matesis
dedas

Negatiflerimize Bakarak Bencilce...

Negatiflerimize Bakarak Bencilce...
KAYIP  ÇOCUKLAR  KAYIP  ON  KURUŞLAR
 
          Çocuklar,gençler ve elliyi geçen ihtiyar -genç delikanlılar diyerek başlamak istedim negatiflerime (arab resimlerime) bakarak bencilce...
          Herkes gibi yıllar öncesine dönüp renk renk,canlı-solgun,aydınlığa duyarlı bakan ya da bakımsızlıktan-sevgisizlikten yoksun, boynu bükük çiçekler gibi geçen çocukluğunu belli bir yaştan sonra bu kadar negatiflerle gün ışığına çıkarılmak istenmiyorsa, bir soluk için bile bir başkasına ödetiyorsa varsın negatif kalsın resimler demek mi gerekir ?
          Filmi geriye doğru sararken elbette gıcırtılı sesler,homurtular duymamız ya da ' arab' larınıza bakarken ' Bunlar kim, bu ben miyim?' sorularınıza yanıt ararken hayal kırıklığı yaşamanız-yaşatmanız içten bile değil...
           Ya o küçücük yaşınıza rağmen içten birşeylerin kıpırdadığını hissedip, yakınlaşırken liseli yıllarımızda içimizde büyüttüğümüz, zaman zaman yanılıp-yanıltığımız ama hiç unutmadığımız iz bırakan hayaller,kareler...
            Aile bireyleri arasındaki sevginin bir başka duygusunun,havasının sosyal yaşamımızın bir parçası olacağı,dostça-arkadaşça yakınlaşmalar içinde yararlı olmanın,eğitimli ve bir hayli donanımlı olmayı,temelde insan psikolojisinin farkında oluşumuzla, ' anı ' n analizini yaparak iletişimimizi sağlamanın gerekli olduğuna en az benim kadar bu bilinçte olduğunuzdan hiç bir kuşkum yok.
            Ana kucağndan sokağa yeni çıkan çocuklar ilk çıkışlarında çok korkak olur ta sokağı ve birkaç sokak ötesinde oynayan yaşıtlarını ve diğerlerini tanıyana kadar.
            Çıktığı sokaklarda tanıdık yüz göremeyince,yanında güven verici bulamayınca annesini arayıp geri dönmeye koyulur;yolunu şaşırıp birkaç sokaktan uzaklaşıp,kendini içinden çıkılması bir hayli zor labirentin içinde görür.
            Hele hele yoluna kedi-köpek ya da tanımadık yüzlerle karşılaşınca ağlarken basar çığlığı-narayı!..avazının çıktığı kadarıyla...
            Tanıyanların yardımı ile elden ele hıçkırıklarla evine yol alınırken kolay da, tanıdığı çıkmayınca belediye veya camilerde anonslar yapılarak bir süre beklenilir;sahiplenen çıkmazsa en yakın karakola tok ve elinde bir sürü oyuncaklarla götürülür.
            Anonslara kulak vererek,araştırmalardan sonra annesine kavuşturmak için mahallesine,sokağına yaklaştıkça mahalleli-kapı komşunun sevinci,çocuğunu gören annenin gözlerinden ' sevinç gözyaşları ' nı birlikte yaşatır-yeşertir sevgi yumaklarına,öbeklerine,dağlarına,ağaçlarına-kuşlarına müjdeyi verir.
            Yavrusuna sımsıkı sarılması,seri küçücük aralıklarla öpüp koklanması bir daha hiç  
' ayrılmayacağız ' özlemiyle kemiklerini hissedercesine göğsüne sarması,özleminin doruğa çıktığı,üzüntü ve sevincin iç içe geçtiği ' günlük ' te olsa ' çook!..çok güç duygulu anlardır.
             Bir bakıma kayıp çocukların yolunu beklemek,beklentilerimizin düşlerini gerçeğe dönüştürmek için ilgililere görevlerini hatırlatmak;insanı ve doğa sevgisini bütün renkleriyle öne alacak eğitim sistemimizin yeniden '' insan hakları, temel hak ve özgürlükler'' i çağımızın bir gereği olarak talepte bulunmak gerekmiyor mu ?.. 
             
 
KAYIP  ON  KURUŞLAR 
 
Çocuk bu ya ... göz açıp-kapayana dek sokağa fırlar,oyun için arkadaş arar;elindeki gazoz kapağını,ceket-palto düğmelerini ya da elli yıl önceki on kuruşuyla Vahit Amca'nın sokağa bakan evinin dış kapısının kasasını alttan birleştiren çimentolu antosu ' iskiffé ' nda bulur kendini...
             Komşu çocuğunun oynarken, tam da kapı önünde kaybettiği on kuruşun arkasından ağlamaya başlayınca,birlikte oynadığı çocukların ' Niçin ağladın?' sorularına gerek kalmadan;Vahit Amcanın filesinden çıkarıp birkaç salkım üzüm uzatması bile on kuruşu kayıp çocuğu susturamadı.
             Vahit Amca fileyi eve bırakıp,bir demir çubuk ve çekiçle antoyu parçalayıp,toprağı kazarak on kuruşu aramaya başlaması;dönüp kahverengi başak resimli on kuruşu çocuğa bir anda uzatması hepimizi sevince boğmuştu.
              Kendi kapısının antosunu kırıp,toprağı kazarak yaşam boyunca unutamayacağımız dersi Vahit Amcadan çoktan almıştık; bulamayıp cebinden uzattığı on kuruşu ' keşke saklayabilseydik.' diye hayıflanmamak mümkün mü ?..

Bütün dillerin tadıyla izninizle:

'' Ultul-lu let ğef tallé /Şuf-ıl şems li- reha tıtla.''
                                     Omaima Khal- Marcel Khal

' Korkma, bak dedim / Bak güneş şimdi doğacak.'

Yorumlar

Image
A.Vahap Omuzlar
09.04.2011 / 23:22

TEMA rumuzlu değerli yorumcunun olumlu görüşlerini paylaşmamak mümkün değil.<br><br>Mardin'den-Mardin'liden her insana bugüne kadar kendi kültürünü,yaşam biçimini,anadil zenginliğinin yanında içten duygularının anlaşılabilir tadta yankılanabileceği yer seçimlerinde isabetli karar verdiğimi düşünüyorum.<br><br>Düşündüklerimiz konusunda farklı tellerden çaldığımızın farkındayken,bugüne kadar ilgili siteden herhangi bir baskının gelmediğini belirtmek isterim.<br><br>''...her yazı köşeye konabilir..'' teziniz benim konumumla çok ilgili çünkü bir köşeye yazı verirken bir süre sonra verilen yazıların bilinmeyen el-eller tarafından internet ortamından silindiği/örtüldüğünü yaşadığım içindir.<br><br>İlerde buna benzer somut örneklerle sizin ikinci tezinizi bu konuda konumum nedeniyle açıklamalara gerek duyulacaktır.<br><br>Duyarlıklarınız ve olumlu yorumlarınız için '' Şükran ye sidi..''

Image
tema
24.03.2011 / 09:55

her yazı köşeye konabilir.. ama her köşeye yazı konmaz..Eleştrimi olumlu anlamda kullanmanız dileğiyle..

Yorum Yaz