tatlidede

Özgürlük Meydanı'na Sahip Çıkalım

Özgürlük Meydanı'na Sahip Çıkalım

Sevgili Kızıltepeliler uzun süren bir mücadele ve uğraşının ardından bir meydana kavuştuk. Bir şehir meydansız olmaz. Meydanlar şehirde yaşayan herkesin ortak malıdır. Yani hepimizin, hepinizin. Adı da güzel: Özgürlük Meydanı. Güzel dilimizle o sevdiğiniz Kürtçe ile adı Qada Azadiyê. Bu isim kolay elde edilmemiştir; bunu siz daha iyi biliyorsunuz.

Qada Azadiyê akşamları bir başka oluyor. Işıklandırmasıyla uygarlığı simgeliyor. Stres attırıyor, rahatlatıyor siz Kızıltepelileri. Meydana evi yakın olanlar akşam yemeğini bile yiyorlar. Uzak olanlar ise çoluk çocuğuyla gece geç saatlere kadar meydanda sohbet ediyor, çerez çıtlatıyor, çayını yudumluyor. Çocuklar ise çeşit çeşit oyun oynuyor. Bu gelişme bende kent kültürü ve kentlilik bilincinin gelişeceği umudunu doğuruyor. Güzel değil mi batıdaki kentler gibi biz de kentlileşmede bir çığır açalım?

Yeni olan bir her şey beraberinde sorunlar da getirir. Bunun bilincindeyiz. Meydanımızın kullanımında olduğu gibi. Siz Kızıltepelilere akıl verecek değilim. Ben de sizden biriyim. Ancak bazı hatırlatmalarda bulunma sorumluluğunu duymaktayım.

Sözgelimi meydanda tur atan motosikletçiler. Bu meydan motosiklet turları için yapılmadı. Allah korusun ama sanki tur atanlar kazaya davetiye çıkarıyorlar. Beni dinlerseniz bundan sonra motosikletlerle meydanda tur atmayın. Dolaşın sağlık için daha yararlı olur.

Ve en önemli sorun: Temizlik Sorunu

Özellikle kadınlara sesleniyorum: Çerez kabuklarını ve yemek artıklarını, pet şişelerini bir poşete koyarak çöp kutularına atalım lütfen. Unutmayın çimlerin arasına attığınız kabukları belediyede temizlik işçileri olarak çalışan hemcinsleriniz yani kadınlar topluyor. Geçen gün onlarla konuştum. Dedilerki

“Özellikle kadınlardan rica ediyoruz. Tamam paramızla çalışıyoruz ama şehrimizi temiz tutmamız gerekir. Özellikle atılan kabuklar çimlere zarar veriyor. Belediye masraf yaparak ve emek vererek bu çimleri ve çiçekleri ekmiş. Korunması ve faydalanması halka. Evlerinin temizliği kadar meydanı temiz tutmaları gerekir”

Ne diyelim, kadın temizliğin simgesi. Temizlik de medeniyetin simgesi.

HRANT DİNK’İ ANMAK

Sevgili okurlar, hafta sonu Malatya’da idim. Uluslar arası Hrant Dink Vakfı Medyada Nefret Söylemi konulu bir atölye çalışması yaptı. Bununla ilgili izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Kızıltepe’den MGC Başkanı Sayın cemil Aydoğan ve cemiyet sekreteri Sayın Emin Karakulak ile bendeniz katıldık. Ayrıca Adıyaman’dan, Urfa ve Antep’ten ve tabii ki Malatya’dan basın mensupları da katıldı. Her şeyden önce böyle bir çalışmanın Malatya’da yapılması anlamlıydı. Vakfın yöneticileri konuklarını iyi bir şekilde ağırladı. Bir gün süren atölye çalışmasının katılımcıları medyadan ele aldıkları haber örnekleriyle konuyu tartıştılar. Uluslar arası İnsan Hakları Sözleşmeleri Bağlamında Nefret Söylemi konusu ile Feray Salman, Medya Nefret Suçunu Nasıl Üretiyor konusu ile Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Eser Köker ve Nefret Söylemi ve Hak Odaklı Habercilik konusu ile Bianet adına Erol Önderoğlu birer sunum gerçekleştirdiler. Sunumların ardından katılımcılar sordukları sorularla konu daha da derinleştirildi. Yalnız dikkatimi çeken Malatya’dan az gazetecinin katılımı oldu. Ben Malatya’da basın mensubu olarak çalışan bütün meslektaşlarımın katılımını beklerdim. Atölyenin bundan sonraki çalışmasını Ege Bölgesi’nde yapacağı açıklandı. Katılımın daha fazla olması dileğiyle Hrant Dink’i bir kez daha saygıyla anıyorum.

 

Yorumlar

Image
mehmet demir
26.07.2011 / 14:25

azadi, nerden kürçe oluyor, azadi farsça bir kelime değil mi? hani şu iranda bulunan azadi meydanı.. insanın duygusu aklının önüne geçince frekanslar karışıyor demekki... evet azadi kelimesi farsça bir kelimedir. bilipte bilmeyenlere....

Yorum Yaz