tatlidede

Kürdistanî Kalem Yolun Açık Olsun

Kürdistanî Kalem Yolun Açık Olsun

Nazım GÜLER’in anısına

 Geçen hafta meslektaşlarımızdan usta kalem Nazım Güler ağabeyimizi kaybettik. Amansız bir hastalığa yakalanan Güler, uzun süredir tedavi oluyordu. Bedeni teslim oldu ancak kalemi hiçbir zaman hiçbir siyasi anlayışa boyun eğmedi.

 Yıllardır gazetecilik yapan Nazım Güler, son yıllarda zengin birikimini deneyimleriyle birleştirerek köşe yazarlığı yapıyordu. Mardinlife, Kızıltepeekspres gibi internet sitelerinde yazıları ile okurlarla buluşan Güler, ortaya attığı fikirlere kendine has bir özgün tarz yaratmıştı. Bu nedenle taraflı-tarafsız bütün okurların beğenisini kazanmıştı. 

Nazım ağabey ile, gazeteci arkadaşımız Halit Solhan’ın fotoğrafçı dükkanında çok defa karşılaştık ve verimli sohbetler ettik; gündeme dair konuları etik kuralları çerçevesinde tartıştık. 

Söz etikten açılmışken, Nazım Ağabey, medeni duruşa ve ahlaki kurallara çok önem verirdi. Bunu çoğu zaman dile de getirirdi. Örneğin sosyal medya sayfasında hakaret veya kışkırtıcı paylaşımların sahibini engeller veya silerdi. Gerçekten bu konuda katı idi. 

Nazım Ağabey, diğer Kürt yurtseverleri gibi 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden nasibini almıştı. Malatya Cezaevinde kalarak nasibi! bedel ödemeye dönüşmüştü. Bunu, vefatından kısa bir süre önce kendisini, gazeteci arkadaşlarımla ziyaret ettiğimizde öğrenmiştim. O ziyaretimizde, Türk sol örgütlerinin militanlarından, Kürt yurtseverlerinden bahsetmişti. ‘Abi bir önerim var size. Niye bunları anı olarak yazmıyorsunuz?’ diyerek yaşadığı zengin birikimin bu anlamda da hem ortaya çıkmasını hem de tarihe not düşmesini amaç edinmiştim.Olumlu yaklaştı naçizane önerime ve ileride olabilir, diye söylenmişti. 

O gün epey sohbet ettik ve sağlık durumunu sorunca kendisini gayet iyi hissettiğini söylemişti. Ancak acımasız hastalığı onu bizden, sevdiklerinden ve dostlarından kopardı, götürdü. 

Oğlunun Hacettepe Üniversitesi Tıp fakültesini kazanmıştı ve bunun onun için bir moral kaynağı olduğu belliydi. Sevinçliydi, gururluydu elbette…ancak hastalığı bunu doyasıya yaşamasını ona çok gördü anlaşılan. 

 Kürdistan Konusunda Tavizsizdi Onunla sohbet edildiğinde hemen Kürdistan hassasyeti ortaya çıkardı. Kürdistan konusunda tutarlı siyasi duruş sergileyen bir özelliğe sahipti. Bu konuda hiç tavizkar değildi. 

Köşe yazılarını Türkçe, Kürtçe yazardı. Köşesinde bölge ve ülke sorunlarını ortaya atan analitik güce sahipti. Toplumu ilgilendiren her konuyu köşesine taşıyacak kadar duyarlıydı. ‘Pêwist e her Kurdek welatparêz be’ (Her Kürt Öncelikle Yurtsever Olmalı) felsefesini yaşam tarzı haline getirmişti. 

Dünyadaki ve Ortadoğu’daki siyasi gelişmeleri yakından takip eden Nazım ağabey, özellikle Kürt sorunu konusunda çok efor sarfediyordu. Bakın bir köşe yazısında şu tespiti ortaya koyarak “Irak Kürdistanı’nın, bağımsızlığa doğru evrildiği ve yakın bir tarihte bu statünün gerçekleşeceği kaçınılmaz bir olgudur. Güney Kürdistan yönetimi, bu kaçınılmaz tarihi evrilmeyi çoktan öngördükleri için, Türkiye ile her türlü ticari, siyasi ilişkilerini ilerletmiş ve Türkiye’deki Kürt sorununun barışçıl çözülmesi yönünde de her türlü çabayı sarf etmektedirler. Müttefik güç olarak Türkiye’yi tercih etmek istedikleri barizdir. Bu da Türkiye’nin geleceği açısından bir şanstır. 

Irak Kürdistanı, bağımsızlığını ilan etmek zorunda kalırsa, en büyük dayanağı Türkiye olacak ve onları ilk tanıyan ülke de Türkiye olmalıdır. Federal Irak Maliki yönetimi, İran’ın bölgede izlediği politika ve Suriye’deki gelişmeler, bu mutlak gelişmeyi dayatarak, Kürtleri, bağımsızlıklarını ilan etmeğe sürüklemekte ve adeta onları buna mahkûm etmektedir.” biçiminde süreçle ne kadar alakadar olduğunu ortaya koyuyordu. 

Umarım onun bu öngörülerinden Kürt gençliği istifade edecektir.

 Nazım Ağabey’in doğduğu günde vefat etmesi bizim dikkatimizi çeken başka bir nokta oldu.

 Nazım Ağabey’i hep rahmetle anacağız. Mekanın cennet olsun. Yolun cennet ve hep düşlediğin Kürdistan olsun özgür kalem.

Yorum Yaz