matesis
dedas

MARDİN 'NİN EĞİTİMİ ÜZERİNE (1) VEKİL YÖNETİCİLİK

MARDİN 'NİN EĞİTİMİ ÜZERİNE (1)  VEKİL YÖNETİCİLİK

         Son 8–9 yıldır, tüm Türkiye de olduğu gibi bölgemizde de eğitim sistemi içindeki yöneticilerin yöneticiliği; vekil-vekâlet ve geçici görevlendirme sistemliği içinde çözülmeye çalışılmıştır.

          Bu sistemde; tekrarlanması gereken bir uygulama olarak da kabul edilmiş gibi görünmektedir. Bu nedenle de var olan yöneticilerin yetişmişliğine ve çalışmalarına da güven duyulmamıştır.

          Bunun için; Bakanlık üst yöneticilerinden, ilçe şube müdürlerine kadar, okul müdürlerinden, okul müdür yardımcılıklarına kadar, vekil - vekâlet döngüsü içinde, istediği yöneticiyi istediği zamanda almak ve yenilerini de görevlendirmek için, uygun ortamı oluşturmak istenmektedir. Keza Eğitim camiasında hiç duyulmamış olan, müdür başyardımcılığı kadrolarının bile, vekâlet ve vekilliği oluşmuştur.’filan okulun, müdür başyardımcısı vekili’ gibi bir kavram ile ilk defa bu yıllarda tanışmışız. ki bu kavram; eğitim sözlüğümüze hem yeni girmiş ve hem de sözlüğü daha bir zengin hale getirmiştir.(!!)

 

 ***

         Vekâlet-vekillilik ve geçici görevlendirilmeler; ancak geçici bir durumun çözümü olabilir. Her an görev süresinin uzatılıp uzatılmayacağı, görev sürelerinin bitmesine ramak kala, tüm enerji ve çalışma temposunu, sürenin uzatılmasına harcayan, gelecek iktidarların onu aynı görevde bırakıp bırakmayacağı, değişen mülki amirlerin gazaplarına uğrayıp uğramayacaklarının endişesi ve hesabı içinde olan birilerin, etrafa ve bulunduğu kadroya vereceği yetkin bir yönetimin, duruş zayıflığı kaçınılmaz olacaktır.

          Belli bir eğitim sistemi oturmuş, her kesim için eğitimin birinci öncelik olduğu, tüm kurum ve kuruluşların görevlerini tam olarak yerine getirdiği, sağlık ve belediyecilik hizmetlerinin normal seyrinde devam edildiği illerde ki, eğitim yöneticiliklerinin asil veya vekâleten atanması çokta fazla fark oluşturmaz ve sistemi de etkilemeyecektir. Fakat genelde tüm Türkiye de, özelde de yaşadığımız bölgede uygulanan bu sistem; veli bilincinin az, velilerin okula katkıların düşük olduğu, eğitim alma ve önemseme endişesi taşımayanların fazlalılığı, yılların oluşturduğu birikmiş eğitim sorunları içinde boğulan illerde ki insanların ve öğrencilerin üzerindeki yan etki, çok fazla hissedilir olacaktır.

***

            Bir ildeki Mülki amirlerin; alt birimlerindeki, kurum müdür ve müdür yardımcıları ile şube müdürlerin sürekli değişmesi veya geçici olma psikolojinde olmaları, bir Milli Eğitim Müdürün, emri altındaki müdür ve şube müdürlerin sürekli değişmesi ve değişme psikolojisini taşımaları, tam işi öğrenmiş iken değiştirilmesi, yeni görevlendirilenlerin iş verimsizliği, şube ve müdür yardımcılıkların emri altındaki okul müdürlerin geçici veya vekâlet olarak görevlendirilmesi ile oluşan heyecansızlık ve motive eksikliği, bir okul müdürü emri altındaki okul müdür yardımcılığı vekilliğinin oluşturduğu, uzun vadede iş ve düzen planlamaması gibi birçok etkenden ötürü; sistemin sürekli uygulanabilirliğinin olmamasının açık delilidir.

