matesis
dedas

MARDİN 'NİN EĞİTİMİ ÜZERİNE (2) Aday Öğretmenler

MARDİN 'NİN EĞİTİMİ ÜZERİNE (2) Aday Öğretmenler

Hepimiz biliyoruz ki eğitim den bahsettiğimiz zaman, insan eğitimi söz konusu edilmektedir. Bu nedenle eğitimi, İnsanlaştırma ve insanileştirme süreci olarak algılamalıyız. Elbette bu sürece etki eden çok değişik faktörler vardır. Bunlar: öğretmen, sistem, materyal, fiziki imkânlar, çevre, aile ve eğitim yönetimi gibi değişik etkenler olarak sıralanabilir. Şüphesiz bunların en değerlisi ve en önemlisini belirlemeye kalkarsak; öğretmenlik işi ve uğraşını en üst sıraya koymamız ve en fazla ehemmiyet vermemiz gerektiğini görürüz.

          Son yıllarda ilimizdeki okulların eğitim materyallerinin temin edilmesi, dershane ve öğretmen açığının aza indirilmesi, bilişim teknolojisi sınıflarının kullanıma açılması gibi önemli adımların atılmasına rağmen, son 10–15 yılın ortalamasını bir türlü yakalayamıyoruz.

          Şüphesiz bunun etkenleri birden fazladır. Ama bunların en önemlisi ise öğretmen ve öğretmenlik mesleğinin tam olarak icra edilememesidir. Bu mesleğin yetişme süreçleri ve yeterlikleri, mesleğin ilk yıllarının imkânsızlıklar içinde geçirilmesi, meslek içinde iken yeterli eğitimin verilmemesi gibi değişik etkenler öğretmenlik mesleğinin tam olarak yerine getirilmesine imkân verememektedir.

          Ülkemizdeki öğretmenlerin çoğu mesleklerinin ilk yıllarını, ilk deneyimlerini, ilk hata ve kusurlarını bölgenin konumu ve sosyo - ekonomik durumu nedeniyle yaşadığımız coğrafyada geçirmektedirler. Ne yazık ki Mardin ilimiz aday öğretmenlerin çok fazla atandığı, yine öğretmen sirkülâsyonun çok olduğu yerlerin en başında yer almaktadır.

          İlimize yeni atanan aday öğretmenlerin mesleğe başlamadan ve meslek içinde; Milli eğitim bakanlığı aday öğretmenleri yetiştirme yönetmenliği çerçevesinde, içindeki süre ve konulara da bağlı kalarak, yörenin sosyo - ekonomik, kültürel, yaşam düzeyleri, okulların durumları, sistemin içindeki yönetici ve öğretmenlerin genel özelliklerini de dikkate alarak ekstra bir eğitimden geçmesi gerektiğini düşünmekteyim.

          Aday Öğretmenlerimiz lisans öğrenimleri süresince tiyatro ve sinemaya gitme etkinlikleri, gezme, dolaşma turlarına, şehirlerin her türlü sosyal ve kültürel etkinlik ve faaliyetlerine aşina olduklarından, atandıkları okulların sosyal çevresi, öğrenim, gördükleri zamanın mekânlarına benzemediğinden, bir alışma – bocalama devri geçirmektedirler. Buda mesleklerine ve öğrencilerine zarar vermektedir. Bu devri aşamadıkları zamanda, atandığı yerden türlü nedenler oluşturarak, çok değişik yollarla, ya yerini değiştirmekte ya da bir yolunu bulup çok daha güzel mekânların okullarına gelebiliyorlar. Tabi bu durum çok fazla tekrarlandığında da, hem öğrenciler, hem veliler, hem de yer değiştiremeyen diğer öğretmenleri de olumsuz yönde etkilemektedir.

        O halde Öğretmenlere adaylık eğitimleri verilirken; uzun süre bölgede kalan, yöreyi sosyal ve kültürel yönden tanıyan, tecrübe sahibi ilköğretim müfettişlerinden faydalanmak gerekir. Verilecek eğitimler; ilin 4–6 yaş grubu çocukların yaşadığı çevreyi, Anne – baba eğitimleri, yörenin kültürel, sosyal ve hatta din olgusunu da ön planda tutarak uyum sağlama ve bilinçlendirme -  insana yaklaşma ve iletişime geçme eğitimleri şeklinde olmalıdır. Örneğin: köyde kalan öğretmen köyün; düğün, taziye, bayramlaşma törenlerine katılması, şehirde öğretmenlik yapan ise aile ziyaretlerine, velilerle yapılacak etkinliklere ve öğrenci rehberliğine önem vermelidir.

       Ayrıca il de ana sınıf öğretmenleri ile 1. sınıfı okutacak tüm öğretmenlerin tecrübeli uzman öğretmenler ve ilköğretim müfettişlerinden, örnek etkinlikler, uygulamalı eğitimler almalıdırlar.

        Birleştirilmiş eğitim uygulamasının fazla olduğu yöremizde genç ve aday öğretmenlere birleştirilmiş eğitimin tüm detay ve inceliklerini, tecrübeli öğretmen ve ilköğretim müfettişleri tarafından özel olarak verilmeli, eğitmeli ve rehberlik edilmelidir. Bu eğitim ve rehberlikler ise yılda 1–2 saat biçiminde olmamalıdır. Toplu, planlı-hazırlıklı bir şekilde, tüm köy öğretmenlerine verilmelidir.  Bu rehberlik ve eğitimin başında Türkçe okuma yazma ve anlama çalışmaları ön planda tutulmalıdır. Ayrıca tecrübeli okul müdür ve öğretmenleri tarafından örnek olaylar ve yaşanmış gerçek vakalar üzerinden bir okul yönetimi, mesai arkadaşları ile işbirliği ve birilikte çalışma ile ilgili seminer ve kurs verilmelidir.

        İlimize yeni gelen aday öğretmenlerimizin bir an önce nasıl bu ilden tayinimi alıp giderim, bir an önce atandığım ilçeden, belde den, köyden nasıl geçici görevlendirme yapıp, çok daha güzel okula veya il merkezine gelirim gibi kanaatlere sahip olmaması için; idealist olma, bulunduğu okulu ve sınıfı en yüksek yere getirme, görev bilinci taşıma, meslek aşk ve heyecanı kaybetmeme ile ilgili alışkanlıkları ortaya çıkaracak yanlış uygulamalardan, benzeri emsal örneklerden, tüm mülki amir ve kurum müdürlerinin kaçınması gerektiğini düşünmekteyim.

         Açık söylemek gerekirse ilçede, beldede veya köyde görev yapan bazı öğretmenlerin değişik yollardan ilin mülki amirlerince 3–4 ay görev yapmadan, il veya ilçe merkezine geçici görevlendirmeler yapılmaktadır. Şimdi geride kalan öğretmenlerin aşk ve heyecanlarını bir düşünün, eğitimi yarıda bırakılan öğrenci ve okul yönetiminin düştüğü durumu anlayın, yeni başlayacağı yere de kendisine geçici görevli olarak bakma psikolojisini tahlil edin. Nerden bakarsanız bakın; doğru bir uygulama olmadığını göreceksiniz.

        Bu itibarla aday öğretmenlerin bulundukları yerde kalmaları ve sürelerini makul olarak tamamlamaları, adaylık eğitimlerinin yanında ilin folklorik durumlarını da göz önünde tutarak kalıcı bir eğitimden geçmesi, aday öğretmenlerin il içinde yerlerinin değiştirilmesinde çok esnek davranılmaması gerektiği bilinmelidir.

      

      

Yorum Yaz