matesis
dedas

Kur’ân’a Göre Yahudilerde Ekstrem Duygular - 2 (Seçkin Millet İddiası ve Kibir)

Kur’ân’a Göre Yahudilerde Ekstrem Duygular - 2 (Seçkin Millet İddiası ve Kibir)

Allah’ın kulları içerisinde, kendilerinin seçkin bir millet ve üstün bir ırk olduklarını iddia eden Yahudiler, bu iddialarını kendi Kutsal kitaplarına dayandırmaktadırlar.

Buna göre Firavun ve ordusundan kurtulduktan sonra Mısır’dan çıkıp Sina çölüne geldiklerinde, Hz. Musa onlara, Allah’a itaat etmeleri durumunda bütün uluslar içinde kutsal ve üstün bir millet olacaklarını, aynı zamanda Allah’ın kendine has seçtiği öz halkı olacaklarını haber verdi. (Mısır’dan Çıkış,19/5-6) Bu inanca sahip olan Yahudiler, doğal olarak kendilerini üstün görmekte ve kendilerinden başka diğer milletleri, onlara hizmet etmek için yaratılmış ikinci sınıf insanlar olarak kabul etmektedirler.

Yahudi toplumu söz konusu düşünceden hareketle diğer toplumlara tahakküm etmek ve onları her anlamda kontrol altına almak ister. Aynı zamanda onlar, kendilerini Allah’ın oğulları ve sevgilileri olarak görürler (Maide 5/18). Bu sebeple sözüm ona Allah tarafından kendilerine verilmiş “üstünlük” hakkını ellerinden almak isteyen ya da buna karşı çıkan herkesi, potansiyel birer düşman olarak görürler. Zira arz-ı mev’ûd (Yahudilere vadedilmiş topraklar) arzusuyla yanıp tutuşan şu an ki İsrail başbakanı Netanyahu, Yahudilerin üstünlüğünü kabul etmeyen ve vatanlarını korumaya çalışan Filistinlilerin yok edilmesi gerektiğine dair tahrif edilmiş kutsal kitaplarından alıntı yaparak kamuoyu önünde bir metin okudu (Haberler.com/29.10.2023). Netanyahu’nun sözünü ettiği metin şöyledir: “Şimdi gidin ve Amalek’i vurun. Sahip oldukları her şeyi tamamen yok edin ve onları bağışlamayın. Hem erkeği hem de kadını, bebekleri ve emziren kadınları, öküzleri ve koyunları, develeri ve eşekleri öldürün.”  (Mısır’dan Çıkış 17:14-16; 1. Samuel 15:3).

Bugünkü Filistinlileri, üç bin yıl önce yaşamış Amâlika kavminin yerine koyan bu Siyonist anlayış, şimdiye değin büyük çoğunluğu bebek ve çocuklardan oluşan 13000 küsur masum sivilin ölümüyle sonuçlanan Gazze katliamına dini bir kılıf uydurmanın yanı sıra ülküleri uğrunda vahşette sınır tanımadıklarını açıkça ilan etmiş olmaktadır. Nitekim tam da bu anlayışla son günlerde Gazze’deki hastaneleri ve sivil yerleşke kamplarını aralıksız bombalamakta; bebek, çocuk, yaşlı, kadın ve sağlık görevlisi demeden sayısız masum vatandaşı katletmektedirler.

Peki bu “seçilmiş millet ve üstün ırk düşüncesi” ve onun bir sonucu olarak Yahudilerdeki sınır tanımayan kibir hakkında Kur’ân ne demektedir?..

Mâide sûresi 18. ayette geçtiği üzere “Biz Allah’ın oğulları ve sevgili kullarıyız” diyen Yahudiler, Allah’ın oğlu diye tabir ettikleri Hz. Üzeyir’in soyundan olduklarını, dolayısıyla ayrıcalıklı ve seçkin bir millet olduklarını ifade etmek istemişlerdir. Böylece Allah’a yakınlıklarını beyan etmek suretiyle kendilerinin, Allah’ın oğullarıymış gibi O’na bağlı ve katında değerli olduklarını iddia etmişlerdir. Aynı şekilde Cuma sûresi 6. ayette ifade edildiği üzere kendilerini, Allah’ın dostları olarak niteleyen Yahudiler, günahkâr olsalar da Allah’ın azabının -sayılı birkaç gün hariç- onlara dokunmayacağını iddia etmişlerdir (Bakara 2/80). Onlar, karakter haline getirdikleri bu gibi asılsız düşünceler neticesinde kibre kapılarak kendilerini dünyanın efendileri olarak görmektedirler. Oysaki onlara; “Doğru söylüyorsanız (dost olarak gördüğünüz Allah’a kavuşmak için) ölümü temenni edin.” denilmiş ve kesinlikle ölümü temenni etmeyecekleri bildirilmiştir (Cuma 62/6).

Mâide sûresi 18. ayetin devamında ise söz konusu kuruntularına karşılık “De ki: Öyleyse Allah günahlarınızdan dolayı sizi niçin cezalandırıyor?” buyrulmuştur. Ayette Yahudilere yönelik bahsi geçen azap ahiretin yanı sıra dünyada da söz konusu olabilir. Allah’ın azabının -sayılı birkaç gün hariç- onlara dokunmayacağı şeklindeki iddialarının aksine, bir önceki yazımızda da ifade ettiğimiz gibi onlar, tarih boyunca birçok defa yurtlarından sürülmüş, katliamlara ve azap cinsinden çeşitli eziyetlere mâruz kalmışlardır. Geçmişte maruz kaldıkları soykırım ve katliamları bugün masum Filistin halkına uygulayan Yahudilerin tarihten ibret almadıkları görülmektedir.

Bugünlerde Filistin topraklarını kan gölüne çeviren bu Siyonist anlayışın yaydığı fitne sebebiyle savaşın çok daha büyük coğrafyalara yayılıp durumun, tekrar Yahudilerin aleyhine dönmesi de gayet mümkündür. Tarihin tekerrür etmesini istemeyen sağ duyulu Yahudiler, umarım bu kötü gidişata “Dur.” diyerek gözü dönmüş Netanyahu yönetimini yakın zamanda indirir.

 

 

Yorumlar

Image
Ziyaretçi
11.12.2023 / 13:24

Cümlemizden inşallah

Image
Abdulgani B.
09.12.2023 / 11:25

Allah razı olsun hocam gerçekten çok önemli bir konuya değinmişsiniz.

Yorum Yaz