matesis
dedas

MİNİK ÖĞRENCİLERİN USTA ÖĞRETİCİLERİ

  • 04.01.2010 15:03
MİNİK ÖĞRENCİLERİN USTA ÖĞRETİCİLERİ

        Bölgemizde Okul öncesi eğitimin yeni yeni öneminin bilinmeye başlandığı, eğitim almanın çok erken yaşlarda başlama gerekliliğinin bilincine varıldığı yıllarda, elinde İl Milli Eğitimin Müdürlüğünün hazırladığı Göreve başlama yazısı ile köy ve belde ilköğretimin okulların tozlu yollarını tutan 19–20 yaşlarında, hayalleri ve sevgileri kalbilerine sığmayan gencecik kızlarımız,

        Henüz anasının kucağından başka sıcak kucak bilmeyen çekingen, utangaç, anadilini daha yeni öğrenmiş köyün ufacık çocuklarının fedakâr öğretmenleri,

         Evet, bahsettiğim; ülkemin, minik öğrencilerinin usta öğretmenleridir…

         Okul da görevine başlar başlamaz Müdürlerin; ‘ ana sınıf öğrencilerimiz yok. Seni niye buraya verdiler. Kendine merkezden bir okul bulsana.’ Sözlerine aldırmadan ev ev gezerek öğrenci toplamaları, köy okulların fiziki imkânsızlıkları nedeniyle eğitim verecek sınıfların olmaması, apar topar okul müdür odalarının anasınıfına dönüştürülmesi ile ana sınıf malzemeleri arama telaşlarına kapılmalarını,  merkezden bulmadın mı?  Muhtarın evindeki sandalye ve kilimlerinin sınıflara getirilmesi, sınıf temizliği, ısınma sorunları, öğrenci malzemelerin bulunmayışı, bu materyallerin temin edilmesi-yapılması ve öğrencilerin getirdiği sıcak tandır ekmeği, köy peyniri ve yumurtası ile yapılan öğle yemeklerinin başkahramanı, usta öğreticiler,

          Mesai bitti eve dönüş olacak. Servis yok, olan servis kadrolu öğretmenlerindir. Yerleri yok, köyde kalacak ev yok, henüz almadıkları ücretlerinden dolayı gelip –gidecek yol paraları yok… Ama Bir yolunu bulup sabah erkenden köy sokaklarından topladığı ufacık çocukların minik ellerinden tututarak, küçücük sınıflarda, sevgi dolu, sıcak bir ortamda güne başlamalarının başkahramanı; usta öğreticiler.

           Hiç kalem tutmayan, renk bilmeyen, boya görmeyen, beyaz sayfalara annesinin resmini çizemeyen, ana dilinden başka bir dilin farkında olmayan, anasından başka birinden masal dinlemeyen,  hıçkıra hıçkıra ağlayan, yüzünde gözyaşı lekelerin izleri ile sınıfa getirilen minik öğrencilerin usta öğreticileri.

            Evet, Türkçeyi artık konuşmaya başlamıştır.  İkinci bir dilde öğrenmiştir. Öğrendiği dil ile şarkılar söyler duruma gelmiş, sayı sayar, anne babasının resmini çizer, sınıfta, arkadaşları ile paylaşmayı öğrenmiş, renkleri tanımıştır. El yıkamayı, temizliği, kalem tutmayı ve boyamayı tek başına yapan bu minik öğrencilerin usta öğreticileri,

            Aybaşı geldi ücretlerini alacaklar; ek ders puantajları eline verilen, mutemetlerde gezdirilen, ssk primleri geç yatırıldı diye;  verilen para cezasını, aldıkları sınırlı ücretten kesilen, unutulan puantajlar, hesaplanan yanlış ücretler, gelen kadrolu öğretmenden sonra; hemen görevine son verilen, zamanında hesaba yatırılmayan ücretlerinin hak sahibi usta öğreticiler,

            Ve artık son görevlerini yapan usta öğreticiler; yerlerine 4 yıllık lisans mezunların atandığı bu zahmetli ve bir o kadar sorumluluk isteyen okul öncesi öğretmenliğine ile okul öncesi eğitime verdikleri katkı, heyecan ve karşılıksız sevgi bir gün elbette eğitim tarihi dile getirecektir.

            Kadrolu Ana sınıf öğretmenleri ile kapatılamayan okulların öğretmen ihtiyaçları, kız meslek liselerinden yeni mezun olan ve bir şekilde minik çocukların eğitimi ile ilgili kurs alan usta öğreticiler;  işlerini ustalıkla ve fedakârca yapmışlardır.

             Araç-gereçsiz sınıfların öğretmenleri, hizmetlileri, yardımcı personeli, çocuklarımızın ilk öğretmenleri, ihtiyaçta hazır kıta bekleyen eğitim askeri, ülkemin fedakâr usta öğreticileri; sizlere küçük çocuklarımızın beslenme çantalarına doldurdukları kocaman teşşekürlerle selam gönderiyorum.

             Selam veriyorum,

             Her biri bir çiçek olan ve kendisi ile beraber büyüyen küçücük çiçek tomurcuklarının hikâyelerini oluşturan usta öğreticilerimize….

       

Yorum Yaz