matesis
dedas

Nusaybinlinin Trafikle İmtihanı!

Nusaybinlinin Trafikle İmtihanı!

İlçemizde samimi olarak trafikle ilgili kime soru sorarsanız, yığınla haklı şikâyet duyacaksınız. Herkes haklı olarak bir açıdan trafikten şikâyetçi oluyor. Herkes dertlidir, araba sahibi de, yayalar da, esnafta, trafik görevlileri de konudan şikâyetçidirler. Değişik açılardan ileri sürülen engelleri, sorunları, sorumluluk alanlarını yan yana getirdiğimizde de ilçemizin trafik sorunu tüm çıplaklığıyla ortaya çıkacak…

Dedim ya herkes dertliyse, herkes bu konuda şikâyetçiyse, herkes sorunu çözmek istiyorsa, peki, şimdiye kadar sorun neden makul olarak bir çözüme kavuşmuyor ki?

Neden? Çünkü herkes topu birbirine atıyor. Ya da topu taca atıyor. Kolay yolu seçiyor. O nedenle de top oynamak epey zorlaşıyor!

İlçemizdeki trafik sorunu da her gün daha da katlanarak önümüze geliyor…

Daha önce yazıldı; en önemli trafik sorunlarından birisi elbette üç tekerlekli bisikletlerdir. Bu defalarca söylendi. Sorunu duymayan kalmamış, herkes sorunu biliyor, ama çözümler ve önlemler konusunda sorumlular topu başka mecralara atıyorlar.

Geçerliliği olmayan gerekçeleri dillendiriyorlar.

Bir kere bu üç tekerlikle bisikletleri çocuk yaştakiler kullanıyorlar. Bu başlı başına önemli bir sorundur. Bunun altını defalarca çizmek gerekiyor. Yaşları bile çalışmaya müsait değil. Bu çocuklar ne ehliyet alacak ne de iş yapabilecek fiziki olanaklara sahiptirler. Taşıdıkları yükler onlara fazla geliyor. Yaşları daha çok küçük, fizikleri yük taşımaya uygun değil. Bu bisikletlere binen çocuklar eve ekmek götürmek için değil bazen daha çok merkezi alanlarda keyif çatmak için araçlarını kullanıyorlar. Herkes elbette bunu yapmıyor. Ama büyük bir bölüm, bunu göz göre göre yapıyor…

Bunlara kesinlikle bir çözüm bulmak gerekiyor. Bunu kaymakamlık mı belediye mi yapar ya da her ikisi birlikte yapmak zorundadır konusu, elbette tartışmaya değer.

Sorumluluktan kaçmak çözüm olmuyor ki! Futbolcu sorumluluktan kaçarsa, sahada düzgün top oynamak mümkün olabilir mi?

Bir kere bu bisikletlerin şehir içindeki trafikten men edilmesi artık bir zorunluluk olmuştur…

İnsanlarımızın burada mağdur olmamaları için basit bir ekonomik araştırma yapılmalı, bisiklet sahiplerinin durum iyi tespit edilmelidir. Ailelerin ekonomik durumu iyi tetkik edilmeli. Daha sonra gerçekten aile ekonomisine katkı yapanlar varsa,  bu ailelerin mağdur olmamaları için, yoksul olan ailelere ekonomik yardım yapılmalı, bisikletlere de el konulmalıdır…

Hem belediye hem de kaymakamlık bunu gerçekleştirecek olanaklara sahiptir…

Bu işin ekonomik finansmanını da kaymakamlık ve belediye birlikte yapmalıdırlar. Yok, eğer bu ailelere yapacak yardımımız yoksa bile, söz konusu bisikletler yine trafikte olmamalıdır. Bu önlemi de trafik polisleri ve belediye zabıtaları birlikte gerçekleştirebilirler. Bisiklet sürenlere belli bir yaş süresi getirilebilir mesela. Sınırlamalara getirilebilinir. Bisikletçilere trafik bilgisi verilebilir. Numara verilebilir. Şehir de boş boş dolaşan bisikletlere uyarılar yapılabilinir. Vs. vs…

Trafikteki ikinci bir sorun da elbette at arabası sorunudur.

Bir dönem belediye bu sorunu hallettiği bildirdi. Arabalar şehir merkezinden men edileceklerdi. Toplantılar yapıldı, antlaşmalar konuşuldu, herkes sevinçle sorun çözülüyor dedi. Ama birden belediyeden ses seda kesildi.

Yine başa döndük…

Belediye bu konuda bir daha tutarsızlığını ortaya koydu. Kurum aldığı kararı şimdiye kadar uygulama cesareti göstermedi.