         Mardin ilimiz gibi; ayağı yere sağlam basmayan bir eğitim sistemine sahip illerde, geçici görevlendirme, vekil veya vekâletten atamaların çok fazla uygulanması halinde; sistemi tümden tıkar ve işlenemez hale getirir. Hele bu uygulamaların liyakat, yapabilirlik, deneyim ve hak etme kriterleri aramadan; layık olmayanı atama, başkasının adamı veya filancının ailesinden olma şartına bağlı olarak yapılıyorsa, sistemi tümden çökertir. İşlemez bir hal alır.

            Bu vebal ve günahın sorumluluğundan da herkes nasibini alır.

          Çevremizdeki kurum - kuruluş ve okulların başındaki asil ve kadrolu yöneticilerinin, işlerini planlı, disiplinli ve sürekliliğe dayandırılmış bir başarı sistemi içinde götürmektedirler. Okul ve kurumlarını bir kurumsal kimliğe büründürmüş, her kesin yapacağı iş ve işlemlerin önceden belli ve hazır olduğu görülmüştür. Kurumunu düzenli,  çevresi ile bütünleştiren, tanınan, tanıtan, işlerin düzgün yapıldığına şahit olunan bir kuruma dönüştürmüştür.

***

            Milli Eğitim Bakanlığı, geçici görevlendirme yönetmenliğindeki, görevlendirme esasları ve uygulamaların nasıl olacağını, değişik tarihlerde bakanlığın yayınladığı genelge ve bilgilendirme yazılarında, yöneticiliği boş olan okul ve kurumlarda vekillik ve vekâlet etme usul ve esasların nasıl yapılacağı, Bakanlar kurulunda çıkarılan ek ders ücret esaslarında; vekâlet ve asil atamaların arasındaki yönetsel farkları ile ücretlendirilmelerin nasıl olacağı açıkça göstermiştir. Bu tür uygulamaların defalarca mahkemelere gidilip te düzeltilmesine rağmen; başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, mülkü amirler ve il Milli Eğitim Müdürlüklerinin yanlış uygulamaları halen devam etmiştir.

          2003 ten beri asil yöneticilerin atanmaması, değişik ay ve yıllarda yapılan atamaların yargı tarafından yürürlüğünün durdurulması, çıkarılan genelge ve yönetmenliklerin ya tamamen veya kısmen Danıştay tarafından iptal edilmesi, Bakanlığında; inatlaşarak yönetmenliği komple değiştirmesi yâda yeniden iptal edilmesi için daha fazla öznellik katarak yeni den oluşturulup yargının müdahale alanlarına bırakılması neticesinde, sürekli davalık durumuna getirilmiştir.

           2009 yılı Ekim ve Kasım aylarında, yapılan yöneticilik sınavlarının da mahkemelere götürülmesi,5 yılını bitiren asil kadrolu okul müdürlerin mahkeme kapılarını tekrardan çalma beklentisinin verdiği endişeler, hele bazı münhalların açılıp - açılmama tartışmaların yapılması; bu sürüncemelerin bir süre daha devam edeceğine işaret etmektedir.

           İl ve ilçelerimizin tüm birim ve kademelerindeki yöneticiliklerin norm kadrolarını boş olması ve yerlerine geçici görevlendirme yöntemi ile yönetici atamaların devam etmesi halinde, bundan en fazla etkilenecek iller arasında yer alacağımız aşikârdır.

***

            Ve son olarak Aytaç AÇIKALIN’nın  vekilin vekili olmak’  makalesinden bir paragrafı sizlerle paylaşmak istiyorum.

             ‘ Bu uygulama meslek etiğini zedeleyecek boyutlarda, çalışan yöneticilerin onurlarını aşındıracak düzeyde kullanılmaktadır. Eşdeğer yönetim kademeleri arasında  asaletten ve vekâleten atananların’ birbirilerine bakış açısı ile yorumları, eğitim yönetimindeki soğumayı, yılgınlığı, güvensizliği, hantallığı, tetikler konuma geldiğinin ifadesidir. Hayal niteliğinde de olsa “ bir gün düşünüyorum: Vekâleten yönetim görevi teklif edilenler, Bunu, bir mesleki onurlarını kırıcı bir teklif, insani boyutlarına yönelik bir saldırı, mesleği yozlaşmaya götüren bir uygulama olarak yorumlayıp reddetsinler. Hayal etmek herkesin hakkı, benim de tabiî ki, İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar.’

             Gelin sizde hayal ediniz. Ne olur ki…

Yorum Yaz