matesis
dedas

Mardin'in havası serttir insanı merttir ama biraz da cömert olmalı...

Mardin'in havası serttir insanı merttir ama biraz da cömert olmalı...

Dille kolay tam 7 bin yıllık geçmiş tarihi ve 32 medeniyete ev sahipliği yapmak. Böylesine bir kültür zenginliğini ancak Türkiye’de bulmanız mümkündür. Sözü kentimizin tanıtımına getirmek istiyorum.

Tanıtımdan önce çok eksiğimizin olduğunu da biliyorum. Ama biz nedense hep devletin desteği ile tanıtım açımızı genişletmek ve ufkumuzu açmanın çabası içindeyiz. Oysa Sivil Toplum Örgütleri (STK) ne güne duruyor. Bu tarihi kentte kaç tane dernek var! Bu dernekler neden kentin tanıtımına katkı sunmaz, sunanı varsa da gözle görülür faaliyetleri pek basına yansımaz. Ancak, bir toplumsal olayda mı, ortaya çıkı verir? Bu da olmalıdır ama yetersizdir. Mardin’in tanıtımı için tüm Sivil Toplum Örgütleri (STK), kültürel etkinliklerle de çıkış yapmalı ve Mardin’in o güzelim örf ve adetlerini zenginliklerini sadece Türkiye’deki kamuoyu ile sınırlı değil tüm dünyaya tanıtmalıdır.

Sivil Toplum Örgütleri destek vermelidir

Dillerin ve farklı inançların asırlardır bir birleri ile kardeşçe yaşadığı bu kenti hak ettiği konuma taşımada destek sağlamalıdır. Buna da sadece devletin desteği ile değil, tüm kesimleri ile kenetlenerek yapmalıdır. İşte o zaman gelişimden, gelişmekten ve dünya şehri olmaktan daha çok söz edebiliriz. Mardin’i Mardin yapan ve yapacak olan içinde barındırdığı zengin kültürel varlıkları, yaşam tarzı, misafirperverliği, hoşgörüsü, Mimarisi ve iklimidir. STK’lılar da bu tanıtım ayağında birer tuğla taşı olmalıdır. Mardin bir kıyı şeridi veya metropol kenti de değildir. Mardin öz değerleri ile dünyanın önde gelen İnanç ve kültür turizmin merkezilerinden biridir. Bu bakış açısı ile ufkunu açmalı ve amacına emin adımlarla aşmalıdır.

Hedefimiz dünya kültür mirası ise

Madem hedefimiz UNESCO’nun dünya kültür mirasıdır. 2014 yılına da bu hedefe tüm kesimlerin katkılarını da sağlayarak, daha çok görsellikte katarak tanıtıma büyük çaba göstermemiz gerekiyor.

Bakım ve onarımlarını yaptığımız mimari alanları boş bırakmayalım. Bunların özündeki kültür mirasımızı yeniden canlandıralım. Ramazan ayına sayılı günler kaldı. Ata yadigârı tarihi mekânlardan daha çok Allah, Peygamberlerin ve ecdatlarımızın isimlerini zikredecek etkinliklere katkı sağlayalım. Bunun yanında elbet ki sazımız sözümüz, manimiz, yöresel soframız, damak tadı oldukça lezzetli mi lezzetli yemeklerimiz, folklorumuz, mahalli ses sanatçılarımız da yer alacaktır. Uzun sözün kısası bir elin nesi, iki elin ve on parmağın da çok sesi olur. Bu parmakların dalları devlettir. Dallar daha çok dar budaklanınca ve serilip serpiştikçe meyvesi ve lezzeti de bir başka olmaz mı?.

Bizim yapamadığımızı İzmir’deki Mardinliler yaptı

Pazar günü (17 Temmuz 2011) Ege’nin incisi İzmir Kanal 35 TV’de bir Mardinliler gecesi izledim ve adeta gıpta ettim. Bir saatten daha çok Mardin ve Mardinlilerin tanıtımına imkân verilmiş. Bu kanal Mardinlilerin engin hoşgörüsünü, kardeşliği ve farklılıklarını dizelere dökmüş. Gecede sadece Mardinliler yok. Türkiye’nin tüm kesimlerinden insanlarımız davet edilmiş. Ön yargılar ve tabular bu etkinlikle bir kez daha tarihin tozlu sayfalarındaki raflara kaldırılmıştır. Birliğe, dirliğe bugün daha çok ihtiyaç duyulduğu, çok hassas bir süreçten geçtiğimiz bir dönemde, bu tür tanıtım etkinlikleri, Türk insanının özünü de yeniden pekiştirilip kaynaşmasın da ortam sağlanmıştır. Buna katkısı olan İzmir’deki tüm Mardinli hemşerilerimi candan kutluyorum. Ayrıca Ege’nin incisi İzmir’in şirin Televizyon kanalı, Kanal 35 Tv'ye de teşekkür ediyorum. Mardin Mardin olalı ancak bu kadar tanıtılmıştır.

Bu cennet vatanda, taş üstüne taş koyandan Allah razı olsun. Bir zamanlar birkaç küçük otel sahibi iken, bugün 3–5 ve hatta 7 yıldızlı otellerimizin varlığından gıpta ile artık söz edebiliyoruz. Bu otellerimizde birer tanıtım elçileridir. Onların da tanıtıma gerekli katkıları sağlamalarından kaygım yoktur. Lakin insanların gelip ziyaret ettiği 7 bin yıllık tarihi kentte, denize girecek halleri yok! Ama kafasını dinlendireceği ortamda da inanç ve kültür turizmin farklılıklarını yaşamalıdır. Bunu da işletmeci ruhu ile gelen yerli ve yabancı turistlere yansıtmanın yolu, zengin kültürel etkinlikler olmalı değil midir?