Toplu besicilik konusunda da aynı korkaklığı sergiliyor belediye…

Şimdi bu konular ortada dururken, can alıcı trafik sorunlarını burada yazmak belki biraz gereksiz gözükecek, ama biz yine bildiklerimizi söyleyelim;

Bakınız şimdi; on yıl önce geriye gidin. Hafızalarınızı tazeleyin. Nusaybin’de trafikte olan araç sayısı ne kadardı? Belki beş yüz, belki bin, belki iki bin? Bugünkü araç sayımız kesinlikle ortalama olarak bunun on katıdır! Bir de başka şehirlerden gelen ve yabancı plakalı araçları da bunlara eklerseniz, gerisini siz düşünün. Araç sayısında muazzam bir artış var. Bu ilçedeki gelir düzeyinin artığını da gösteriyor.

Bundan memnun olmamak mümkün mü? 

Ama artan araç sayısına rağmen, alternatif yollar hiç geliştirdik mi? Yollarımızı genişlettik mi? Yıllardır bir çevre yolu projesi konuşuluyor ama somut bir gelişme şimdiye kadar olmamıştır. Öte yandan trafik akışkanlığını gerçekleştirmek için, gereken yerlerde sinyalizasyon uygulamalarına geçtik mi?

Nerede, hangi fiziki önlemler alındı?

Birkaç sokağa kapan koymaktan başka hangi önlemler alındı ki? Bir de bol bol yol kasislerimiz var! Her birisi de bir telden çalıyor! Birbirlerine benzer yanları yok. Standartlaşma yok. Ahenk ve güzellik yok. Kimisi yüksek, kimisi alçak, kimisinin cismi var ya da yok, kimisi öznesiz ve sıklıkla yapılmış, belli standart ölçülere göre yapılmadıkları için araçlara zarar veriyorlar, yani baştan savma önlemlerle trafik sorunlarına bir çözüm getirmek mümkün olabilir mi?

Peki, mesela şehir içi minibüslerine belediye ne zaman bir çekidüzen verecek ki? Minibüs sürücüleri ne zaman trafik kurallarına saygılı davranacaklar ki? Bunun bir önlemi yok mudur? Belediyenin bu konuda gerçekten yapabileceği bir şeyi yok mudur? Trafik kurallarına uymayan sürücülere bir yaptırım uygulanamaz mı?

Mesela kaldırımların sahipleri ne zaman yayalar olacak ki?

Herhalde bu konuyla ilgili soruları ve önerileri daha da çoğaltabiliriz…

Bizlere somut önerilerle gelin diyen çevrelere söyleyecek bir çift lafımız var; burada dile getirdiğimiz somut önerilerden başka, sizlerin daha somut önerileri varsa, lütfen yetkilileri siz bilgilendiriniz! Sizler de onlara öneri ve çözümler götürün!

İki de bir burası İsveç değildir deme saçmalığını bir kenara koyun. Ne alaka? Nusaybin İsveç’tir diyen mi var sanki? Bir de olsa halkımız bundan zarar mı görecek? Bu nasıl bir aşağılık kompleksidir Allah aşkına?

Ama bu konuda yetkili olan sorumlular değişik bahanelerle sorumluluktan kaçıyorlar. Bunu zaten biliyoruz. Sorunları burada defalarca dile getirdik. Ama durum esasen sorumsuzluktan kaynaklandığı için, bugüne kadar makul bir çözüme de kavuşmamıştır.

Sorumsuzluktan dolayı trafikle imtihanımız hala devam ediyor…

 

Yorumlar

Image
zarazura
07.10.2012 / 21:38

Kesme çiçeklerin yetiştirme yerleri <br> Kesme çiçekler genellikle plastik veya cam örtülü seralarda yetiştirilirse de iklimin uygun olduğu zamanlarda ve yaz aylarında açık tarlalarda da yetiştirilirler. Glayöl, Statis, Hüsnüyusuf bunlara bir örnektir.

Image
Fatih ÖZDEMİR
07.10.2012 / 17:15

Serefhan beyin yazdıklarına katılmamak mümkün değil. İnsanlarımız batı standartlarına uygun bir yaşam tarzını hak etmiyor mu? belediyelerimiz bu konularda çok duyarsız oldukları gibi; yazıda açıklanan proeleri hayata geçirebilecek vizyona sahip belediye başkanlarımız da yoktur. Halkımız kişisel talepleri bir tarafa bırakıp toplumsal sorunlar üzerinde kafa yormalı ve Belediye ve Kaymakamlıkları bu yönde göreve çağırmalı ve zorlamalıdır.

Image
Mahsum
07.10.2012 / 13:27

sizin uzun bir zamandır yerel yönetimlerle ilgili yazdığınız yazılar beni rahatsız ediyor... Neden diye sormayın, bu soru "etik" olmaz...

Yorum Yaz