matesis
dedas

Mardin'in Sesine Kulak Verelim

Mardin'in Sesine Kulak Verelim

Mardin, gezip gören insanların hayranlıklarını anlatmakta zorlandıkları ve kelimeleri kullanırken seçici olmaya dikkat ettikleri, adına şiirler, şarkılar yazılan, şanlı ve şerefli hikayelerii olan, tepeden tırnağa her taşının, her karışının, her sokağının ve abbarasının dile geldiği nadir bulunan değerlerden bir tanesidir.

           Mimari yapısındaki incelikleri sayesinde yüzlerce yıl sonra bile dimdik ayakta kaldığı, yaz aylarında farklı kış aylarında farklı esintilerin oluştuğu sıradışı evlerin bulunduğu,  cami ve kiliselerin seslerini hiçbir baskı unsuru olmadan, karşılıklı saygı ve sevgi çerçevesinde duyurabildikleri, din, dil, ırk, örf ve adetlerin tek bir bütünde birleştiği, bütün ihtişamıyla Mardin'nin güzelliğine ayrı bir katkıyı sunabilen ve tepeden bakıldığında sarı, yeşil, kahverenginin bir aradaki ahengini görebildiğimiz deniz ovası Mezopotamya'sıyla Mardin, tarihin tekerrür etmeye mecbur kaldığı bir abide konumundadır.

           Mardin lütfedilen bu iltifatları gerçekten hak edecek değerlere sahip bir memlekttir. Ayrıca bu memleketin oluşumunda geçmişte ve yakın zamanda emeği geçen her Mardin insanı da büyük övgülere layıktır. Çünkü her evin, her sokağın, her çeşmenin yapılış sebebinde farklı bir anı, farklı bir hikaye vuku bulmuştur.

           Bu sebeplerden dolayı hemen hemen her Mardinlinin birer hatırası, acı tatlı anısı bulunuyor. Bundan dolayı Mardinli'nin duyguları, hassasiyetleri olabildiğince incedir.

            Mardinliye Özveri

          UNESCO tarafından Dünya miras listesine aday olan Mardin'nin yeniden yapılanması konusunda Mardin'liye biraz daha saygı duymamız gerekir.

           Mardin'in güzelleşmesi, kalkınması bizler için tabii ki onur verici bir durumdur.

          Ama bunu Mardinliyi apartman dairelerine sokarak yaptığın zaman çelişki içine girmiş olmuyor musun?

        Mardin'in inşası Mardinlinin yaşam alanı olması içindir.  Mardinliyi kendi yaşam alanı çerçevesinde yaşattırdığın sürece Mardin işte o zaman asıl çehresini koruyor olacaktır.

         Yıllarca yaşadığımız o taş evleri terketmek kolay karşılanmasın. O evlerdeki alışkanlıkları, rahatlığı, serinliği beton ortamlarda bulmamız mümkün değil.

          Şuan Mardin'e yepyeni bir şehirleşme olgusu kazandırılmaya çalışılıyor. Restorasyonlarla, yeni sokaklarla , yeni kaldırımlarla, caddelerle Mardin'in yaşam alanını modern bir seviyeye getirmek için çabalar devam ediyor. Peki kimin için ?

            Turizm için mi? Mardinli için mi? Her ikisi içinde mi?

          Bence her ikisiden ziyade turizm daha ağır basıyor. Çünkü modern şehir, yapılaşma sürecinin verdiği o belirli aralıklarda insanları yalnızlığa sürüklüyor. Bunu apartman dairelerinde yaşayan insanların komşuluk ilişkilerindeki soğukluktan anlayabiliriz.

         Modern kentlerdeki komşuluk ilişkilerinin düzensiz olduğu ortamlardan bireyselcilik, kazanma hırsı,  aşırı rekabet, kıskançlık, bencillik gibi karakterlerin meydana çıkmasına sebeb olur. Koca koca binaların, merkezlerin oluşturulması karamsarlığın yanında insanın kendisini zayıf hissetmesinin temel sebebidir.

        Açık Hava Restorantları

        Dünya genelinin büyük bölümünün bu yola doğru sürüklenmesinden, Mardin' de kendi payını alma yolunda ilerleyen şehirlerdendir, diyebiliriz.

        Çünkü Mardin yapılaşma sürecini kat etmeye çalışırken merkez odaklı halkı bir şekilde bertaraf etmeye, umursamamaya doğru giden bir çizgide ilerlemektedir.

       Açılan restorantlar ile özellikle açık havalı lokantalarda ve Mardin manzaraları teras katlarda sunulan hizmet, kesinlikle Mardin halkının gelenek ve göreneklerine aykırı bir şekilde verilmemektedir.

        Mardin'in turist merkezli olmasını hesaba katsak bile kimsenin kimseyi rahatsız etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü o açık hava restorantlarının sunduğu canlı müzik programları aşırı derecede gürültü kirliliğine yol açmaktadır.

       Dinç ve zinde bir şekilde işlerine ve okullarına gitmesi gereken insanların sanki o ortamı paylaşmışlarcasına bir yorgunluk ve uykusuzluk belirtisini üzerlerinde hissetmektedirler.

        Ayrıca sunulan alkollü içeceklerinin verdiği rahatsızlık ta çabası. Çünkü insanların uykularının en güzel anlarında, ortaya atılan bir kahkaha ya da bir nara sesi veya kavga gürültü hengameleri rahatsızlığın en büyüğünü veriyor.

          Hiç unutmam, malum Cemil İpekçi defilesinin olduğu gecede ki halayların, kahkahaların, naraların seslerinin bittiği an saat üç civarıydı.

          Aslında karıştırdığımız önemli bir nokta var. Bizler yıllarca Mardin'in medeniyetlerin beşiği olduğunu, dört dinin ve dillerin bir arada yaşadığı, örf ve adetlerinin insanlara örnek teşkil olabilecek kapasitede olduğu ve bu toprakların atalarımızın manevi hissiyatları sayesinde bu güne kadar gelebildiğini heryere anlatmaya çalıştık.

          Bunların dışında Mardin'i anlatırken hiçbir şekilde aksi ifadelerde kullanmadık.

Yorum Yaz