tatlidede

Ortadoğu’nun gözüyle 15 Temmuz

Ortadoğu’nun gözüyle 15 Temmuz

          Türkiye, 2002’den bu yana sürdürdüğü istikrarlı çizgisiyle Arap halkının gözünde önemli bir yerde olduğunu her daim his ettirmiştir. Türkiye, darbe girişimi karşısındaki kararlı direnişiyle de artık dış aktörlerin Ortadoğu’da diledikleri biçimde kendilerine yakın kimi aktörleri kullanarak iktidarları yıkamayacağını göstererek Ortadoğu’daki milletlere bir uyanışa ışık yaktığını göstermiştir.

            15 Temmuz gecesi FETÖ terör örgütü tarafından girişilen darbe girişimi sadece Türkiye’yi değil, İslam dünyasında yaşayan milyonlarca Müslümanı da ciddi anlamda endişelendirmişti.  Yaşananlar karşısında şok olduklarını söyleyen birçok yakın tanıdıklarım; olayları endişeyle takip ettiklerini belirtirken bir taraftan da ne olup bittiği konusunda doğrudan bilgi sahibi olmak istiyorlardı. O gece Filistin’den Irak’tan farklı bir kaç ülkeden gelen mesajlara cevap vererek “endişelenecek bir durum olmadığı, Allah’ın Müslümanların yanında olduğu” fikrini birçok dostuma ifade ettim. Ayrıca bu süreçte yakından takip ettiğim haklın ve ümmetin yanında olan Arap basını da bu durumun kabullenmez olduğunu ve Türkiye milletinin ve Cumhurbaşkanın yanında olduklarını açık bir şekilde ifade ettiler. Bu durumun genelde İslam coğrafyasına özelde de Ortadoğu’da yaşayan halklara karşı yapılan batı destekli bir darbe olduğunu deklere ettiler.

            Mısır’dan Yemen’e, Tunus’tan Suriye’ye 2011 yılında baş gösteren Arap devrimlerine, özgürlük sevdalısı halka özgürlük mücadelesine destek vererek bir taraftan Arap kamuoyunda saygınlığını daha da arttırırken, diğer taraftan da bölge halkları nezdinde bir liderlik pozisyonu aldı Türkiye. Ancak bazı durumların Türkiye’nin istediği doğrultuda ilerlememesi Türkiye’nin bu güven ve liderlik pozisyonunu bazı ülkelerde bazı guruplar içerisindeki imajını zedeledi. Mesela; Mısır’da yaşanan askeri darbe sürecinde Türkiye’nin desteklediği İhavnu’l-Müslimin hareketinin başarısızlıkla sonuçlanması, Suriye’deki iç savaşta hükümetin desteklediği grupların bir türlü nihai zafere ulaşamaması ve Libya’da siyasi uyuşmazlıkların giderek derinleşmesi gibi unsurlar, Türkiye’nin bu ülkelerdeki algılanış biçimini etkiledi. Darbe girişimin başarısızlıkla sonuçlanması, Türkiye tekrar bu ülkelerin en önemli umut kaynağı olduğunu bir kez daha göstermiş olup, Türkiye’ye olan güven kimilerince güvenini tazelemiş, kimlerince de umut kaynağı olmuştur.

            15 Temmuz gecesinde, birçok dünya ülkesinde yaşayan Müslümanlarla birlikte birçok Ortadoğu ülkesi Türkiye’deki darbe girişimi haberlerini endişe ile izleyerek, bulundukları ülkelerde meydanlara çıkarak ya da Türkiye’nin diplomatik temsilciliklerine giderek meşru hükümetin ve seçilmiş Cumhurbaşkanın yanında olduklarını ifade eden destek gösterileri düzenlediler. Darbe girişiminin başarısız olmasıyla aralarında Ürdün, Suudi Arabistan, Endonezya, Fas, Cibuti, gibi ülkelerin bulunduğu birçok hükümetin Erdoğan yönetimindeki Türkiye’ye destek açıklamalarında bulunması, başta Ortadoğu’nun olmak üzere İslam aliminde özelde Erdoğan’a genelde Türkiye’ye yüklediği önemli misyon yüklediğinin önemli işaretidir.

            Ortadoğu halkı ve Ümmet anlayışına sahip Müslümanlar; Mısır’da 2013’te yaşanan benzer bir sürecin başarılı olması ve demokratik seçimle işbaşına gelen Mursi hükümetinin iktidardan uzaklaştırılmasına an be an şahit olan Arap kamuoyu, Türkiye’deki darbe girişimini de aynı bağlamda görüp tepki göstererek, bu davanın Erdoğan’ın, Türkiye’nin davasından ziyade Ümmet davası olduğunu idrak ederek seçilmiş Cumhuru Başkanın yanında olduklarını gösteri veya sözleri dualarıyla ifade ettiler. Zira Tunus, Libya, Cezayir gibi birçok ülke özgürlüğün talebinde bulunmuş ama emperyalist batı güçler halkı kandırarak (halk da buna bir şekilde kanarak), halkı tefrikaya başarmış ve kendi istediği şekilde sistemi yönlendirmiştir. Türkiye’de ise halk tek yürek olmuş bu güçlerin oyununa gelmeyerek özgürlüğün, hakkın ve halkının yanında alan bir birliktelik göstermişlerdir. Bu nedenle özellikle Arap halkları; Arap var olan son umut kıvılcımının Türkiye olduğunu sözleri, eylemleri, yazıları ile de olsa bu kıvılcımın son bulmaması için icraatlarda bulunmuşlardır. (burada söz etmek istediğim halklar ümmet bilincine sahip halklardır, batı uşaklığı halklar her zamanki gibi uşaklıklarını tabii ki de devam etmişlerdir.)

            Türkiye halkının darbe girişimi karşısındaki kararlı duruşu, Mısır, Suriye, Yemen ve Libya gibi ülkelerdeki devrim süreçlerinin tam anlamıyla başarıya ulaşamaması nedeniyle hayal kırıklığı içerisinde olan Arap kamuoyu için de bir umut ışığı olarak görüldüğünün işaretidir.

            Bu nedenledir ki, başta Filistin olmak üzere, Mısır’dan Tunus’a,  Cezayir’den Libya’ya, Suriye’den özgürlüğünü arayan tüm ülkelere Türkiye milletinin ve seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın asil duruşları önemli bir misal ve direniş mihengi oluşturmuştur.

            Darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması olması ümmetin Türkiye’ye olan güveni ve ülkenin daha da güçleneceğine olan inancı pekiştirilip, Türkiye’nin bölgesel liderlik pozisyonunun daha da öne çıkmasını sağlayacaktır. Ayrıca kendilerini İslam’ın sahibi olarak gören FETÖ terör örgütü liderliğini Fethullah Gülen’nin yapana örgütler gibi bu örgütlerin ve liderlerin maskelerinin düşerek İslam’ın ve Ümmetin en azılı ve en büyük düşmanları olduklarını anlamlarına vesile olmuştur. Sonuç olarak; büyük bir şerden çok büyük bir hayır doğmuştur. Arap basınında ve Arapların dilinde" Feşele el-İnkilabü fi'Türkiye" (Türkiye'de darbe başarısızla sonuçlandı.) başlıkları ve söylemleri halkın dilinde sevinçle söyleniyor.

Yorum Yaz