Kurtuluş Reçetemiz turizmdir

Mademki turizm kentiyiz, bunu devlet millet dayanışması ile ayakta tutmalıyız. Turizm Mardin’in tek kurtuluş reçetesidir. Hastayı ayağa kaldırmak ise STK’lıların ortaya koyacağı katkı ile kurtuluş reçetesidir. Aksi ise, taşıma suyu ile değirmen döndürme çabası olmaz mı?.

Havamız gerçekten de serttir, insanımız da çok merttir. Ama bu yetmez biraz da cömert olmak lazım değimlidir! Artan oteller de artık bir çatı altında toplanmalı ve dernekleşmelidir. Türkiye Turizm Seyahat Acenteleri Birliği gibi bir birlik veya dernek kurmalıdırlar. Hem hizmete daha çok kalite, hem de fiyatta da istikrar ortamı sağlanmalıdır. Aksi ise, ha bugün bağ, yarında çırılçıplak bir dağdan farksız kalmaz mı? .

Sanata ve Sanatçıya verdiğimiz değer bu mu?

Şunu da yazmadan yazıma son vermek istemiyorum. Mardin eski Valilerimizden Mustafa Temel Koçaklar, Mardin’in mahalli sanatçılarını bir dönem toplayıp bir çatı altına aldı. Bir başka Valimiz ise çıtayı biraz daha yükseltti. Ama biride bir kurum çatısı altında olan mahalli sanatçılarımızı birilerinin iftiraları ve ön yargılı eleştirileri ile bir başka kuruma gitmelerini zorladı. Olan Mardin’e ve tanıtımına vurulan bir darbe oldu. Bugün Urfa yerel sanatçıları, sıra geceleri ile tarihi kentlerine kattığı değerle paha biçilmez kültür elçileri olmuştur. Bizim ise niyetimiz bağdaki üzümü toplamak değil, dağıtmak ve üstüne de bağcıyı dövmek değil de nedir? Sanata ve sanatçıya verdiğimiz önemin bu kadar zalimce olmaması gerektiğine inanıyorum ve gelin bu sanatçılarımıza ve kültürümüze sahip çıkalım. Bizi biz yapan sanatımız, sanatçımız ve kültürel değerlerimiz değil de nedir? Yazık ama gerçekten de çok yazık. Mardin’de sanatçı kalmadı da Urfa’dan sanatçı getirenler ve buna ön ayak olup da sanatçılarımızın göz ardı edilmelerine fırsat verenler utansın?   

Kalın sağlıcakla…

Yorumlar

Image
Kadir
18.07.2011 / 21:07

İmaj ve reklamımız bazen bizi aşıyor. Üniversitemiz gibi.Yapılan haberlerde sanırsın dünyanın sayılı üniversitesi. YÖK ve bağımsız 3 ayrı kuruluşun yaptığı araştırmalarda üniversiteler arasında en son sırada maalesef yine artuklu Üniversitesi oldu. Akademik araştırmalarda, bilimsellikte, yönetimde Sosyal Bilimlerde velhasılı kelam her konuda sıfır puan alan ve en sonda yer alan Mardin Artuklu üniversitesi. Ve bunu sormak sorgulamak durumunda olan sizlersiniz. yani aydınlar,siyasiler, STK'lar dır. Mardin'in bunları haketmediğini bilmeleri lazım birilerinin. En sonda yer almayı nasıl hazmedebiliyorlar ve bunun düzeltilmesine dönük hiçbir çaba içine girmiyorlar. 1. sene sondan üçüncü, 2.sene sondan ikinci ve bu sene sondan birinci.

Image
şaban
18.07.2011 / 19:55

peki kentin tanıtımı ile gelen turist sayısının artış oranı ve şehrimizin güzelim kültürünün kaybolması,ahlaki yozlaşmanın tavan yapması arasında hiç bir ilinti yokmu. turizim gelişecek ekonomi düzelecek! diye özkültürümüzü kaybetmeye bu denli ahlaksızlaşmaya değermi?1. cadde istiklal caddesine döndü gece çoluk çocuk yürünmez hale geldi ....düşünün lütfen 10-15 yıl sonra dövünmektense şimdi tedbir almak gerekmez mi. övündüğümüz kültürel değerlerimiz kayıbolmuyormu. yazık bence. lütfen düşünelim ....

Image
tema
18.07.2011 / 14:55

Mardinin en güzel mekanlarını başka ilden gelen insanlara verirseniz surur hanında urfa sıra geceleriniz izlersiniz.. mardinin el emeğini öldürürseniz şahmeranı mardin ürünü zannnedersiniz. kültürel mirasları üniversiteye devrederseniz kendi memleketinizde eski postaneye 2 lira ödersiniz.Stk ları kap önüne koyarsanız onlardan hizmet bekleyemezsiniz. Sadece eski belediye başkanının inşaatı diye otele ceza keser diğer inşaaatları görmezden gelirseniz mardini bozarsınız.. mardinin kültürünü hac abde gibi şarkılara sığdırırsanız o kültür gelişmez.. mardinin üniversitesi mardinin kültürüne araştırma yapmıyorsa urfadan gelenlerin çiğköftelerine mecbur kalırsınız..mardinin işadamlarına hırsız derseniz kaçırırsnız.. Eşsiz bir dünya kentini bilinçsizce yönetirseniz sonuç böyle olur. Mardinde taşa yatırım yapıldığı kadar kültürede yaoılmalı.. yoksa kovboy şapkalı çok turist görürüz !! Mardin sahipsiz değildir. Mardinin sahibi mardinlidir.

Yorum Yaz