matesis
dedas

Mardin’in Asırlık Çınarı: Münir Kilimci

Mardin’in Asırlık Çınarı: Münir Kilimci

“İnsanlık dostuyum, Mardin sevdalısıyım” diyor, Münir Kilimci. Gerçekten de bizi karşılarken gösterdiği yakınlıkla, kullandığı içten sözler ve ortaya koyduğu davranışlarla Münir Ağabey insanlığa dost, Mardin’e sevdalı bir şahsiyet olduğunu fazlasıyla gösterdi.

 

Mardin yerel basını ile ilgili özel bir araştırma yapmak üzere gazeteci dostum Semih Hocaoğlu ve Murat Avuk’un önerileri ve destekleri ile güzel insan Münir Kilimci ile irtibata geçtim. Telefonla görüşme fırsatım oldu; yapmak istediklerimle ilgili kısaca bilgi verdikten sonar randevu talebinde bulundum.

 

Münir Ağabey, 1964 yılından beri İstanbul’da oturuyor. Bana görüşme için 19 Haziran tarihini önerdi, ben de heyecanla ve memnuniyetle kabul ettim. Telefonda gösterdiği yakınlık beni bir hayli heyecenlandırdı. Bu değerli insanla tanışmak için sabırsızlanıyordum. On üç gün önce aldığım randevu tarihi bir türlü yaklaşmıyordu!

 

18 Haziran’da kameraman arkadaşım İdris Yusufoğlu ile İstanbul’a uçtuk. Bu güzel ve tarihi görüşmeyi kaydetmemek olur mu? Olmaz tabii ki… İstanbul Üniversitesi Radyo-Sinema ve Televizyon programında yüksek lisans öğrenimi gören yeğenim Mahsum Ece de bu görüşmede bana eşlik etti.

 

Münir Ağabey ile ofisinin bulunduğu Ambarlı Beysan Sanayi Sitesi Resim Ofset’de görüşmemizi gerçekleştirdik. Kendisinin içten davranışı ve konukseverliği, beni bir hayli rahatlattı.

 

Bu görüşmeyi yapmaktaki amacım, bir asra varan yaşı ile Mardin için kültürel bir bellek ve tarihi bir değer taşıyan Münir Kilimci’nin tanıklığı ile bir yönüyle Mardin’in siyasal, kültürel ve sosyal tarihine ışık tutmaktı.

 

Ben sordukça Münir Ağabey anlatmaya başladı. Anlattıklarını anılarıyla desteklemeye çalıştı. Onu dinledikçe hem Mardin’in geçmişine gidiyoruz hem de Mardin hakkında bildiklerimizin çok kısıtlı olduğu hissine kapılıyoruz.

 

Resmi kayıtlara göre 1932 -kendisine göre 1929- doğumlu olan Münir Kilimci, tek partili yaşamdan çok partili demokratik düzene geçişe de 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbe dönemlerine de tanıklık etmiştir. Buradan bakıldığında, Münir Kilimci’nin hem politikacı hem de gazeteci olarak birçok badirelerden geçtiğini görüyoruz.

 

Gazetecilik ve politika hayatında onlarca siyasetçiyle, toplumda önde gelen şahsiyetlerle beraber memleketine hizmet etmiş ve etmeye devam eden bir asırlık çınardır Mardin için. “1964 yılında taşındım İstanbul’a; ancak hemen hemen her yıl Mardin’e gitmişimdir. Ben, Mardin sevdalısıyım.” diyor Münir Kilimci. Mardin’e olan sevdasını MAREV ve MARSEV ile taçlandırmış Kilimci, bu kurumların kuruculuğunda da rol almış bir şahsiyet.

 

Anlatılarıyla, anılarıyla Mardin’e dair birçok ayrıntıyı benimle paylaştı Münir Ağabey. Onun anlattıklarını kayda aldığım için, bu gece rahat bir uyku geçireceğimi içtenlikle söyleyebilirim.

 

İstanbul’da da matbaacılık yapan Kilimci’nin, gölgede olup bitenlerle ilgili, Mardin’e dair birtakım kaygılar taşıdığını gördük. Kilimci, siyaset dilinin çok sert olduğunu ve bu dili yumuşatma yollarının bulunması gerektiğinin altını çizdi. Bir anısında, Demokrat Parti döneminde, gazeteci Ahmet Emin Yalman’ın yazdığı köşe yazıları sayesinde dönemin cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün, siyasi parti başkanları ile yaptığı görüşmenin ardından ortamın yumuşadığını hatırlattı ve şimdi de cumhurbaşkanının böyle bir ortamı yaratabileceğini belirtti.

 

Mardin’in tarihini, yerel basın tarihini hafızasında taşıyan Münir Kilimci ile benim tanışmama vesile olan ya da katkı yapan dostlarıma çok teşekkür ediyorum. En büyük teşekkür ise Münir Ağabey’e. Bana, kaygı duymadan açıklamalarda bulunduğu için kendilerine teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.

 

Dilerim Münir Ağabey’in anlatıkları, Mardin’in tarihine farklı bir ışık tutacaktır. Saygılarımla…

 

Yorumlar

Image
Öğretmen Fevzi
23.06.2016 / 10:18

Sayın Çobanoğlu yaklaşık iki yıldır üniversitenin sorunları, akademisyenlere baskı ve işten çıkarmalar, Mardin ve ilçelerinin kentsel sorunları, çevre, tarih, sit alanları, kültür gibi sorunlara yer ayırmıyorsunuz. Eskiden bu tür sorunların üzerine giderdiniz. Korkulan bir gazeteciydiniz. Yazılarınızı ben mi kaçırıyorum yoksa siz durgunluk döneminemi geçtiniz? Cesur haberlerinizi Mardin özlüyor.

Yorum Yaz