matesis
dedas

Medrese Eğitiminin Bazı Özellikleri

Medrese Eğitiminin Bazı Özellikleri

    Daha önceki yazımda medrese tarihçesi ve medreselerde okutulan bazı kitapları kısaca izah etmeye çalışmıştım. Bu yazımda da asırlar boyunca süre gelen medrese eğitiminin özelliklerinden “özellikle ön plana çıkan özelliklerini” kısaca, yazıya dökmeye çalışacağım.

Birinci özellik: Medresede ders verme şekli birebirdir. Yani çoğunlukla talebe tek başına hocasından ders alır. Böylece hoca onun seviyesine ve durumuna göre, anlayacağı şekilde dersi izah eder. Bazen de iki üç kişi birlikte aynı dersi hocalarından alabilirler.

İkinci özellik: Medrese eğitimi hasbi olup hesabi değildir. Medreselerde hoca verdiği derslere karşılık veya medresesinde barındırdığı öğrencilere mukabil hiç kimseden bir ücret talep etmez. Müderrislerin, ders vermesi ve medresedeki ilim taliplerine yardımcı olması tamamen Allah rızası ekseninde devam eder. Bunu, ilmin manevi sevabından kazanmak, onun bereketinden istifade etmek ve ilim gibi bir sadaka-i cariyeye sahip olmak için yaparlar. Bunu diğer eğitim kurumları ve özellikle de çok yüksek ücret isteyen dershane ve özel okullarla kıyaslamayı sizlerin takdirine bırakıyorum.

Üçüncü özellik: Medrese eğitimi sürekli olup süreli değildir. Medrese eğitiminde belirli bir süre yoktur. Öğrenci istediği yaşta medreseye gelebilir. Şayet öğrenci ilmini ilerletmek istiyorsa; istediği kadar medresede kalabilir. Yani medresede yaş sınırı yoktur.

Dördüncü özellik: Medrese eğitiminde seçicilik esastır. Medrese eğitimini farklı kılan en canlı noktalardan biri de bu seçiciliktir. Yani bir öğrenci istediği hocayı seçebildiği gibi hoca da istediği örenciyi seçebilir. Birini diğerine mahkûm etmek zorunlu ve bağlayıcı bir durum değildir. İş tamamen her iki tarafın karşılıklı rızasına bağlıdır. Bu seçme hakkı, ilim öğreniminde çok önemli ve verimli bir husustur. Keza öğrenci, okuyacağı kitabı seçme ve seçeceği ilim dalı konusunda da serbesttir. Hoca ile istişare eder, hoca da onun seviyesine uygun olduğu kanaatine varırsa artık talebe istediği kitabı okuyup seçmede serbest olur. Hocanın tavsiyesi ile birlikte öğrenci, ezberlenmesini faydalı gördüğü kitabı okuyup ezberleme konusunda da serbesttir.

Beşinci özellik: Hoca-öğrenci ilişkisi medrese eğitimine önemli bir hususiyet kazandıran özelliklerin başında gelir. Bu ilişki karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı bir ilişkidir. Medrese hocaları ve öğrencileri arasında karşılıklı olarak derin ve gönüllü bir sevgi ve saygı bağı vardır. Hoca öğrencilerini çocukları gibi sever, öğrenciler de hocalarını babaları kadar severler. Hoca öğrencileri için dua eder, öğrenciler de hocası için dua eder ve bayram günlerinde veya hastalandığında mutlaka hocasını ziyaret ederler, onun elini öperler.  Kısacası, öğrenci hocası ile konuşurken, yemek yerken, onun huzurundaki bütün hal ve davranışlarında mutlaka saygı ve edebe riayet eder ve bunlarda kusur etmez. Bu, medrese öğrencilerinin en önde gelen vasfıdır.

