matesis
dedas

Menfaatler Üzerine Kurulan Yaşam

Menfaatler Üzerine Kurulan Yaşam

Bazı kimseler insanlarla olan ilişkilerinde, hatta kendilerine çok yakın olan kişilerle dahi menfaat ilişkisi kurmaktan çekinmezler. Büyük, küçük demeden, aralarında en ufak bir çıkar çatışması olduğunda, yaşamış oldukları bütün güzellikleri unutup, değer verip, sevdikleri kişileri anında gözden çıkarabilirler. Bu kimseler, yapmış oldukları çok küçük iyiliklerde bile hemen karşılık beklerler. Hiçbir karşılık olmadan iyilik yapmayı çok büyük kayıp olarak görürler. Fedakar insanları sürekli eleştirip, onlarla alay ederler. Kendilerini onlardan çok daha akıllı görürler. Çıkarlarının olmadığı hiçbir olaya girmezler ve çıkarlarından asla ödün vermezler. Tek gayeleri, bu hayattan ellerinden geldiğince yararlanıp, kendi akıllarınca rahat ve mutlu bir yaşam sürmektir. Bu nedenle bu kimseler için, kendi çıkarlarından daha önemli bir konu yoktur. Yaşamları boyunca her durumda kendi çıkarlarını düşünüp onu korumaya çalışırlar. Elbette herkes refah içinde ve mutlu bir yaşam sürmek ister. Fakat burada hatalı olan, bazı kimselerin isteklerini gerçekleştirmek için izlemiş oldukları yoldur.

Bu kimselerin çıkarlarına bu kadar bağlı olmalarının sebebi, Allah’ın insanlar için indirmiş olduğu Kuran ahlakını yaşamlarında uygulamamaları ve Kuran’ın yüklemiş olduğu sorumluluklardan kaçınmalarıdır. Yaşamları boyunca Allah’ın "Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler, ahiretten ise gafil olanlardır" (Rum Suresi, 7) ayetiyle bildirdiği gibi, ahiretten habersiz bir yaşam sürmeleridir. Bu kimseler ölümü, ölümden sonra ne ile karşı karşıya kalacaklarını akıllarına getirmek istemezler. Kendilerine göre bu hayatta daha yaşayacak çok zamanları vardır. Bu nedenle hiç akıllarına getirmedikleri, getirseler bile gerçekleşeceğine pek ihtimal vermedikleri bir hayat için çıkarlarından ve kurmuş oldukları planlardan vazgeçmek istemezler. Dünya hayatını ve buradaki menfaatleri, ahirette kazanacaklarına oranla daha güzel görürler. Bu sebeple, geçici dünya hayatına sıkıca bağlanıp ahireti görmezden gelirler. Bütün isteklerini geçici ve kısa olan bu dünyaya sığdırmaya çalışırlar. Hayatları boyunca Allah’ı razı edecek tavırlardan ve güzel ahlaktan uzak yaşarlar.

 

Dünya hayatında bazı insanların birbirlerine karşı hırslı tavırları onları mutsuzlaştırmaktadır. Allah, her durumda Kendi zikrinden yüz çeviren bu kişilerin dünya hayatında mutlu olamayacaklarını, daima sıkıntı ve zorluk içinde olacaklarını Kuran’da şöyle haber vermiştir:

 

Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve Biz onu kıyamet günü kör olarak haşr edeceğiz. (Taha Suresi, 124)

 

Bu kimselerin yanında Allah’ı anmak, onlara Kuran’dan sorumlu olduklarını ve ahiret gününde dünya üzerinde yaptıklarından dolayı Allah’a hesap vereceklerini hatırlatmak onları son derece rahatsız etmektedir. Rabbimiz inkâr edenlerin bu davranışlarını şu şekilde bildirmektedir:

Sadece Allah anıldığı zaman, ahirete inanmayanların kalbi öfkeyle kabarır. Oysa O'ndan başkaları anıldığında hemen sevince kapılırlar. (Zümer Suresi, 45)

Yüce Allah’ın salih kullarından olan Müslümanlar için, bu hayatta yaşamanın tek amacı Allah'ın rızasını aramaktır. Müslümanlar, kendilerini yoktan var eden, istediği her şeyi kendisine veren, her şeyin tek ve gerçek sahibi Allah olduğunu, bütün olayların O’nun istemesiyle gerçekleştiğini, Allah’ın hem rahmet edici, hem de cezalandırıcı olduğunu bilen kimselerdir. Bu sebeple Müslümanların Allah’a olan sevgileri, bağlılıkları ve korkuları çok güçlüdür.

 

 

Yorum Yaz