matesis
dedas

Ölümlere Göz Yummak (1) .....

Ölümlere Göz Yummak (1) .....

                    CELLATLA ORTAKLAŞMAK MI?

Duyarsızlık ve umursamazlığın tepesindekilere bir hadisten ölümü hatırlatarak : 

'' Il-mevt, akrab mın cifn ıl-ayn.''
(Ölüm göze kirpiklerden de yakın.)

Ülkemizde ve coğrafyamızda birçok sorunun çözümüne katkı sunmak için sesini yükseltenlere, örgütlenerek toplumsal muhalefetini özgürce ifade etmek isteyenlere karşı bu ülkenin gelmiş-geçmiş iktidarlarınca 'ciddiye alınmamış' aksine:

'' Sen misin hakkını arayan;muhalefet yapan? ''

'' Sen misin 'sayın' diyen;bilinmeyen dili konuşan? ''

Onlarca yıldan beri kapıya dayanıp 'bireysel hak ve özgürlüklerinin' mücadelesini verirken,kimlik arayışlarında diline ve kültürel değerlerine sahip çıkarken,sorunun çözümüne katkı sunmak için başkasına zarar vermeden açlık grevi yapanlara her ne hikmetse 'Adalet dağıtıyorum.' söylemlerini ağızlarından düşürmeyenler gözlerimizin içine baka baka :  

'' Şov yapıyorlar,gelsin kebaplar.''

Gibi demeçlerle kamuoyunu yanıltmaları yetmiyormuş gibi :

'' Bugün için idamların gerekli olduğunu...''

İçeride ve dışarıda yüksek sesle bilinçaltı biriktirdiklerini gaf yapmadan planlı ve sinsi,insan kıyımları projelerinin ustası olmaya, idamlarla gözdağı vermeye soyunan siyaset yaptığını sanan bir başbakan bu adaletsizlikleriyle cumhurbaşkanı olarak beni nasıl temsil edebilir;''Kardeşliği,barışı'' nasıl sağlayabilir ki?

Farklı düşünen tüm muhaliflerine adeta 'ateş püsküren' despotluğundan hiç bir şey kaybetmeyen,1 Mayıs meydanlarında ve yürüyüşlerde adaletsizlikleri haykırmaya çalışanlara,sendikal mücadeleyi 'hak gasbıyla' geriletip sandığa çeviren,emekçilerin her türlü taleplerine jop,tasdikli su,gazlarla boğmaya çalışan;şimdi de eylemleriyle geleceği inşa etme adına canlarını halklarının onuru için bedel vermeye inanmış insanlara 'cellat olmak için' bakınca,yüz mimiklerinin bile ele vermekte zorluk çekmediği,kendine güveni olmayan bir ruhla,ülkeyi devam etmekte olan savaş ortamından iç savaşa sürükleyecek kadar germeye çalışan başbakanımız/iktidarımız varsa ölümler herkesin kapısının önünde ve çok yakın.

İsrail cezaevlerinin kapısına dayanan onlarca açlık grevi eylemcisinin ve Filistinli Adnan'ın 66.gününden sonra grevin liderlerini İsrailli taraflarla :

* Tecrit koşullarının düzeltilmesi.

* Cezaevleri koşullarının uluslararası standartlarına kavuşturulması.

* İsnatsız gerekçelerle tutuklananların serbest kalması.

BM ve Mısırlı yetkililerin gözetiminde geçtiğimiz ilkbaharda talepler,İsrail gibi bir ülkenin 'iktidarından' karşılık bularak Filistin halkına bir başka bayram sevinci yaşattı.

Buna rağmen faşist iktidarların cezaevleri açlık grevcilerine Hamas ve FHKC (Filistin Halk Kurtuluş Cephesi) üyesi oldukları için 140 kişilik tutsağı meçhul bir yere sürgün ederek işkenceden geçirildiğinin haberleri Filistin halkını ayağa kaldırdı.Bu greve destek veren tutsak sayısının İsrail resmi makamlarının açıklamalarına göre ''1550 tutuklu olduğu'' on binlerle destek bulduğu açıklandı.