Altıncı özellik: Medrese eğitiminde, öğretilen bilginin öğrenci nezdinde kalıcı olması ve iyice kavranması esastır. Bunun için öğrencinin şu hususları yerine getirmesi önemsenir. Dersini almadan önce iyice mütalaa etmesi, dersini önemseyerek alması ve okumasıdır. Bu kalıcılığın temelinde ve verilen bilgilerin iyice sindirilip meleke haline gelmesinde altı temel unsur etkendir ki; bu temel unsurlar medrese eğitiminin bel kemiğini oluşturur. Bu unsurlar şunlardır: 1. Ders alma 2. Ders verme 3. Ezber yapma 4. Mütalaa etme 5. Müzakere etme 6. Ders dinleme. Ders dinleme özellikle medreselerde yapılan bir uygulamadır. Ders dinleme şu şekilde gerçekleşir. Öğrenci okuduğu kitap itibariyle kendisinden geri olan başka bir öğrencinin, hocanın yanında okuduğu dersi ve takip etmek istediği fıkıh, tefsir, hadis, tarih gibi ayrı bir dersi dinleyerek takip eder.

Yedinci özellik: Ahlaki yapılandırma, Medrese eğitiminde sadece teorik bilginin verilmesi ile yetinilmez. Kuru bilginin, pratik hayata yansıyan ameli, ahlaki ve insani bir tarafı olmadan tek başına bir işe yaramadığına inanılır. Bunun için öğrencilere verilen bilginin yanında ahlaki durumları üzerinde de sıkıca durulur.

Sekizinci özellik: Medreselerde karma eğitimi yoktur. Kız ve erkekler bu kurumlarda birlikte eğitim almaz. Bu da daha sağlıklı bir eğitim ortamının oluşmasına vesile olur. Gerçi medreselerin çoğu erkek talebelere yöneliktir, kızlara yönelik medreseler çok azdır. Bu da medreselerimizde çok büyük bir eksiklik olduğunu beyan etmekle özeleştiriyi yapmakta sakınca bulmuyorum. Umarım bu yapıcı bir öz eleştiri olur.

Dokuzuncu özellik: Medreseler çoğunlukla yatılı talebeye eğitim veren kurumlardır. Bu da talebenin eğitim ve öğretimine daha fazla zaman harcamasına, zamanın çoğunu medresedeki derslerini öğrenmeye, ezberlemeye ve müzakere etmeye ayırmasına imkân verir.

Onuncu özellik: Medreselerde uzun tatiller yoktur. Haftanın tatili Perşembe günü öğleden sonra başlar ve Cuma günü akşam namazı ile biter. Senenin tatili ise en fazla bir ayıdır, o da bayramlarda veya bir mazeretin olduğu zamanlarda kullanılır.

            On Birinci Özellik: Medreseler camilerle yan yana ve bir dereceye kadar iç içedirler. Bu özellik Resulullah (s.a.v)’in mescidi olan Mescid-i Nebevî ile Ashab-ı Suffenin kaldığı ve “Suffe” denilen mekânın iç içeliğinden başlar. Günümüze kadar medreseler camilerin ya içinde veya avlusunda yer almıştır. Bu da talebeye çeşitli faydalar sağlamaktadır. Talebe bu vesileyle camide namazlarını kılar, bazen müezzinlik veya imamlık yapar. Kimi zaman hutbe okur veya vaaz kürsüsüne çıkıp vaaz verir. Böylece talebe hocasının yanında bir bakıma staj yapar, uygulamalı eğitim alır.

On İkinci özellik: Medreselerde eğitimini tamamlayan bir öğrenci diploma yerine icazetname alır. Sözlükte izin vermek, onaylamak anlamlarına gelen icâzet, terim olarak ise sözlük anlamına uygun olarak, bir âlimin ilmini talebesine aktardıktan sonra, ders ve fetva vermesine onay vermesi anlamına gelir. Osmanlı Devletinde 1914’e kadar icazet belgesi resmi diploma işlevi görüyordu. Medreselerden icazet alanlar durumlarına göre belirli kurumlarda çalışma imkânı görüyordu. İnşallah bir gün ülkemizde de şimdiki medreselerde okuyan ve icazetlerini alan kişilerin icazetleri diploma işlevi görür.

Sonuç olarak; medreseler dini eğitim ve öğretime büyük katkılar sağlamıştır. Bu hal özellikle millet tarafından çokça takdir edilmektedir. Bunun için medreselere sahip çıkmak ve bu medreseleri güçlendirmek, ister ilmi çevreden ister halkın genelinden olsun her bir Müslüman’ın mühim bir vazifesidir. 

Yorum Yaz