matesis
dedas

Nefis ve İsraf!

Nefis ve İsraf!
Değerli okurlarım
Evvela bütün İslam aleminin geçmiş bayramını tebrik ediyorum. Hamd olsun ki Ramazan-ı Şerif ayını da tuttuğumuz oruçlar, teraviler ve okuduğumuz Kur'an'larla kısacası ibadetlerimiz ile uğurladık. Allah bir daha nasip etsin.
Kardeşlerim ülke nüfusumuzun %99'u Müslüman Elhamdülillah. Kendimize Müslüman diyoruz mademki Müslümanız o zaman Müslüman gibi yaşamak zorundayız. Sadece ben Müslümanım ile olmuyor. Müslüman  kalp ile kul olarak Allah'a teslim olmaktır. Müslüman riyadan, gösterişten, haramdan, dedikodudan, israftan, yalandan uzak durmaktır. Kısacası nefis ve israftan uzaklaşmaktır.
Toplum olarak örf, adet, gelenek ve göreneklerimize çok bağlı bir toplum idik ama bunlardan yavaş yavaş uzaklaşıyoruz. Nasıl mı ibadetin ve hayrın gizlisi makbul sağ elin verdiğini sol el bilmemeli. Hani bir atasözü vardır ; İyilik yap denize at balık bilmezse halık bilir.
Oruç ayını geride bıraktık bu kutsal ayda iftar sofraları kuruldu hayırseverler boş durmadı bu aylarda iftar sofralarının bereketi olan fakir, fukara, yetim ve muhtaçlar hatırlanmalı ve onlara öncelik verilmeli mutlaka azda olsa yapıldı bunlar. Lakin bazı kimseler, çevreler, kuruluşlar, dernekler bu iftar soflarında aşırıya kaçıp bunu adeta reklama dönüştürüp yapılan bu hayrı insanlarında bilmeleri için gereken her şeyi yapıyorlar, iftar sofrası değil adeta menü sayıyorlar ancak bunlar çok şık şeyler değiller, yapılan bu hayır söylenmemeli. Veya bir hayırsever yaptığı hayır işini adeta anons ediyor gazeteye , televizyona güç ve zenginliğini ön plana çıkartıp şu kadar kişiye şu kadar gıda yardımı yaptım kaç bin kişiye giyecek yardımı yaptım. İnanın bu yapılan hayrın kulun bilmesine gerek yok reklama gerek yok. Bu muhtaç insanları derinden üzüyor ve onları rencide ediyor.
Ramazan bayramı
Herkesin geçmiş bayramını bir kez daha tebrik ediyorum. Bayramlarda mezarlıklar ziyaret edilir, Kur'an ve Yasinler okunur. Hastalar ziyaret edilir, yardıma muhtaç kardeşlerimiz ziyaret edilir. Dost ve akrabalar anne, babalar, aileler ile bayramlaşma olur. Kısacası Selah-i Rahim yapılır. İnanın bundan da yavaş yavaş uzaklaşıyoruz. Bayramlar denince artık millet olarak haydi ya Allah deyip sahillere koşuyor tatile gidiyoruz. Bayramın ismi tatil oluyor maalesef. Anne, baba, dost ve akrabalara bayramlarını bir mesaj ile kutluyoruz. Oysa yazımızı değil yüzümüzü görmek istiyor anne, baba, dost ve akrabalarımız. Ülke olarak bu kadar lüks ve zengin değiliz. Hani kriz vardı hani işsizlik vardı peki bu 10 günlük tatil neyin nesi çok lüks geliyor bana dünyanın hiç bir yerinde böyle yok adeta hayat duruyor. Devlet büyüklerimizin bunu gözden geçirmesini rica ediyorum. Çünkü hep israf ve özenti, sonrası aileler bölünüyor, boşanmalar, yıkılan yuvalar, öksüz ve yetim bırakılan aileler neden özenti ve israftan neden o yapıyor neden ben yapmıyorum çekişmesi adeta diğer bir tarafı bayrama tatil diye yollara çıkan kardeşlerimiz trafik kazaları, ölenler ve yaralananlar, milli servet, maddi ve manevi mal ve can kayıpları. İnanın savaşlarda bile bu bilançolar, kayıplar yok yazık ne olur kendimize gelelim, sorumluluğumuzu ve kendimizi bilelim. Kendini bilen rakibini de bilir. İsraftan, nefisten şiddetle kaçınalım. Toplum olarak kime sorarsan hep aynı kriz var işim yok zor durumdayım herkesten şikayet duyuyoruz iş yok perişanım inanın israftan kaçınsak bu memlekette tek bir işsiz ve aç kalmaz.
Ben katılmıyorum bu memlekete, kriz yok bu memlekette israf çok. Otomobil acentelerine gidin bir araba alacaksınız size sıra veriliyor. İnşaat sektörüne bakıyorsunuz bir daire trilyonlar değerinde, havaalanlarında bilet kuyruğu, AVM'ler tıklım tıklım.
Ne olur kendimize gelelim ne olur özümüze dönelim. Şu soruyu kendimize soralım: Bize ne oluyor ve biz nereye doğru gidiyoruz nereye koşuyoruz.       Hz. Peygamberden: Cebrail bana şöyle hitap etti 
 Ey Muhammed istediğin kadar yaşa sonunda öleceksin, dilediğin kimseyi sev sonunda ondan ayrılacaksın, istediğini yap mutlaka onun hesabını vereceksin.
Bilmem bu nasihat biz insanlara yeterli mi? Kardeşlerim kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not : Dünya beş para etmiyor. İnanın ben şahsen param olmadan sizlerden çok şey aldım. Edep aldım, öğüt aldım, gönül aldım, dua aldım, sizlerden ben ben olmayı aldım. Ama hiç bir zaman kendimi parayla satanlardan olmadım. Hz. Ali (r.a) dediği gibi eğer insan ve iyi bir kul olmak istiyorsak fikrimizden , zikrimizden, şükrümüzden ayrılmayalım.
Allah hepimize fikir, zikir ve şükür nasip etsin.
Selam ve dua ile...

Yorum Yaz