Bir inanca göre yöneticileri Tiran'laşmış bir kavmin peygamberi Hz.Zülküf'ün/Zülkifl bile :

* ''Adalet sağlanana kadar.''

* ''Zulüm bitene kadar.''

 Mağarada hiçbir şey yemeden ''zalimlerin taşlanması'' zaferini kutlayana dek çıkmayacağını ileterek hak arayışlarına 'doğru örnek' olurken, özgürlüklerin kazanımına sembol olduğu halkımızca unutulmayan Zülküf peygamber ve Özgürlük Mağarası hak arayışlarını hep kamçılamaya, despot/ faşist iktidarların da korkulu rüyası olmaya devam edecektir.

İşte bunlardan biri de Pamukkale Üniversitesi öğrencilerinin cezaevlerindeki 'açlık grevlerine' dikkat çekmek için kampüste açıklamalarını yaparken saldırıya uğrayıp 15'inin gözaltına alınması ''Silah altındaki askere ve 18 yaşındaki gençlere seçme-seçilme hakkı vereceğim.'' gibi yaklaşımların seçim yatırımları değilse,basın açıklamalarını kampüste yapan öğrencilere nasıl olur da cellat!.. kesilip tahammül etmezsiniz;sorup bakalım samimiyet,doğruluk,ahlak ve inanç etiği bunun neresinde? 

Uluslararası tıp literatüründe açlık grevleri eylemcilerine verilmesi gereken, felakete dönüşmeden beyne giden kimyasal karışımı şekerin yaratacağı olumsuz etkilere karşı herkesin beyni için 'saf şekeri' içeren B1'de bulunduğu ve grevcilerden esirgendiğini üzülerek belirtirken;insan olmayı beceren Feleknaz Uca'nın çantasında silah ve uyuşturucu olmadığı halde,insan yaşamını yitirirken beyninde hasarı olmasın diye B1'den dolayı gözaltına alınması sağlık bakanlığı,içişleri ve ulaştırma bakanlıklarını bu konularda ''şov!..'' diye tutturan başbakanı utandırmıyorsa dönüp Arapça birkaç kelamla çözümü hatırlasın diye  vicdanına sesleneyim :  

      Ley şeğvıs a'l-mevt m'a ıl- cılled yiştirik.
(Ölümleri görmemezlikten gelenler cellatla ortaklaşır.)

Yorumlar

Image
Şakin POYRAZ
29.11.2012 / 09:40

Destê te û pêlûsê te saxbi. Tu her biji. Rehmettüllah ela valideng.

Image
maşallah
28.11.2012 / 11:20

maşallaaaah

Image
davud
25.11.2012 / 09:56

güzel bir yazı

Image
HAKKAMEN
21.11.2012 / 11:35

Gerçek gücü sordum da, "mantık" dedi bilenler<br>En yararlı hazinen, gönlündeki el diyor<br>Bahaneler arama, soğuk durmaya mirim<br>Kederlerden mutluluk, üretmeyi bil diyor.<br><br>Çelişkili bir aklın bulanıkmış yatağı<br>Akıllılar darında, arındırır batağı<br>Güzelliği öğütür, kov cehlinin yutağı<br>Bilgisizlik küreği eğitimsiz dil diyor<br><br>Bülbül sesi çıkar mı, leşe öten kuzgundan<br>Temiz pabuç bekleme, sokaktaki gezginden<br>Benliğini kıranın, şer sıçramaz gürzünden<br>İnsanı insan yapan, erdemle ehil diyor..<br><br>ANLAYANA

Image
talebe
19.11.2012 / 08:47

ellerinize sağlık <br>güzel bir paylaşım olmuş

Yorum Yaz