktadır. Bırakalım geçmişi, sadece günümüz toplum yaşantısını araştırdığımızda teknolojinin hayatımızda ne gibi bir yeri olduğunu fark etmek ve etkilerinin neler olduğunu söylemek mümkündür. En çok söylenen, kullanılan sözlerden birisi, bir toplumun ilerlemesi, çağa ayak uydurması için teknolojiden geri kalmaması gerek.
           Günümüz ilerlemiş ülkelere baktığımızda bu söz yerinde ve doğrudur. Peki, bu kadar gelişim ve ilerlemeyi sağlayan teknoloji olumlu gibi görünürken nasıl olur da insan yaşamında olumsuz sonuçlar meydana getirebilir?  İşte burada işin içine insanın kendisi girmekte… Bizler ya ölçüyü ayarlamayı, yâda elimizdeki malzemeyi doğru kullanmayı bilmiyoruz. Kendimiz bilmediğimiz gibi çocuklarımızı da, etrafımızdaki bireyleri de doğru yönlendiremiyoruz.

Toffler, Gelecek Korkusu adlı eserinde şu ifadelere yer vermiştir:
           “ Teknolojik ilerlemenin düğmesini kapatamayız. Kapatmamalıyız. Doğaya dönmekten ancak romantik aptallar söz edebilir. Doğaya dönmek demek, bebeklerin sıskalaşması, en ilkel tıbbi bakımın bile yokluğu nedeni ile ölmeleri, kötü beslenme dolayısı ile beyin yapılarını geliştirememeleri demektir. Öte yandan, yeni teknolojiyi aptalca ve bencilce kullandığımız da doğrudur. Teknolojinin ekonomik yararlarını bir an önce elde etmek telaşı içinde, çevremizi fiziksel ve sosyal bir yangın yerine çevirmişizdir” (Toffler,1974,s.358-359)
          Muhakkak ki her şeyin olumlu bir tarafı olduğu gibi olumsuz bir tarafı da mevcuttur. Ancak sanki bizler olumlu tarafı meydana çıkarmamız gerekirken olumsuzluklar için uğraşıyoruz. Şöyle bir kendi kendimize soralım acaba teknolojiyi doğru yönde ve düzeyde kullanabiliyormuyuz? Mesela çocuklarımız bilgisayarı ve interneti oyun ve Chat için kullanıyorlarken neden bir şeyler öğrenmek araştırmak için kullanmıyorlar. Çocuklarımız ödevlerini hazırlarken ödevin konusunu internette yazıp sonra kopyala yapıştır yaptıktan sonra mı yoksa araştırarak mı hazırlıyor? Peki, günde kaç saatimizi televizyona ayırıyoruz. Çocuklarımız derslerine çalıştıkları saatte biz televizyon izleyerek onların motive olmalarına engel oluyor muyuz? Cep telefonumuzu bir dakika dahi yanımızdan ayırabiliyor muyuz? İnsanlarla yüz yüze konuşma imkânına sahip iken neden cep telefonundan bir mesaj yazmakla yetiniyoruz?
             Bu ve benzeri birçok soruları kendimize sorarak çözüm yoluna gidebiliriz.
             Günümüz teknolojisinin insanları rahata kavuşturan yönleri de çokça fazladır. Örneğin düğmesine bastığımız zaman yığın gibi çamaşırımızı yıkayan çamaşır makinesi yâda dağ gibi üst üste yığılmış bulaşıklarımızı birkaç saat içinde temizleyen bulaşık makinesi ev içindeki en büyük yardımcılarımızdır. Bazen belki zor anlarımızda bize bir ambulanstan daha yakın cep telefonu, dünyada olup bitenlerden görsel olarak haberdar olduğumuz televizyon, çok amaçlı olarak kullandığımız bilgisayar da hayatımızı kolaylaştıran aletler arasında yerini almıştır.
O halde Hayatımızı kolaylaştıran teknolojinin sunduğu bu kadar imkân varken bu günün insanı neden bu kadar mutsuz psikolojik sorunlarının zirve yaptığı bir anı yaşıyor sorularına cevap aramak gerekir. Doğru cevaba ulaşmak içinde geçmişi gözden geçirip geçmiş ile bu gün arasında bir mukayese yapmak gerekir.
           Geçmişe baktığımızda uzun kış gecelerinde daha güzel, faydalı ve aile bireylerini bir araya getiren etkinlikler yapılırdı. Zamanın değerlendirilmesi adına aileler arası ziyaretler düzenlenir, bu gelenek çocuklara da telkin edilirdi. Misafir eve gelmediği zamanlarda ise aile büyüğü sohbet, fıkra, masal yâda bir kıssa anlatarak aile içinde sosyal kaynaşmanın sağlanmasına katkıda bulunurdu.
Bu gün ise ziyaretlerin azaldığı bir dönemde yaşamaktayız. Büyük şehirlerde yaşamın getirdiği sıkıntılar, iş yoğunluğu zamanın olmayışı sebebi ile akrabalar arası ziyaretler bile ayları hatta yılları bulmaktadır. Komşuluk ilişkileri ise aralarında bir duvar olmasına rağmen yok olma noktasına gelmiştir. Aynı merdivenleri inip çıkan aynı asansörü paylaşan komşular bırakın ziyaretleşmeyi, birbirlerini tanımada güçlükler yaşamaktadır.
           Sonuç olarak istesek de istemesek de karşı olsak da olmasak da teknoloji hayatımızın her alanında yerini almıştır. Çağın bu gereğinin faydalarını inkâr etmek mümkün olmadığı gibi, insanlara verdiği zararları da topyekûn göz ardı etmemek gerek. Gelecekte daha eğitimli, daha verimli çalışkan üretken bir nesil yetiştirmek istiyorsak bilimden teknolojiden istifade eden ve kullanmasını bilen bir nesil yetiştirmeliyiz. Fakat her nimetin bir külfetinin olduğunu da unutmamalıyız. Bunun için külfetlere karşı gerekli her türlü tedbiri almalı, çocuklarımızın beynini uyuşturacak, sağlılarını tehdit edecek, sosyal yönlerini zayıflatacak teknolojinin tehlikelerine karşı çocuklarımıza gerekli eğitimi vermeli ve her türlü tedbiri almalıyız.
                                                                                           Ahmet SIRDAŞ
                                                                             Mardin Aile İrşad ve Rehberlik Bürosu
                                                                                           İl koordinatörü

   

Yorum Yaz